2 çocuk babası Reşit Artan, 2005 yılında İstanbul Silivri'de işlediği bir suçtan dolayı Silivri Kapalı Cezaevine girdi. Silivri Cezaevinden memleketi Muş'a nakil olan Artan, burada tanıştığı infaz koruma memurunun desteğiyle hayatının dönüm noktasını yakaladı.
Daha önce terk ettiği lise eğitimini açıktan tamamlayan Artan, üniversite sınavlarına girerek Açık öğretim üniversitesi Laborant Veteriner Sağlık Bölümünü kazandı.
Yoğun bir şekilde eğitime odaklanan Artan, 2 yıllık bölümünü birincilikle tamamladı. Açık cezaevine geçtiğinde eğitim hayatına ara vermeyen Artan, tekrar üniversite sınavlarına girerek, Bursa Uludağ Üniversitesi Gemlik Asım Kocabıyık Meslek Yüksek Okulu Bahçe Tarım Bölümünü kazandı. Eğitim durumundan dolayı Bursa açık cezaevine nakil olan Artan, burada da ikinci üniversitesini bitirdi.
“HEM ÇALIŞIYOR HEM DE 3 BÖLÜM DAHA OKUYOR”
Artan, daha sonra Bursa'dan dikey geçiş sınavıyla Bingöl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma bölümüne geçti. Denetim serbestlik kapsamına girdikten sonra Bingöl'de kafe restaurant açan Artan, yanında da 3 üniversite öğrencisi çalıştırarak onlara destek olmaya başladı.
Şuanda Bingöl Üniversitesi'nde Bitki Koruma, Halkla İlişkiler ve Atatürk Üniversitesi'nde Sosyoloji eğitimi gören Artan, eğitimin önemine dikkat çekti.
“CEZAEVİ BENİM İÇİN NİMET OLDU”
Denetim serbestlik kapsamında her gün imza atmaya gittiğini belirten Artan, “Mahkum olduğum sürede liseyi ve iki üniversiteyi bitirdim. Şuanda iki üniversitenin üç bölümünü okuyorum. Cezaevinden çıktıktan sonraki süreçte, hem ekonomik destek hem de uğraş olması için işletme kurdum. Yanımda eğitime destek olmak amacıyla 3 üniversite öğrencisi çalıştırıyorum. Cezaevi, bazıları için ceza olabilir ama benim için bir nimet oldu. Çünkü ben ailemle konuşmasını bilmeyen biriydim. Eğitim bana, çocuklarımı çok iyi anlama olanağı sağladı ” dedi.
Eğitimin, hayata olan bakış acısını değiştirdiğini belirten Artan, insani ilişkilerinin çok iyi derece düzeldiğine inandığını kaydetti.
Eğitimin şart olduğuna da dile getiren Artan, eğitimin insanın çevresi, toplumdaki bütün bağlarını kuvvetlendirdiğini, olgun ve dolu düşünmesini sağladığını sözlerine ekledi.
