Alevi dedesi: üniversite'nin bünyesinde alevilik enstitüsü kurulsun

Bingöl Üniversitesi tarafından  “Alevilik” konulu konferansı dün saat 14.00'da Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Yoğun bir katılımın olduğu Konferansa konuşmacı olarak katılan Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Hacı Bektaş Veli Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Osman Eğri, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yayımlanan  “ Alevi-Bektaşi Klasikleri” adlı çalışmadan örnekler vererek, detaylı bir sunum yaptı.

Prof. Dr. Eğri'nin sunumundan önce programın açılış konuşmasını yapan Alevi Dedesi Ali Beyazyıldırım, konferansın kendileri için çok önemli olduğunu ve mezheplerin daha iyi anlaşılması için bu tür konferanslara ihtiyaç olduğunu söyledi. Bingöl Üniversitesinin duyarlı davranıp iyi bir organizasyon yaptığını belirten Beyazyıldırım, farklı mezheplere mensup insanların daha iyi kaynaşması gerektiğini ifade ederek, “ Bu tür konferanslar hem bizim kendimizi iyi tanımamız hem de başkalarının bizleri iyi tanıması için fırsat olarak görülmelidir. İslam dininin kardeşliği geniş bir çatıya sahiptir. Burada hepimize yer vardır. Birbirimize değerlerimizden ötürü şüpheyle bakmaktan vazgeçmeliyiz. Bizim Bingöl Üniversitesinden bir talebimiz var. İmkânları varsa Üniversite bünyesinde bir Alevilik Enstitüsü kurulsun” dedi. Beyazyıldırım konuşmasının ardından sazıyla kendi bestelediği bir türküyle mezhep kardeşliğine dikkat çekti.

Alevî-Bektâşî geleneğinde Hızır Peygamber'in İlyas Peygamber'le birlikte önemli bir yerinin bulunduğunu belirten Eğri, Hızır ve İlyas'ın birlikte telaffuzunun zaman içerisinde dilimize kazandırdığı Hıdırellez, özellikle Alevî câmiada her yıl 6 Mayıs'ta kutlanan Alevî-Bektâşî geleneğinin sürdürülebilir ve uygulanabilir olmasında erkân kitaplarının olmazsa olmaz bir öneminin bulunduğunu ifade ederek, “ Tarîkat erkânı yürütülürken başvuru kaynağı olan bu eserler, tekke ve dergâhların kütüphanelerinde bulunan temel kaynaklardandır. Dört adet Erkân Risâlesi'nin çevirisini ihtiva eden Erkânnâme 1 adlı eser, Bektâşîliğin yazılı kurallaAlevî-Bektâşî geleneğinin sürdürülebilir ve uygulanabilir olmasında erkân kitaplarının olmazsa olmaz bir Alevî-Bektâşî geleneğinde Hızır Peygamber'in İlyas Peygamber'le birlikte önemli bir yeri bulunmaktadır. Dört adet Erkân Risâlesi'nin çevirisini ihtiva eden Erkânnâme 1 adlı eser, Bektâşîliğin yazılı kurallarını dile getirmektedir. Hz. Muhammed'in Hz. Ali'ye nasîhatıyla başlayan ilk risâlede tâliblik ve müridliğin âdâb/erkânı, sûfîlik, sohbet, evliyânın on iki buyruğu gibi konulara yer verilmiştir. İkinci risâlede müsâhiblik, üç sünnet yedi farz ile birlikte çeşitli duâ ve menkîbeler söz konusu edilmektedir. Üçüncü risâlede tarîkata girme usûlü, tarîkatın on iki anlamı ve tarîkatla ilgili yirmi sekiz soru ve cevap bulunmaktadır. Dördüncü risâle Şeyh Safî Menâkıbı'dır. Bu eser farklı bir Şeyh Safî Buyruğu niteliğindedir. İmâm Ca'fer-i Sâdık'la Hz. Ali arasında geçen diyaloglar vasıtasıyla tâlib ve müsâhib ilişkisi öğretim konusu yapılmaktadır.rını dile getirmektedir. Hz. Muhammed'in Hz. Ali'ye nasîhatıyla başlayan ilk risâlede tâliblik ve müridliğin âdâb/erkânı, sûfîlik, sohbet, evliyânın on iki buyruğu gibi konulara yer verilmiştir. İkinci risâlede müsâhiblik, üç sünnet yedi farz ile birlikte çeşitli duâ ve menkîbeler söz konusu edilmektedir. Üçüncü risâlede tarîkata girme usûlü, tarîkatın on iki anlamı ve tarîkatla ilgili yirmi sekiz soru ve cevap bulunmaktadır. Dördüncü risâle Şeyh Safî Menâkıbı'dır. Bu eser farklı bir Şeyh Safî Buyruğu niteliğindedir. İmâm Ca'fer-i Sâdık'la Hz. Ali arasında geçen diyaloglar vasıtasıyla tâlib ve müsâhib ilişkisi öğretim konusu yapılmaktadır.inî nitelikli bir günün adı olmuştur. Hızırnâme muhtevâsı itibarıyla Buyruk'lara benzemektedir. İçerisinde İmâm Ca'fer ve Şeyh Safî Buyrukları'na paralellik gösteren konu ve kavramlar bulunmaktadır. Dört kapı kırk makâm, müsâhiblik, mürebbîlik, ikrâr vermek, erkân, on iki imâm, on yedi kemerbest, dâra durmak, tecellâ ve tevellâ eserde yer verilen Alevî-Bektâşî geleneğinin kendine özgü ritüelleridir. Bölüm aralarında çok sayıda duâ, tercüman ve gülbank geçmektedir” şeklinde konuştu.