Bayramların toplumun bütün fertleri tarafından benimsenen ve güler yüz, neşe maddi manevi imkanlarla halkın katıldığı ortak adetlerden olduğunu belirten Boğatekin, “Bütün bayramların dini ve milli bir inanıştan, o toplumu ilgilendiren ortak bir hatıradan, geleneklerden, duygulardan ve tabiattan doğduğu bilinmektedir. Anadolu'da bayramlar, gerçekten de milli şuur ve milli birlikteliğe önemli bir zemin hazırlar. Bayramlarda yoksullar doyurulur. Küskünler barıştırılır. İhtiyaç sahiplerine yardım ve sadaka verilir. Akrabalar, komşular ve aile büyükleri ziyaret edilir. Bütün bunlar toplumdaki bağları güçlendirir. Fertler arasındaki müşterek vasıfların artmasına vesile olur. Anadolu Topluluklarında tabiatın değişmesinden kaynaklanan ve topluma malolmuş ilgili gelenekleri oldukça çeşitlidir. Ancak bahar bayramı geleneğinin Türklerde tarihin en eski dönemlerine kadar indiği görülmektedir. Bunların içinde hiç şüphesiz, kışın soğuğundan karından kurtuluş ve yeşeren can bulan tabiata duyulan sevginin şekillendirildiği “Bahar bayramları” oldukça önemlidir. Baharın gelmesi tabiatın yenilenmesi ve canlanması ile ilgili olarak her çağda nevruz'un bayram olarak kutlanması çeşitli topluluklarından günümüze kadar devam ede gelmiştir” dedi.
Nevruz geleneği uygulamada bazı farklılıklar olmakla birlikte Orta Asya Toplulukları, İran, Anadolu ve Balkanlarda aynı tarihler arasında, her toplumca kendine özgü bir nedene dayandırılarak bir geleneksel bayram niteliği kazandığını söyleyen Boğatekin, “Anadolu'da “Sultan Nevruz” “Nevruz Sultan” “Mart Dokuzu” ve “Mart Bozumu” gibi adlarla bilinen Nevruz gelenekleri ile bütün Türk Toplumu içerisinde yaşamaya devam etmektedir. Bugün Nevruz, yani yenigün yeryüzü şenlenir, eşitlenir. Gece gündüz, kardeşliğin, birliğin yaşama coşkusunun baharı kalplerimizi ısıtıyor. Nesilden nesil'e aktarılan bir geleneğe, tarih bilincine, doğa sevgisine, yaşama sevincine ve ruh güzelliğine dönüşür. Bu coşkuya bir çiçekle sizde katılın. Yenigün nevruz kutlamaları benzeri mevsimlik bayramların en önemlisidir. Farklı Yörelerimizde uygulanış tarihlerinden ileri gelen kaymalar olabilmektedir. Yenigün yapılan Dini-folklorik uygulamaların kökeninde aklanma ve arınma vardır. Bunlardan birisi de bizim üzerinde durmaya çalıştığımız “Bereket” motifidir. Uzun kış mevsimi insanların, hayvanların yiyeceklerinin, yakacaklarının tükendiği ciddi bir imtihandır. Adeta Tasavvuftaki “Çile” yaşanılarak nefis terbiyesinden geçilmiştir. Nitekim kış dönemleri arasında çile ve yarı çile de vardır. Çileden çıkış bir kutlamayı, sevinç bayramı gerektirir. Bu rızkı verene bir şükran yine daha bol vermesi için bir yakarıştır. Bir yerde tabiatın, hayvanların ve insanların yeniden doğmalarıdır. Şüphesiz bu sadece fiziki bir doğuş değildir. Yeniden kişioğlunun ruhen de yeniden veya yeni bir aleme gelmesidir” diye konuştu.
“Kültürümüzün bir parçası olan “Nevruz bahar Şenlikleri” insanlar arasındaki karşılıklı Sevgi, saygı ve kardeşliğin perçinlendiği günlerdir” diyen Boğatekin, Bayramlar insanların birbirleri ile olan dargınlıkları unuttukları, barıştıkları ve kardeşçe kucaklaştıkları günler olduğuna dikkat çekerek, “Bayramlar, toplumlarda milli birlik ve beraberliğin bir arada yaşama arzusunun kuvvetlendiği günlerdir. Bayramlar, milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulandığı bir toplumda Millet olma şuurunun şekillendiği ve kuvvetlendiği günlerdir. Bu duygularla Nevruz bahar Şenliklerinin Milletimize kardeşlik, beraberlik ve huzur içinde yapılmasını, Baharın bereketli bir yılın başlangıcı olmasını dilerim” şeklinde konuştu.
Bingölonline Haber Servisi