Eğitim-Sen Bingöl Şubesi tarafından Bingöl Üniversitesi'nde okuyan öğrencilerin disiplin olayları ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı.
1980 darbesi ile beraber Üniversiteler üzerinde faşizan bir baskı aracı olarak kurulan YÖK'ün bütün etkinliği ile ülkede gelişebilecek serbest düşüncenin her türlüsünü yok etmek amacı ile an be an bu etkinliğini sürdürdüğü belirtilen açıklamada, “ Buradan Hükümete, Bingöl Valiliği'ne ve Bingöl Üniversitesi yönetimine şunu sormak lazım. Barış isteyen bir gençliği tartaklamaya çalışmak, olmadı üniversiteden atmak veya uzaklaştırmak hangi akla hizmettir. Bu ülkede Barış isteyeni mumla aradığımız bir dönemde savaşa odun taşımaktan başka hiçbir anlamı olmayan bu tür hatalar sonucu ülkelerin nasıl dağıldığını görmemek için kör olmak lazım diye düşünüyoruz. Üniversite yönetimi ile geçen yıldan bu yana yaptığımız görüşmelerde bu tür problemlerin bu şekilde çözülemeyeceği kanaati oluşmuşken hangi güç devrededir anlayamıyoruz. Acaba bu tür cezaları bilmediğimiz bazı güçler mi tayin ediyor” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, “1980 darbesi ile beraber Üniversiteler üzerinde faşizan bir baskı aracı olarak kurulan YÖK, bütün etkinliği ile ülkede gelişebilecek serbest düşüncenin her türlüsünü yok etmek amacı ile an be an bu etkinliğini sürdürmektedir. 2002 yılında başta YÖK ün kaldırılması olmak üzere radikal çıkış vasıtası ile ortaya çıkan AKP geldiğimiz noktada Seksen darbesinin ürünü olan YÖK ve onun alt kurumları olan üniversiteleri gençlik üzerinde daha da ceberutlaştırmıştır. Bilindiği üzere geçen yılın Aralık ayından bu yana Bingöl Üniversitesi'nde çözümlenemeyen öğrenci disiplin olayları geldiğimiz noktada bu anlayışın ne kadar pervasız olduğunu göstermesi açısından önemlidir” denildi.
Üniversite yönetiminin tavrı ile ortaya çıkan yaklaşım ve cezalar arasında çok derin çelişkiler yaşandığı vurgulanan açıklamada, “Kaldı ki bu düşünce Silvan ve diğer abluka altına alınan yerleşimlerde ortaya çıkan yazılı görseller bize Bingöl'de de bu tür güçlerin devrede olduğunu göstermektedir. Üniversiteler bilim, akıl ve tartışmaların, yaşadığı toplumu ayakta tutmanın en büyük araçları olması gerekirken ülkeyi kaosa götürmede bu kadar etkin davranıyor olmaları 80 darbesinin ürünü olmaları mıdır? Toplum bu durumu görüp buna müdahale etmediği taktirde darbenin ürünü olan zihniyet yeniden bir darbe süreci ile bu tür kurumları araç olarak kullanılabilir. Üniversitenin kurulması konusunda çaba gösteren kurum ve kuruluşlar bu gidişat konusunda da aynı çabayı vermelidir. İyi niyetle oluşturulan bu tür kurumlar bu tür zihniyetlerin elinde araç olarak kullanılırken müdahale etmemek akla vicdana sığmamaktadır” ifadelerine yer verildi.