Alakuş: çocuk hakları sınırlanıyorTürkiyede çocuk haklarının sözleşmede yer alan 17,29 ve 30uncu maddelerle sınırlandırıldığını ifade eden Baro Başkanı Alakuş, hükümetin, acilen bu çekince koyulan maddeleri de derhal kabul etmeye davet etti.![]() Bingöl Barosu Başkanı Abdullah Alakuş, ‘20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü' dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Çocuk Hakları Sözleşmesinde, çocukların yaşama, gelişme, korunmaya ve katılıma ilişkin tüm haklarını hiç bir ayırım gözetmeksizin bütün çocuklara eşit olarak tanınması ilkesinin getirildiğini kaydeden Alakuş: “Türkiye, çocuk hakları sözleşmesini 27 Ocak 1995 tarihinde imzalamıştır. Ancak Türkiye bu sözleşmeyi imzalarken, çocukların eğitimi, ifade özgürlüğü, kendi kültürünü yaşatma ve kendi dilini özgürce kullanma haklarını içeren 17,29 ve 30. maddelere çekince koymuştur. Türkiye bu çekincelerle, çocuk haklarını ciddi anlamda sınırlamıştır. Biz hükümeti, acilen bu çekince koyulan maddeleri de derhal kabul etmeye davet ediyoruz” dedi. “SAVAŞIN İLK MAĞDURU ÇOCUKLARDIR” Orta Doğu'da yaşanan şiddet olayları ve savaşların ilk ve en önemli mağdurunun çocuklar olduğunu ifade eden Alakuş, şöyle devam etti: “Suriye'de, Mısır'da, Lübnan'da, Libya'da, Irak'ta ve Filistin'de yaşanan savaşlarda mağdur olan, ölen, göç edilenin çocuklar olduğunu gördük. Bizler yemek sofralarımızda tıka basa yemeğimizi yerken, Somali ve diğer Afrika ülkelerinde birçok çocuğun açlıkla burun buruna olduğunu ve birçoğunun açlıktan öldüğüne, hep beraber şahit olduk. Kobani, Rojava ve Filistin'e yapılan saldırılarda ilk ölenlerin çocuklar olduğunu, maalesef tüm dünya ile beraber bir sineme filmi seyreder gibi seyrettik ve bu konuda hiç bir ülke 'insan onuruna' yaraşır bir duruş sergileyememiştir. Bu, insan olarak hepimizin en büyük ayıbıdır. İnanın, insanlık bile kendinden utanmıştır. Evimizde kendi çocuğumuzun üzerine titrerken, saçının bir teline dahi zarar gelmesine katlanamazken, yanı başımızda ölen, zülüm gören, göçe zorlanan, işkence edilen çocukların dramına seyirci kalmaktayız.” ÇOCUK GELİNLER Bölgemizde çok sık görülen çocuk gelinler sorununun, çocukların küçük yaşta cinsel istismara uğramalarına ve derin travmalar yaşamalarına sebep olduğunu kaydeden Alakuş, tecavüze uğrayan çocukların, faillerinin devlet erkini kullanan kişiler olmasının da son derece düşündürücü olduğunu söyledi. Çocukların yaşam hakkı ihlallerinin her geçen gün arttığını ifade eden Alakuş, şöyle devam etti: “6 - 7 ekimde yaşanan şiddet olaylarında, ölenlerin bazıları çocuklardır. Yine Roboski katliamında ölenlerin 17'si çocuktur. Ayrıca kamuoyunda bilinen Uğur Kaymaz davası, Bingöl'ün Genç İlçesinde 1999 yılında öldürülen amca ve yeğen olan Mehmet ve Yılmaz Eliveren davasında da hep ölen çocuklardır. Sokaklarda dilendirilen, selpak satan, yollarda cam silen, atölyelerde ve diğer iş kollarında ucuz iş gücü temini amacıyla çalıştırılan çocukların, emeği hem kendi aileleri hem de işverenler tarafından sömürülmektedir. Bu konuda da siyasal iktidardan gerekli olan yasal düzenlemeleri yapmasını bekliyoruz. Bingöl Barosu olarak gerek ülkemizde ve gerekse dünyada, tüm çocukların, fiziksel, cinsel, sınıfsal, duygusal ve her türlü istismarlarının takipçisi olacağımıza, yaşam hakkını ihlal edenlerle mücadele edeceğimizi, siyasal gücü elinde bulunduranlara, çocuk hakkı ihlalleri karşısında yükümlülüklerini hatırlatarak, sadece bu günün değil yılın her gününün onlar için olmasını, savaştan uzakta ve çocukluklarının yaşatıldığı, ayırımcılığın yapılmadığı, hepsinin karnının doyacağı, barışçıl bir dünya için mücadele ederek yanlarında olacağımızı bildiririz.” YORUM YAZIN ![]()
|
|