KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
29 Mart 2024 Cuma
4 °C Kısmen güneşli
Savaş Sekin
savassekin@gmail.com

Papyonlu domuzlar tiyatrosu

20 OCAK 2015 SALI 19:54
0
8507
2
AA aa

Kur'an ve Sünnetin muhatapları olarak, kimlerle dost olup olmamamız gerektiği, kimlere meyletmememiz dahi gerektiği gayet açık bir şekilde bize ihtar edilmesine rağmen, modern denilen bu çağın girdabında türlü avuntu ve hezeyanlarla bu uyarıyı fiili hayatımıza yeteri kadar tatbik ettiğimiz söylenemez.

Bu sebeplerdir ki; asırların bize gösterdiği tecrübe ve verdiği derslere rağmen hala Batı'nın bir özgürlük ve demokrasi beşiği olduğu yalanına aldanma gafletini sergileyebiliyoruz.

Haçlı zihniyeti vahşiliğinden ve yıkıcılığından hiçbir şey kaybetmeden sadece kılık ve yöntem değiştirerek zahirdeki vahşiliğini batına iteleyerek daha sinsi ve şeytani bir mekanizma haline gelmiştir.

Son günlerin dünya gündemini oluşturan Fransa'daki Charlie Hebdo saldırısı sonrası Batı'nın ortaya koyduğu reaksiyon ve dünyaya yaymaya çalıştığı algı ve imaj çabası da bunun en açık örneklerindendir.

Hz. Muhammed'in güya karikatürlerini yayımlamış olan malum dergi çalışanlarının yine malum saldırıda ölen çalışanları üzerinden Müslümanlara terörist yaftası vurmaya çalışan Batılı güçler, içlerinde yeryüzünün en büyük katillerinin de olduğu 1 milyon kişilik yürüyüş yaparak Dünyaya bu kabulü yaymaya çalıştılar.

Katillerin ve zalimlerin mağdur taklidi yaparak, katlettikleri ve zulmettikleri insanları katil ve zalim göstermeye çalışmaları, arsızlığın, pişkinliğin ve ikiyüzlülüğün zirvesini oluşturuyor.

Suriye'de kimyasal silahla öldürülen o binlerce minik yavrunun toplu haldeki cansız bedenlerini gördüğünüzde, varil bombalarıyla ve silahlarla katledilen sivilleri gördüğünüzde aklınıza katil gelmedi mi! Terör gelmedi mi! Terörist gelmedi mi! Filistin'de katledilen bebekleri gördüğünüzde vicdanınız neyle meşguldü! Hiç mi içinizi burkmadı!

Ellerinizi ovuşturarak ve bıyık altından gülerek bu katliamları seyrediyordunuz değil mi sayın özgürlük ve demokrasi havarileri!

Mesele katliam ve katillerse, örnekleri artırmak gayet kolay. Koca bir coğrafya bunun örnekleriyle dolu.

Artık Afrika'da yer altı ve yer üstü kaynakları uğruna katlettiğiniz milyonlarca insanı, Cezayir'de katlettiğiniz milyonları, dünyanın muhtelif yerlerindeki sömürgelerinizde katlettiğiniz ve köleleştirdiğiniz milyonları saymıyoruz bile…

Nato, Birleşmiş Milletler ve benzer kuruluşlar birer haçlı karakolundan öte bir anlam ifade etmiyor.

İslam Peygamberi'nin güya karikatürlerini çizip yayınlayan dergi çalışanlarından bu işin içinde olup da ölen varsa, yapılan eylemi ve şeklini doğru görmüyor olsam dahi, şahsım adına hiçbir üzüntü duymadığımı ve onların sadece hak ettikleri yere gittiklerini düşündüğümü ifade ediyorum. Tabi eylemin kimin yap(tır)tığı mevzusu da ayrı bir muamma! Nedense 11 Eylül'ün Avrupa versiyonunun farklı bir formatına benzemiyor da değil!

Batı'nın çağdaşlığı da, demokratikliği de, özgürlükçülüğü de sadece kendinedir. Mevzu Müslümanlar olunca ucundan kan ve kin damlayan timsah dişleri derhal gün yüzüne çıkıyor.

Domuzlara papyon takıp kibarlık gösterisi yaparak onları şirin göstermeye çalışsalar da, bizim için papyonlu bir domuz ile papyonsuz bir domuz arasında hiçbir fark yoktur.

1187 yılında Kudüs'ün fethinde Sultan Selahaddin'in karşısında, Sultan Nureddin Mahmut Zengi'nin karşısında hangi zihniyet var idiyse şimdi de aynı zihniyet varlığını koruyor.

Bu kadar tecrübeden sonra artık öncelikle kendi doğrularımızı ve olmazlarımızı, dünyayı, değişiklikleri, zamanı çok daha iyi ve doğru okuyarak her şeye bakmamız gereken pencereden bakmamız ve milyonlarca insanı aptal yerine koyarak oynanan bu tiyatro oyununu bozmak artık bir zarurettir.

Umulur ki; eğri ağacın gölgesinin düzgün olamayacağını, armut ağacının elma vermesinin mümkün olamayacağını artık daha iyi anlarız.

Mağdur taklidi yapanların, planladıkları havayı arkalarında aldıktan sonra kısa vadede ne tür taarruzlara geçeceğini hep birlikte göreceğiz.

Allah'ın (C.C), nurunu muhakkak tamamlayacağını da, bireysel olarak ömrümüz kâfi etmese de medeniyet olarak muhakkak göreceğiz. 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
RAĞIP GENCER ERDEN (@Misafir_18491)
28 Ocak 2015 Çarşamba 14:58
Sömürülen dillerimiz bile onların dili İNGİLİZCE kadar değerli değil ki zaten. Çocuklarımız bırak bu zamanı fazla değil bir kaç zamana kadar artık sadece ve sadece İNGİLİZCE konuşacak hep... Yazık be DOSTUM sömürülmemize yazık.
RAĞIP GENCER ERDEN (@Misafir_18490)
28 Ocak 2015 Çarşamba 14:55
yazdığın yazı ciddi anlamda gerçekleri ortaya döken ama devletlerin rant kavgalarının üstünü örten ve genel anlamda halkın halklarımızın sezssiz kaldığı bir durumu yeteri kadar ifade ediyor. Biz ve ya bizler ne kadar sessiz kaldık önce bunun hesabı yapılmalı. Hem zaten bizim hani meşhurdur ya deyimleşmiş gibi kurduğumuz 'BİR ŞEY OLMAZ' biz yolumuza bakalım cümlesi...
Sana sonuna kadar katılıyorum DOSTUM. Ama biz zaten sömürülen devletleriz. Biz alıştık köleleştirilmeye biz konuşturulmadık hiç ve biz değer görmedik asla.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın