KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
28 Mart 2024 Perşembe
11 °C Çok bulutlu
Yılmaz Ekinci
yekinci07@hotmail.com

VARLIK ALEMİNDEN ( FITRAT) ÇIKMA HALİ: YABANÇILAŞMA!

26 MART 2018 PAZARTESİ 08:38
7
6840
3
AA aa

İnsanın varlık aleminde kendisine yabancılaşması yeni bir olgu değildir. İnsanın dünyaya gelişi sancılı bir sürecin izlerini taşır. Anne rahminden bu dünyaya olan yolculuğu bu sürecin ilk evresini teşkil etmektedir. Bu aynı zamanda yabancılaşmanın ilk basamağıdır. Burada birebir kişinin kendisine yabancılaşması sözkonusu değildir. Başka bir ortama gelişinin şoku ve çevre ile olan uyum gösterememe sorunu söz konusudur. Yabancılaşmanın kat sayısı, bireyin fiziksel dünya ile (su ,toprak, hava, ateş) ve sosyal çevre ile (aile, eğitim ve çeşitli beşeri sosyalizasyon süreçleri) kurmuş olduğu veya kuracağı yapının fıtrata olan uyumluluğuna göre değişiyor.

İnsanoğlu çeşitli tarihsel süreçlerden ve alemlerden geçerek günümüze geldi. Bu yolculukta, bir çok durakta ve birbirinden çok farklı türlerle birlikte yaşamak zorunda kaldı. Bazı türleri yok etti ve bazı türleri de evcilleştirerek birlikte yaşamaya devam etti. Kendisi de bu değişimden pay aldı. Bu değişim ve dönüşüm yabancılaşmayı kaçınılmaz kıldı. Tarihin ileri dönemlerinde kendisi tarafından üretmiş olduğu nesnelerin egemenliği altına girmesi, kendi fıtratına olan yabancılaşmanın ilk nüvesini oluşturur. Aslında yabancılaşmayı doğuran fiziki cebir hakimiyeti değil, esareti doğallaştıran zihni- ruh halidir.

Yeryüzünde bir varlığın kendi öznelliğini kaybetmesi; o varlığın kendisine, çevresine ve diğer varlıklarla kurduğu iletişimin kopması anlamına gelir. İnsan tarafından üretilen şeylerin ve yine insan tarafından kutsanması bir tür fetişizm çeşididir. Fetişizm sadece somut değerler için değil aynı zamanda soyut değerler için de geçerlidir. Bir şeyin kendi gerçekliliğinden kopması, yabancılaşma olgusunu tetikler. Yine bir şeyin kendi varlığından soyutlandırılarak kutsanması da yabancılaşmayı doğurur. Bulunduğu ortama ve kendi eliyle icat ettiği şeylere tapması, yabancılaşmanın işareti olarak görülür. Kendisine yabancılaşan her varlık, başkasının görmek istediği pencereden dünyaya bakmaya çalışır.

İnsan tarafından yaratılan ve insan özgürlüğünü ipotek altına alan herşey, insanı kendisine yabancılaştırır. Fıtrata aykırı olan bütün heva ve hevesler insanı kendisine yabancılaştırır. Asimilasyon ve sömürgecilik, insanın kendi fıtratına olan yabancılaşmanın bir sonucudur. Hükmetmeye çalışan bir varlık ile ve hükmetmeye karşı gelen bir varlığın mücadelesi sonucu yabancılaşma kaçınılmaz olur. Efendi ve köle, ezen ve ezilen olduğu müddetçe yabancılaşma kaçınılmazdır. Hak ve batılın mücadelesi de buradan kaynaklanmaktadır. Kendini bilen Rabbini bilir, kendini bilmeyen başkalarını Rab edinir.

Yabancılaşmanın içsel kabulü, iradeyi ve insanın biricik (halife) olma halini öldürür. İradesini kulun kulluğuna teslim eden bir varlıkta, kendine özgü bir davranış tecelli etmez. Köle ile efendi ilişkisine baktığımızda; efendi, sahip olduğu için köle, köle olamaz. Köle, kendisini köle olarak gördüğü için veya öyle inandığı ve efendisine öyle teslim ettiği için köledir. Kölenin özgür olabilmesi, ona sahip olan şeylerden kendisini azade kılmasına bağlıdır. Yani, özgür olabilmek için “isyan” etmek zorundadır. İnsanın özgür olabilmesi için içselleştirilmiş bütün ezberlerden arınması gerekir. Çünkü köle, evcilleştirilmiş bir insandır. Bu evcilleştirilmiş halden çıkabilmesi için toplumun ezberlerinden, tarihin yükünden ve ona musallat olan tüm maddi ve manevi bağımlılıklardan kendisini kurtarması lazımdır. İnsan neye teslimiyet oluyorsa, o şey onun efendisidir. Onun için Müslüman kişi sadece ALLAH'a teslim olan kişidir. Devletin, toplumun ve maddi şeylerin tasallutundan ancak ve ancak O'na inanarak ve O'na teslim olarak bu evcilleştirilmiş duygulardan kendisini kurtulabilir. Çağımızda maddi şeylerin kutsanması kapitalizmi, toplumun kutsanması komünizmi, devletin kutsanması faşizmi doğurmuştur. İnsanoğlu bilerek ve

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Misafir Kullanıcı (@Misafir_25832)
07 Mayıs 2018 Pazartesi 10:46
Aday adayı olmuşsunuz. Eğer yazdıklarınız gibi dürüst ve çalışkan biriyseniz sizi hakikaten vekilimiz olarak görmeyi çok isterdim. Umarım siyaset sizi kendinize toplumunuza değerlerinize güzel duygu ve düşüncelerinize yabancılaştırmaz. Dürüstlük, samimiyet, toplumun düşünen bireyleriyle birlikte projeler üretmek, memleketi tüketim şehrinden kurtarıp üretim şehri yapmak için devlet kaynaklarını doğru yerde kullanmak inşaAllah sizin döneminizde olur. Aday adaylığınız inşaAllah emin ellerce değerlendirilir ve şehrimizi hak ettiği noktalara taşırsınız.
Misafir Kullanıcı (@Misafir_24268)
27 Mart 2018 Salı 15:39
Cok guzel bir yazi
Muhammed Taha ONUR (@Misafir_24221)
26 Mart 2018 Pazartesi 11:40
Bingöl dışında yaşayan bir Bingöl'lü olarak BİNGOLONLİNE sitesine her göz attığımda yeni makaleniz yayınlandı mı? diye bakmak alışkanlık yaptı. yine sahici , insanoğlunun misafir olduğu yurdundaki sancılı ,huzur vermeyen ,ruhu ile bedeninin yaşadığı çelişkilere dair evvet işte tam da bu diyebileceğim isabetli bir zihinsel/ruhsal faaliyetinizin ürünü daha. uzun yıllardan beri ,rutin memuriyet faaliyetlerinden ötürü zorunlu olarak hep ertelediğim İNZİVA 'ya çekilme ihtiyacımı depreştiren bir makale.( bu masum isteğime uygun güvenli bir ortamın olmaması da bu yabancılaşmanın acı bir sonucu)
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın