KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
18 Nisan 2024 Perşembe
17 °C Kısmen güneşli
Hakim Bayraktar
bingolonline@hotmail.com

Herkes kendini sorgulasın!

12 NİSAN 2016 SALI 18:28
0
5365
2
AA aa

Salondakilerin nefesiyle ısınmıştı atmosfer!

Öğrenciler pür dikkat dinliyordu, “Kim, ne söyleyecekti?” diye meraklı bakışlar eşliğinde…

Karşılarında ilin yönetim kademesi vardı!

Bu, ilk kez önlerine gelmiş geniş zamanlı bir fırsattı! Bu yüzden de akılları kurcalayan hususlar üzerine soru hazırlama telaşı da inceden inceye sarmıştı hafızaları!

Program devam ediyor, yönetim kademesince Bingöl'ün eğitim, belediyecilik, güvenlik ve diğer alanlarla ilgili yapılan ve yapılamayanlar ile yapılması planlananlar anlatılıyordu.

Arada, tavsiyeler de sıralanıyordu…

Şehri bir bütün olarak değerlendirirken iyi bir idarecinin tarifini yapıp bunu Amerika'dan bazı örneklerle süsleyen, realist olunması durumunda başarılacaklardan bahseden Vali Bey, Bingöl'ün, 5-10 yıl sonra Paris olabileceğini söylüyordu.

Aslında bunun gerçek olmayacağını biliyordu Vali Bey!

Buradaki kastı; realist olunması, kaynakların doğru kullanılması ve sağlıklı bir iletişim ve güç birliği ortamıyla bunun başarılabileceğini vurgulamaktı.

Haklıydı!

En nihayetinde bu, şahsının bir temennisiydi, belki de hayal ettiği Bingöl idi.

Memleketini seven, kalkınmasını arzulayan her birey için “güzel, gelişmiş bir Bingöl” hayali bağlamında etkileyici temenni ve sözlerdi bunlar!

Doğru planlamaların yapılması, kaynakların doğru kullanılması, fikirsel istişareler ve güç birliğiyle bu güzellikleri hayata geçirmemiz elbette mümkündür! Lakin Bingöl'de siyasi ve bürokratik alanda realist yaklaşımların pek de görünür olmadığı gerçeğini söylemekten kaçamayız!

Siyasiler tarafından dikkate alınmak, telefonla aranmak, taleplerin bizzat ilgili siyasi tarafından kendisine aktarılmasını arzulamak yerel bürokrasimizin klişe tabusu haline dönüşmüştür.

Bir diğer handikap ise bürokratlarımızın kendini “devlet” olarak görme aciziyetine kapılmasıdır. Onlar, devletin gücünü kendi gücü olarak ortaya koymak ve ilelebet sürdürmek ister!

Asla risk almak istemezler! Çünkü çalışınca hata yapma riski oldukça yüksektir. Bu yüzden klasik evrak imzalama, yapılması gereken işlerin takibini sürdürmek gibi görevlerle meşgul olurlar.

Kurumsal işleyişi sürdürürken yaptıkları faaliyetler anlatıldığında “ne çok çalışıyorlarmuş!” dersiniz! Oysa bahsettikleri rutin işlerdir!

Bu yönüyle bakıldığında, Vali Bey'in bahsettiği “realist” bürokrasiyi göremiyoruz!

Ben, durum tespitinde daha farklı bir pencere çizmek istiyorum!

Şöyle ki;

Muş ilinde aklı dengesi yerinde olmayan bir engellidir Hasan!

Kızdırıldığı anda ağzından çıkan cümleler ne kadar ağır olsa da insanlar bununla eğleniyor, asla sinirlenmiyor ve bu hususta kışkırtıcı bir tavırdan da sakınmıyorlar.

Öğrencisinden öğretmenine, kamu görevlisinden esnafına…

Herkes Hasan'ı kızdırıp o olmadık sözleri işitir ama bu onlar için vazgeçilmez bir eğlencedir!

Derken, günün birinde Muş Valisi, Hasan'ı makamına çağırtır.

Masum bir şekilde makam odasına giren Hasan, Vali'nin keyifli yaklaşımı karşısında gevşer, yaşadığı rahatlık konuşmalarına dahi yansır!

Vali Bey, ilin bürokratlarına kızgındır!

Bu yüzden Hasan'a “Makamlarına gideceksin ve o sözleri onlara sarf edeceksin. Bunu başarabilirsen bu ayki maaşımı tümüyle sana vereceğim” diyerek isteğini beyan eder.

Hasan şaşkındır!

Bir aylık maaş ödülü ise kulaklarına adeta bir melodi gibi fısıldıyordur!

Teklifi kabul eden Hasan, heyecanla kapıya yönelir ancak tam çıkacağı sırada “bir fikrim var” dercesine dönüp Vali Bey'e seslenir;

- Sayın Valim, benden tüm bürokratlara o lafları söylememi isteniz ya,
- Evet Hasan, ne oldu?
- Sayın Valim, bütün bürokratlar size bağlı değil mi? Bunların başı siz değil misiniz?
- Evet, benim!
- O zaman, ben o lafları size söyleyeyim
Der ve başlar söylenmeye!

Vali şaşkındır!

Ama Hasan, Vali'nin isteğini kısa yoldan halletmiştir, tüm bürokrasiye söylenecek sözleri Vali'ye söylemiştir!

Söylenmekten yorulunca Vali Bey'e yaklaşır ve mırıldanır; “Alayım maaş ödülümü”

Vali de çaresizce maaşı miktarındaki parayı Hasan'a öder!

Söylemlerin bir önemi yoktur. Önemli olan, hikâyenin ne anlattığıdır!

Bu hikâyeden yola çıkacak olursak, Bingöl'deki bürokrasiye yönelik eleştirilerin ana hedef noktası Vali Bey'dir. Bu benzetme, siyasi mekanizma için de geçerlidir.

Alt kademelere yapılacak eleştirilerin bir hikmeti olmayacaktır. Bu yüzden söylenecek sözümüz varsa, onu da tüm icraların başındaki insanlara söylememiz gerekir.

Gerçekçi olmamız gerektiğini söyledik ya!

Bürokrasi yeterli değilse bunun sorumlusu Vali'dir, başarılıysa bu da Vali Bey'den kaynaklıdır.

İktidara bağlı siyasi mekanizma başarısızsa bunun sorumlusu Bakan Bey'dir, başarılıysa o da yine Bakan Bey'den kaynaklıdır.

Bu durum belediyede de, üniversitede de aynıdır!

Yöneten ve idare edenlerin “başarısızlıktan” yakınma lüksü yoktur, olamaz da!

Sistemden kaynaklı boşluklar, devlet idaresine dair kurumsallaşma eksikliği, farklı sıkıntılar veya etkinlik yaratamama sorunları bulunabilir! Ama en nihayetinde, yöneten ve idare edenler ne kadar başarılıysa, alt birimler de o kadar başarılı olur!

Bunlar bir eleştiri değil, sadece bir durum tespitidir!

Hem, ne demişti Vali Bey? “İdeal bir yöneticinin hedefleri olmalı ve eleştirilerden korkmamalı”

Ve gelelim Vali Bey'in en başta aktardığımız “Bingöl'ün, 5-10 yıl sonra Paris olabilir” sözüne!

Evet! Kesinlikle olabilir!

Bu yöndeki temennisini de memnuniyetle karşılıyorum!

Ama yöneten ve idare edenler ne kadar realist olur ve başarı için azmederse, iyi bir ekip oluşturup çabalarsa, bunu başarmak da o kadar mümkün olur!

Ve diyorum ki, herkes kendini sorgulasın ve işe kendisinden başlasın!

Vesselam…
 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Bingöllü (@Misafir_19614)
14 Nisan 2016 Perşembe 14:26
Yani Memleketimiz; Vali Bey, Belediye Başkanımız, 6 yıllık devlet hastanesi inşaatı ile işbitiriciliğini kanıtlamış çok kıymetli sn. Bakanımız Cevdet bey ve devlet yatırımlarını kendisine mal eden yardımcısı yusuf coşkun bey, meclis kürsüsünde hiçbir zaman görmediğimiz milletvekillerimiz eğer şehrimizin paris olması için çalışıp çabalarlarsa 10 yıl içinde TRnin en iyi en yaşanılabilir bir şehri olabilir değil mi?
Ömür bal (@Misafir_19607)
13 Nisan 2016 Çarşamba 08:33
Güzel bir yazi olmus
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın