24 kasım'ı kutlayarak değil eylemle karşılayacağızEğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Yunus Kava, 24 Kasımı kutlayarak değil eylemle karşılayacağız. Çünkü her yıl Öğretmenler Gününü, süslü cümlelerle öğretmenlerin duygularına hitap edenlerin, bu yıl alışkanlıklarını bir kenara bırakmalarını ve öğretmenlerin, kuru lafa karnının tok olduğunu bilmelerini istiyoruz dedi.![]() 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Eğitim-Bir-Sen Bingöl Şube Başkanlığı, dün saat 15.00'da Saat Kulesi önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Kava, 24 Kasım'ı kutlamalarla değil, eylemle karşıladıklarını söyleyerek, “Çünkü her yıl Öğretmenler Günü'nü, süslü cümlelerle öğretmenlerin duygularına hitap edenlerin, bu yıl alışkanlıklarını bir kenara bırakmalarını ve öğretmenlerin, kuru lafa karnının tok olduğunu bilmelerini istiyoruz. Biz bugün burada, sorunları her yıl ötelenerek bir sonraki yıla devreden, önemsenmeyen; ama önemseniyormuş gibi yapılan, meslek grubunun mensupları olarak toplandık. Sayın Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı olmak üzere, hükümet yetkililerine içine düşürüldüğümüz durumun utancını hatırlatarak sesleniyor; Mecliste şoförüne ve sekreterine zam yapanlara, iki öğretmen maaşının maalesef bir sekreter maaşı etmediğini haykırıyoruz. Bizler sabrın ne demek olduğunu en iyi bilen ve sabrı alabildiğine geniş olan bireyleriz, sabrı mesleğimizin gereği olarak görürüz, zira biz tekstil fabrikasında elbise üretmiyor, insan yetiştiriyoruz. Sabır taşımızı çatlatan ve bizi eylem sürecine sürükleyen hükümetin eğitimcilere reva gördüğü ayrımcılıktır” ifadelerini kullandı. "MEMUR-SEN OLARAK YILLARDIR 'EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET' DİYE HAYKIRIYORUZ" “Eşit işe eşit ücret” öğretmenlere verilen sefalet ücretini apaçık bir şekilde ortaya çıkardığını söyleyen Kava, “Memur-Sen olarak yıllardır “eşit işe eşit ücret” diye haykırıyoruz. Kısa bir süre önce 666 Sayılı KHK ile. Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında çalışan Hizmetli, Memur, Şef ve Şube Müdürü gibi eğitim çalışanlarımızın maaşları ek ödeme ile diğer bakanlıklarda çalışan emsalleriyle aynı orana yükseltilmiştir. Yıllardır mağdur edilen Milli Eğitim Bakanlığı çalışanlarının maaşları diğer bakanlıklardaki emsalleri ile eşitlenirken, öğretmenler olarak söylemeye çalıştığımız; ama yetkililerin anlamak istemediği gerçek, adeta kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Bugün buradan öğretmen ve öğretim elemanlarına 24 Kasım'da vatan millet edebiyatı yapmayı düşünenlere, ezberlerini yeniden gözden geçirmelerini, eğitimcileri yaptığı işin önemine göre değerlendirmelerini öneriyoruz” diye konuştu. "MİLLİ EĞİTİM BAKANI, KENDİ ÇALIŞANINA SAHİP ÇIKMALIDIR" “Öğretmen ve öğretim elemanları olarak kimseden lütuf değil, hakkımızı istiyoruz” diyen Kava, sözlerine şöyle devam etti: ““Eğitime en fazla bütçeyi eğitime ayırdık ve eğitim önceliğimiz” diyen hükümete, eğitime verilen değerin en önemli göstergesi olan öğretmen maaşlarını hatırlatıyor ve emeğimizin karşılığını, hakkımızı istediğimizi belirtiyoruz. Göreve gelir gelmez gözdağı verircesine tüm eğitim yöneticileri hakkında açtığı soruşturmalarla, “Öğretmen üç ay tatil yapıyor” gibi önyargılı açıklamalarla, “Velimi üzeni üzerim” gibi yaklaşımlarla aşağılamaya çalıştığı öğretmenlerin; TBMM araştırma raporlarına göre, OECD ülkeleri içerisinde Japonya ve Meksika'dan sonra yılda 1808 saat ile en çok çalışan üçüncü, öğretmen başına düşen öğrenci sayısıyla ikinci olmamıza rağmen ne gariptir ki, en az maaş alan sıralamasında ise ikinci ülke olduğumuz gerçeğinden haberi yok mu? Eğitimciler olarak bizler, maalesef sadece 24 Kasım'da hatırlanmakta, o güne has bir ifadeyle, “Öğretmenlerin emeğinin karşılığını ödeyemeyiz. Öğretmenlik kutsal bir meslektir” denilmektedir. Ama icraatta bu söylemlerin karşılık bulmadığını görüyoruz.” "ÖĞRETMENLERİN AİLE BÜTÜNLÜĞÜ SAĞLANMALIDIR" Kava, “652 Sayılı KHK ile öğretmenlerin özür gurubu tayin hakları sınırlandırılmış ve yılda bir kez yaz aylarında olacak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Geçiş esnekliğini içinde barındırmayan KHK hükmü, ara dönemde tayin istemek üzere hayatını planlayan öğretmenleri adeta perişan etmiştir. 18-20 Kasım tarihlerinde “Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı”nda alınan “Özür Gurubu tayinlerinin yılda iki kez yapılması” kararı, ara dönemde tayin isteyeceklerin mağduriyetini çözecek şekilde bir an önce hayata geçirilmelidir. "ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLER SINIFLA BULUŞTURULMALIDIR" "Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen açığını ücretli öğretmenlik uygulaması ile ucuz yönden karşılamayı tercih etmekten bir an önce vazgeçmelidir. Atama bekleyen 250 bine yakın öğretmen adayı boşta gezerken, sadece ek ders ücretiyle boş sınıfları dolduran hükümet, bütçe kanunundaki yeni öğretmen alımına engel teşkil eden sınırlamayı kaldırarak derhal Bakanın belirttiği 138 bin kadrolu yeni öğretmen alımı yapmalıdır." "ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE KUTLAMA MESAJI DEĞİL, HAKKIMIZI İSTİYORUZ" Bingöl'ün ve Türkiye'nin en büyük eğitim sendikası olarak buradan siyasilere ve yetkililere sesleniyoruz: Öğretmenler olarak; maaş ve ek ders ücretlerinin düşüklüğü, 6 yıldır kariyer basmakları sınavının yenilenmemiş olması gibi devam eden sorunlarımıza yeni sorunlar eklenmiştir. Özür gurubu tayin hakkımızın yılda bir defa olacak şekilde sınırlandırılması ve aile bütünlüğümüzün parçalanması, ek ödemelerde muadili yok gibi inandırıcılıktan uzak bir yaklaşımla kapsam dışında bırakılmamız gibi kabulü asla mümkün olmayan yeni sorunların, eski sorunlarla birlikte bir an önce ortadan kaldırılmasını bekliyoruz. Bakan'a ve Başbakan'a sesleniyoruz: “Yapmış olduğunuz hatadan bir an evvel dönerek erdemli olmak istiyorsanız, öğretmeni hor görmeyi değil, hoş görmeyi deneyin, muadili olmamasını bir negatif değer olarak değil, pozitif değer görüp, derhal onurlandırınız. Aksi durumda sekiz yüz bine dayanan eğitimci ordusunun hesabı ağır olur. Bizler yaratılıştan gelen insanlık onurumuza sahip çıkarak, demokratik tepkimizi ve uyarılarımızı farklı zeminlerde farklı yöntemlerle yeniden dillendireceğimizi buradan hatırlatıyor, belirttiğimiz sorunlarımıza acil çözüm bekliyor ve katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
YORUM YAZIN ![]()
|
|