Ata demirer: gaffur'a ben de gülüyorumBurhan- Gaffur diyalogları gayet yüksek dozda akarken, ben seyirci olsam 'Volkan Sütçüoğlu' diye ağlamazdım.
![]() 1995'te çıkardığı ilk albümü 'Makara'nın ardından, 'Exit' adlı maxi single'ını çıkaran Ata Demirer, bu albümün komedi öğelerinden öte, hiciv özelliği taşıdığını söylüyor. Yedi yıldır sürdürdüğü ilk gösterisinin ardından 'Ata Demirer Şov'u bu ay olan sahneye koyacak olan Demirer, "Papağan gibi taklitçilik yapmam, o kişinin psikolojisini bile bilirim" diyor. ATA DEMİRER'DEN UZUN HAVA İÇİN TIKLAYIN! GAFFUR'DAN ÇAKKIDI İÇİN TIKLAYIN!.. İlk gösterisi 'Tek Kişilik Dev Kadro'ya 1998 yılında başladı, yaklaşık 400'üncü oyununu sahnelediği dönemlerde; televizyona yaptığı 'Korsan TV' adlı programının da etkisiyle geniş kitlelerin hayranlığını kazandı. İşte bundan sonra Ata Demirer bir marka olma sürecini de başlatmış oldu... Ardından senaryosunu Gülse Birsel'in yazdığı 'Avrupa Yakası' ile oyunculuğa başladı. 'Volkan Sütçüoğlu' karakteriyle sevildi, üçkağıtçı bir adamı canlandırsa da, fanatikleri daha da arttı! Ardından 1995 yılında mizah ve müziği birleştirdiği ilk albümü 'Makara'yı çıkardı... 'Müslüm Baba Belgeseli', 'Kontör At Sevgilim' gibi şarkılar, listelere kadar girdi! Şimdi de sevenlerine yeni yıl armağanı niteliğinde yine eğlenceli bir maxi single çıkardı Ata Demirer... 'Exit' adlı çalışma, dört şarkı ve iki remixten oluşuyor. Albümün sürprizlerinden biri de, yaklaşık bir yıl önce 'Avrupa Yakası'nda kullanılan ve Ata Demirer'in bir sohbet ortamında "Durun bir Tarkan şarkısı yapayım" diyerek yazdığı 'Fındık Fıstık' adlı şarkı! TAVŞAN' TÜRKİYE KOMEDİSİ * 1995'te çıkardığınız ilk albümümüz Makara', birçok sanatçının albümünden çok ilgi görmüştü. Bunu neye bağlıyorsunuz? O albümün hedefi mizah yapmaktı. Arabada giderken bir-iki saat hem gülmeyi, hem de gülüntülerin melodisini dinletmeyi sağlamaktı. Daha önce komik şarkılar yapılmıştı ama bunda aralarda skeçler ve yöresel ezgiler vardı. İşte bu anlamda bir ilkti. Ancak 'Exit' daha değişik... Çünkü ne kadar iyi mizah yaparsanız yapın, mizah albümünün satması için görsellik şart. O yüzden 'Exit'i daha farklı yaptık. Bu bir albüm değil; bir maxi single. İçinde dört şarkı, iki remix var. Bunlar yeni oyunumun müzikleri zaten. Biri biliniyor; 'Fındık Fıstık'! Açılış parçası 'Beyoğlu'nda Gece'. Beyoğlu'nu seven bir insanın her zaman ihtiyaç duyacağı bir eser o. Eser dedim; Bülent Ersoy gibi! (Gülüyor) * Nasıl bir albüm 'Exit'? Şarkıların sözlerinde ironi yine ön planda... Hiciv albümü diyebilirim. Özelikle 'Tavşan' bir Türkiye komedisi. Diyor ki; 'TV desen hep aynı şeyler, haber bültenlerinde Türkiye'den yemekler'. Aç var tok var sürekli yemek görüntüleriyle, reyting almak uğruna yapılan hareketler bunlar! Diyor ki; 'Tarikatın jetskisi, sonrası netekim'! 28 Şubat'a kadar gidebilecek bir yorum bu, o gözle bakılırsa. Bunu neşeli bir şekilde söylediğinizde, eleştirilen kişiyi ve durumu yıpratmaz. İğneleme sanatıdır bu. * 'Avrupa Yakası'nda Volkan'dan dinlediğimiz 'Fındık Fıstık' şarkısı da 'Exit'te yer alıyor. Neden kullandınız bu şarkıyı? Bir gün Gülse, ben ve Avrupa Yakası'nın yapımcısı Atilla Bey, bir kutlama yapıyorduk. Laf Tarkan'dan açıldı. "Durun ben şimdi size bir Tarkan şarkısı yapayım" dedim. O anda da fındık-fıstık yiyor, içki içiyorduk. Öyle çıktı, Gülse de bayıldı o an! Bu albümde yer vermemin nedeni ise şu. İnternette bilmem kaç kere indirilmişti, yazın Bodrum'da barlarda remiksleri çalıyordu. Doğru dürüst çalalım istedim. Yoksa dizide kullanıldı ve tuttu diye değil! MİZAH OLMAYAN İŞE BULAŞMAM * Gösterilerinizde Bülent Ersoy'un, Zeki Müren'in sesini taklit ederek şarkı söylerken mest oluyor insanlar... Ciddi bir albüm yapacak mısınız günün birinde? Yok, ben müziği öyle kullanmam. "Sesim güzel, hangi tarza gidiyor? Türk Sanat Müziği! Haydi yapayım bir albüm" dersem; inandığım şeylere de ters düşmüş olurum. Öyle olsaydı komedyen olmazdım, Türk Sanat Müziği eğitimi de almış hazır bir adamdım nasılsa... Yani hazır komediden popülerliğim var ve halk beni seviyor diye müzik albümü yapayım gibi bir durum yok. İçinde mizah olmayan bir şeylere karışmak bulaşmak istemiyorum! * 'Beyoğlu'nda Gece' adlı şarkınızda Zeki Müren'in sesini taklit etmişsiniz. Bu taklit tepki görür diye bir endişeniz yok mu? Sonuçta hiciv niteliğinde şarkılar bunlar... Ama orada dalga geçme yok ki! Şarkılar hiciv niteliği taşıyor ama içinde Zeki Müren olunca bambaşka oluyor. Sözlerinde sosyal hiciv var, kimseyle dalga geçmiyoruz. 'Kumar olur hayat, vazgeçmez oynarsın, kalbini koy masaya, belki kazanırsın'... Paşama yakışan bir replik bu. Bende de bu ses var, okudum! * Seviyor musunuz şarkı söylemeyi? Çok! Ben caz, Türk Sanat Müziği, rebetiko ve özel çalışmalar dinlerim. Dinlemeyi seviyorum; ama söylemeye cesaret etmemeliyim. Belki kimsesiz çocuklar yararına veya Türk Kalp Vakfı için bir albüm yapılır da, iki tane Türk Sanat Müziği parçası okumam rica edilir. O zaman o ricayı karşılıksız bırakmam. Yoksa öyle bir cüretkarlığım olamaz. Çünkü kendimi en iyi mizahla ifade edebiliyorum. Ama özellikle girip stüdyoya; "Taşkın Sabah'la çalıştım, 10 eser okuduk hepsi birbirinden değerli..." dersem ukalalık yapmış olurum. Çünkü bir önce okuyanlar kim? Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Safiye Ayla... Onlardan iyi mi okuyacağım? Ben komedyenim ya! MELODİ İLE YAŞAYAN BİRİYİM * Neden o zaman konservatuvarda müzik eğitimi aldınız? İlk başta şarkıcı olmak istiyordum çünkü. Şarkı söylemek benim için sakız çiğnemek gibi bir şey. Ben her şeyi müzikle düşünürüm, yalnız kalınca bağırarak şarkı söylerim evde iş yaparken bile. Ama mizah başlı başına bir maceraydı ve ben o maceraya girince okula konsantre olamadım bir daha... * Yalnız kaldığınızda şarkı söylediğinizden söz ettiniz... Mesela neler söylersiniz? Mesela kendimi Rober Hatemo'nun bir şarkısını mırıldanırken yakaladım geçenlerde. Bazen Serdar Ortaç'tan bir şarkı bile mırıldanıyorum! (Gülüyor) Ama çok keyiflendiğim zaman, Zeki Müren devreye giriyor. Uzun hava bile okuduğum olur evde bir şeyler hazırlarken. Ben melodiyle yaşayan biriyim, her resmin müziği var benim için. Zaten mizahımda da bu vardır. Sahnedeki esprilerimin altından müziği kaldır, kuru bir şey kalır geriye! * Serdar Ortaç'ın bir şarkısını mırıldandığınızı fark ettiğinizde kendinize verdiğiniz tepki ne oluyor? Fark etmez, güzel bir tekerlemeyse gidiyor. Binlerce dansöz var sonuçta, değiştiremeyiz; doğru söylemiş yani! (Gülüyor) Ama Serdar'ın sesiyle söylersem tehlikeli olur, ona bir alışırsam gider öyle... Çok etkileyici bir tarzı var aslında... 'Volkan izleyici kitlemi genişletti' * 'Avrupa Yakası'ndan ayrıldınız ama izlemeye devam ediyor musunuz? İzliyorum... * Bu sezon herkes Gaffur'un repliklerini ezberliyor. Siz nasıl buluyorsunuz onu? Oldukça başarılı! Yazarları çok iyi zaten; Gülse çok akıllı biri, çok da güzel yazıyor. Burhan'la Gaffur'un sahnelerini seyrederken eğlendiğim, güldüğüm anlar oluyor. * 'Avrupa Yakası' Ata Demirer'e neler kattı, neler götürdü? Benden bir şey götürmedi... Ama son zamanlarda biraz yorgunluk hissettim. Onun dışında bana çok şey kattı. Daha önce bir televizyon dizisinde oynamamıştım, onu yapabildiğimi gördüm. O bir ek olarak kafamda yazılı. Bir gün sahnede bir şeyler yapmaktan vazgeçersem, tekrar bu özelliğimi kullanabilirim. Oyunuma gelmeyen birçok kitle ya da benim ulaşamadığım kitle Volkan Sütçüoğlu karakteri sayesinde beni tanıdı. Volkan unutuldu mu peki? Unutulacak bir karakter değil Volkan ama elzem de değil. Burhan- Gaffur diyalogları gayet yüksek dozda akarken, ben seyirci olsam 'Volkan Sütçüoğlu' diye ağlamazdım. Üçkağıtçının tekiydi o. Ama eğlenceli bir karakterdi... (Gülüyor) Cebim de büyük, kalçam da! * Bugüne dek mizahını yaptığınız bir ünlüden sert tepki aldınız mı hiç? Hiç olmadı. Mesela Bülent Ersoy'u da taklit ediyorum, kızmıyor. Hatta birkaç kere aradı tebrik etti. Çünkü o nüans farkını anlayabilecek kapasitede ve zeki insanlar hepsi. Karşıdakini kırmadığınız, kişilik haklarına tecavüz etmediğiniz sürece bu yapılır. Ben gerçekten komik bulduğum şeyleri anlatıyorum. Zaten o zaman başarılı oluyorsunuz sahnede. Ama tabii buna 'cepten yemek' deniyor. Ama cep büyük, pantolon da büyük, pantolonun içindeki kalçam da büyük! (Gülüyor) Taklitçi değilim! * Herkesi taklit etmek sizin için bir ihtiyaç mı? Tutamıyor musunuz kendinizi? İhtiyaç değil, tarzım öyle! Seslerle oynamak gibi bir hobim var, çocukken de böyleydi. Taklit ediyorum diye değil, yapım böyle. Ama taklitçi de değilim, o ayrı bir şeydir. Taklitçi; papağan gibi taklit eder. Ben ruhunu alırım adamın, yani onu anlarım, olaylara nasıl yaklaşıyor, psikolojisi nasıl bakarım, başka bir hale sürüklerim karakteri. O zaman, o yaklaşımı taşıdığım yerde çok komik durur. Ona da mugallit deniyor... * Emrah'ı, Zeki Müren'i, Bülent Ersoy'u taklit ettiğinizde yarattığınız fark gibi mi? Harry Potter filminde Emrah! (Gülüyor) İşte bu taklidi aşan bir şey, ama anladı seyirci, ilk yıllar biraz sıkıntı çektim kendimi ifade etmekte. Ama neler yapabildiğimi gördüklerinde, o zaman farklı bir bakış açım olduğunu fark ettiler. İkinci oyun 'Ata Demirer Show'un ilk gösteriniz 'Tek Kişilik Dev Kadro'dan temel farkı ne? 'Tek Kişilik Dev Kadro'nun devamı gibi ama bütün espriler yeni, tarzım aynı. Büyük bir tarz değişikliğine gidecek kapasitem var ama bu seyirciyi şaşırtmak olur, bu şaşırtma riski pek hoş bir şey değil. İçimden de gelmiyor tarzımı değiştirmek. Ama daha müzikal ağırlıklı olacak yeni oyun. Biraz daha zorlarsak konsere çıkacağım! (Gülüyor) Zaten isminin de 'Ata Demirer Şov' olmasının sebebi, şova yönelik olması... Yani kadın olacağım, erkek olacağım, çıplak olacağım... Yani tam bir şov istiyorum ben, tek kişilik bir şov! Stand-up formatını biraz zorlayacağım. SEZEN BAŞARAN-SABAH YORUM YAZIN ![]()
|
|