KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
02 Mayıs 2024 Perşembe
°C

”2011, zor bir yıl oldu”

Geride bıraktığımız 2011 yılını değerlendiren Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 2011'in, tüm dünya için çok zor bir yıl olduğunu söyledi.

”2011, zor bir yıl oldu”
02 OCAK 2012 PAZARTESİ 02:22
0
1408
0
AA aa

Kalkınma Bakanı Yılmaz, 2011 yılını değerlendirerek, Türkiye'nin standby süreçlerini tamamlayıp Uluslararası Para Fonu (IMF) ile çalışmadan kendi ayakları üstünde duran, kendi kendini disipline eden bir ülke olurken, Avrupa'daki ülkelerin IMF'den destek bekler konuma geldiğini bildirdi.

İki yıl önce yaşanan küresel ekonomik krizde neredeyse tüm dünyanın derinden etkilendiğini belirten Yılmaz, devletlerin ekonomiyi canlandırmak üzere yaptığı harcamalar neticesinde ciddi halde borçlu hale geldiklerini ifade etti. Söz konusu devletlerin bu borcu topluma yayamadıklarını da belirten Yılmaz, 2011 yılına gelindiğinde bu borçluluğun çok yüksek noktalara ulaştığını kaydetti. Özellikle Avrupa'da bir çok devletin ve ABD'nin çok yüksek borçlarla karşı karşıya kaldığını dile getiren Bakan Yılmaz, buna ilaveten Avrupa Birliği'nde (AB) bu krizi aşmak için ortaya bir siyasi iradenin koyulamamasının da ayrıca güven problemi doğurduğunu bildirdi.

Avrupa'da yaşanan krizi, ''siyasi bir kriz'' olarak değerlendiren Yılmaz, ''Hangi aşamasına bakarsanız bakın işin özünde bir yönetim krizi var. Burada tabii Avrupa'da ciddi liderlerin olmayışı, güçlü siyasi yönetimlerin olmayışı ciddi siyasi problemler oluşturdu diye düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde umarım bunu aşarlar. Çünkü Avrupa, bizi de yakından ilgilendiriyor'' dedi.

Ekonomik sıkıntıların, Avrupa'da bir çok devlet adamını rasyonel olmayan bazı siyasi politikalar izlemeye de yönelttiğini aktaran Yılmaz, bu duruma en iyi örneğin Fransa olduğunu söyledi.

Türkiye'nin ise tüm bunlar yaşanırken çok iyi bir yönetim sergilediğini belirten Bakan Yılmaz, öncelikli olarak bir Orta Vadeli Programın (OVP) belirlendiğini, yapısal tedbirlerin alındığını, tarım, sağlık, eğitim gibi bir çok alanın çok iyi yönetildiğini kaydetti. Bunun sonucunda da güvenin oluştuğunu dile getiren Bakan Yılmaz, Türkiye'nin son iki yılda sağladığı büyümenin asıl kaynağının bu ''güven unsuru'' olduğunu bildirdi.

''Çalışan sayısında ciddi bir artış sağladık''

Bakan Yılmaz, Türkiye'nin geçtiğimiz yıl yüzde 9 büyüdüğünü, bu yıl ise yüzde 8 civarında bir büyüme yakalayacağını belirterek, şöyle konuştu:
''Bu büyüme, yüzde 9'un üzerine bir yüzde 8 büyüme. İki yıl üst üste çok yüksek bir büyüme performansı sergiledik. Avrupa'da yüzde 1'lerden bahsedilirken biz bunu yaptık. Diğer taraftan bölgemizde de ciddi siyasi dönüşümlerin olduğu bir dönemde bunu başardık. Bu gerçekten takdir edilmesi gereken bir başarı. İnşallah 2012'de de yüzde 4 OVP'deki hedefimiz. Büyümemizde nispi bir yavaşlama olacak ama çok yüksek büyümelerin üzerine bir yüzde 4 olacak. Buna dikkat etmemiz lazım. Benim büyümeden de ziyade önem verdiğim konu istihdam. İstihdam konusunda da Türkiye ciddi başarılar sağladı. Bir taraftan hem iş gücüne katılım oranı arttı bir taraftan da işsizlik oranı düştü, ikisini aynı anda yaptık. Batıdaki bir çok ülkede işsizlik oranları sürekli yükselirken, biz çalışan sayısında ciddi bir artış sağladık. Büyüme istihdam yarattı, istihdam da büyümeyi destekledi. 2009 yılından bu yana 3,5 milyondan fazla bir istihdam artışı oldu Türkiye'de. Bu muazzam bir istihdam artışı. En son yayınlanan rakamlarda da işsizlik oranında ciddi bir düşüş var. İstihdamın sosyal bir boyutu da var. Her zaman, 'Büyüyoruz ama topluma yansıyor mu? bu' deniliyor ya, İşte büyümenin topluma yansıması bence istihdam demek.''

''Borçlarımızın milli gelire oranı giderek düşüyor''

Büyümeyle birlikte Türkiye'nin makro dengelerinin de oturduğunu belirten Yılmaz, bunun başında ise mali yapının geldiğini söyledi.

Krizin olduğu 2009 yılında Türkiye'nin borçlarının milli gelire oranının yüzde 45'lere kadar çıktığını, ancak bunun kademeli bir şekilde düştüğünü aktaran Yılmaz, ''2011 yılı sonu itibariyle borçlarımızın milli gelire oranı inşallah yüzde 40'ın altında gerçekleşecek. Türkiye'de bu oran yüzde 40'ın altındayken, Avrupa ortalaması yüzde 85-90. Bu, bana göre her şeyi anlatıyor. OVP'de bu oranın 2012 yılı sonu itibariyle yüzde 32'lere kadar düşeceğini öngörüyoruz. Bu, Türkiye'yi dış şoklara karşı çok daha dayanıklı hale getirecek'' dedi.

Bankacılık sisteminin de çok önemli bir testten başarıyla geçtiğini belirten Yılmaz, bunların hepsinin iyi yönetim sayesinde olduğunu kaydetti.

''2012 de zor bir yıl olacak''

Bakan Yılmaz, Türkiye'nin bu başarılarının, son iki yılda yaşanan seçimlere rağmen elde edildiğini belirterek, ''Normalde 1990'lı, 1980'li yılların Türkiye'si olsa bu seçimlerin yaşandığı dönemlerde çok popülist politikalar izlenirdi, tüm dengeler alt üst olurdu ve bunun faturasını da millet öderdi'' dedi.
Türk halkının gerçekçi olduğunu ve popülist politikalara geçit vermediğini dile getiren Yılmaz, 2012 yılına ilişkin beklentilerini de açıkladı.

''Cari açıkta en yüksek nokta geride kaldı''

Türkiye'nin önümüzdeki süreçte de en önemli problemlerinden birinin cari açık olacağını belirten Bakan Yılmaz, bu problem için tedbirler aldıklarını söyledi.

Cari açık sorunu için kısa ve uzun vadede politika setleri oluşturduklarını aktaran Yılmaz, son açıklanan büyüme rakamlarında 7 çeyrektir ilk kez dış ticaretin katkısını gördüklerini ve bunun çok olumlu bir sinyal olduğunu ifade etti. ''Cari açıkta en yüksek nokta geride kaldı. Giderek azalma eğiliminde olacak'' diyen Yılmaz, bunun aşama aşama gerçekleşeceğini ifade etti.

Cari açığı artıran en önemli unsurların enerji ve ara malı ithalatı ile tasarruf oranlarının düşüklüğü olduğunu dile getiren Yılmaz, bu konudaki sorunları iyi bildiklerini ve gereken tedbirlerin alındığını, alınmaya da devam edileceğini bildirdi.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, hazırlıklarına başladıkları 10. Kalkınma Planı'nın sadece rakamsal artışların değil, kalitatif bir takım değişim süreçlerinin de altının çizileceği bir plan olacağını söyledi.

Bakan Yılmaz, yeni kalkınma planına ilişkin soruyu yanıtlarken, dokuzuncu plan döneminin 2013 sonunda biteceğini ve 2014 ile birlikte yeni plan döneminin başlayacağını anımsattı.

Bakanlık olarak 10. Kalkınma Planı'nı, 2023 hedefleriyle örtüştürmek, bu hedefleri somutlaştırmak amacıyla ''2014-2023 dönemini kapsayan, belki ara hedefleri olan 10 yıllık bir plan'' şeklinde hazırlamayı düşündüklerini anlatan Yılmaz, bu konuda nihai kararı hükümetin vereceğini ifade etti.
Plana ilişkin bu düşüncelerinin temelinde ''2023 hedeflerinin artık toplumsal bir hedefe dönüşmüş olması''nın yattığını dile getiren Yılmaz, 2023 hedeflerinin geçmişten farklı olarak topluma mal olduğunu, bu toplumsal katılımın kendilerinin de en çok arzu ettikleri şey olduğunu söyledi.
Planların sadece Kalkınma Bakanlığı'nın ya da kamunun ürünü olmaması, toplumun tümü tarafından sahiplenilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, ''Yeni kalkınma planımızı bu anlayış çerçevesinde çok katılımcı bir şekilde hazırlamayı düşünüyoruz. Bu konuda bazı toplantılar yaptık. Esas olarak içerikten çok yöntem üzerinde tartışıyoruz, süreci nasıl organize edeceğimizi tartışıyoruz. Fakat şunu söyleyebilirim ki; bu plan dönemi sadece rakamsal artışların değil, kalitatif bir takım değişim süreçlerinin de altını çizeceğimiz bir plan olacak'' diye konuştu.

''Dokuzuncu Planın karnesi iyi''

Kalkınma Bakanı, mevcut planın karnesinin hazırlanıp hazırlanmadığına ilişkin soruya yanıt verirken de bu değerlendirmeyi yeni planın hazırlıklarıyla birlikte yapacaklarını ama net olarak 9. Plan'ın ''gerçekten iyi bir plan'' olduğunu söyleyebileceğini dile getirdi. Yılmaz, ''Orta Vadeli Programımızın ana kurgusu 9. Plan'dan geliyor, temel eksenlerimiz iyi tespit edilmiş eksenler. 9. Plan'ın ana kurgusunun doğru olduğuna inanıyorum ama daha detaylı bir analizi de yapılıyor'' diye konuştu.

Hükümet Programı Acil Eylem Planı

Bakan Yılmaz, Hükümet Programının önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönem de acil eylem planına dönüştürülüp dönüştürülmediğinin sorulması üzerine de şunları söyledi:

''İlgili tüm bakanlarımız ve üst düzey yöneticileriyle bir araya gelerek hem seçim beyannamemizi hem hükümet programımızı hem de 2023 vizyonumuzu dikkate alan ayrıntılı bir çalışma yaptık, 2015'e kadar temel politikaları inceledik. Her bir bakanlıkla ilgili ayrı ayrı eylem planları oluşturduk. Şu anda bunları bir araya getiriyoruz. Bunu bir bütünlük içinde topluma sunup sunmama kararı hükümetimizin kararı. Her bakanımızla ilgili çalışmada o bakanlığın temel yol haritası ele alınmış oldu, bu bile başlı başına faydalı.''

Yılmaz, hükümet olarak hiçbir zaman ''rüzgar nereden eserse oraya gidelim'' şeklinde bir anlayışlarının olmadığını, en baştan itibaren hep yol haritaları oluşturduklarını, acil eylem planlarının da bunun en güzel örneklerinden biri olduğunu kaydetti.

Bakan Yılmaz, ''Kamuoyuna ilan edilen eylem planları vardır, edilmeyenler vardır ama her zaman planlı programlı ve eylem planlarına dayalı bir çalışma anlayışından yana olduk. Gelecek dönem de öyle olacak. Plan hazır ancak bunun kamuoyuyla paylaşılıp paylaşılmayacağı hükümetimizin takdiri'' diye konuştu.

Bölgesel gelişme

Bakan Yılmaz, bölgesel gelişme ve yeni bölge kalkınma idarelerine ilişkin soruya karşılık da bölgesel politikaların eskiye nazaran çok daha geniş bir çerçeveye oturduğunu, şu anda Türkiye'yi kucaklayan, bir taraftan rekabetçiliği bir taraftan da hakkaniyeti ön plana çıkaran yeni bir bölgesel politika anlayışının hakim olduğunu ifade etti.

Bölgesel gelişme politikasının en önemli araçlarından birisinin kalkınma ajansları olduğunu, ama çalışmalarını KÖYDES, SODES, İş-Kur'un meslek edindirme programları, kırsal kalkınmayı desteklemeye dönük bir takım başka programlar, cazibe merkezleri gibi birçok enstrümanla sürdürdüklerini anlatan Yılmaz, çalışmalar pek çok kolda yürüdüğü için koordinasyon mekanizmalarına ihtiyaç olduğunu, yeni bölge kalkınma idareleri ile Kalkınma Araştırmaları Merkezi'nin de bu amaca bianen oluşturulduğunu bildirdi.

Yeni bölge kalkınma idarelerinin 5 yıllığına kurulduğunu, bu sürenin Bakanlar Kurulu Kararı ile 5 yıl daha uzatılabileceğini belirten Yılmaz, bu idarelerin kurulu bulundukları bölgelerde kamu yatırımlarının daha koordineli bir biçimde yürütülmesine, yeni proje fikirlerinin oluşturulmasına hizmet edecek yapılar olduğunu söyledi.

Kalkınma ajanslarının ise yenilikçi, yerel aktörleri harekete geçiren çok önemli mekanizmalar olduğuna işaret eden Yılmaz, bunların görevlerini önümüzdeki dönemde çok daha etkin biçimde sürdüreceklerini, 2012'de kalkınma ajanslarından öncelikli beklentilerinin ''daha fazla analiz'' olduğunu dile getirdi.

Kurumsal stratejik plan

Yılmaz, Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) Kalkınma Bakanlığı'na dönüşmesi sonrasında yeni bir kurumsal stratejik plan hazırlanıp hazırlanmadığına ilişkin de geçmişte DPT için hazırlanan planı bakanlık için bir stratejik plan haline getireceklerini, planın performans göstergelerini de içerecek daha sonuç odaklı bir plan olarak kurgulanacağını kaydetti.

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın