Boğatekin yaptığı yazılı açıklamada, Bangladeş'te hükümetin kurduğu Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesince, 1971'deki bağımsızlık savaşı sırasında yaşanan bazı olaylardan sorumlu tutulan Cemaat-i İslami Partisi Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Mir Kasım Ali'nin idam edilmesine tepki gösterdi.
Boğatekin, “Bangladeş hükümeti hukuki ve insani tüm değerleri ayaklar altına alarak siyasi cinayetler serisine devam ediyor. 13 Aralık 2013 tarihinde Cemaati İslami liderlerinden Abdulkadir Molla'yı, ardından 11 Nisan 2015'te Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Kamaruzzaman'ı ve 21 Kasım 2015'te de Genel Sekreter Yardımcısı Ali İhsan Mücahid'i, 10 Mayıs 2016 da Cemaati İslami Emiri Mevlana Mutiur Rahman Nizami'yi idam ederek despotik zihniyetini serdeden Hasina yönetimi yeni bir insanlık suçu daha işlemiş bulunuyor. Cemaati İslami liderlerinden Mir Kasım Ali 3 Eylül Cumartesi günü yine bu despotların hukuksuzluğu ve zalimliği sonucu idam edilmiştir” dedi.
Beşeri siyasetin icadı olan canavar devlet sistemlerinin oluşturduğu adaletsiz uygulamaların gün geçtikçe daha şiddetli hale geldiğini ve mazlumlara hayat hakkı tanımadığını ifade eden Boğatekin, şunları kaydetti: “Yaşanan zulümlere artık tarih vermek neredeyse imkânsızdır. Çünkü yaşadığımız her anda ve yaşadığımız her mekânda aynı zulüm politikalarından neşet eden hunharca uygulamalar meşru bir siyasal tarz olmaya doğru gitmekte ve zalimler zulümlerini artık pervasızca yapmaktadırlar. Devlet adına uygulanan soykırımlar, demokrasi adına yapılan kıyımlar, insan hakları adına işlenen katliamlar ve örgütler eliyle işlenen cinayetler asrımızın siyasetine damga vurmakta ve bunun adına da ulusal çıkarlar, özgürlük mücadelesi ve reel siyaset denmektedir. Kuşkusuz, bütün bu yapılanlar bir gerçeğin izdüşümüdür. Hepimiz gayet iyi biliyoruz ki Bangladeş halkı ve Cemaati İslami mensuplarına yönelik baskı, yıldırma ve sindirip yok etme politikaları Bangladeş'e barış getirmeyecektir. Hindistan'ın kuklası olan Bangladeş ulusal diktatörlüğü bu zulümlerle ayakta kalabileceğine inanıyorsa elbette bu çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü nice firavunlar, nemrutlar ve ebu cehiller, şaronlar kahrolup gitmişlerdir. Ve biz inanıyoruz ki, günü gelince Hasina, Beşşar, Sisi ve Netanyahu gibi zalimler de aynı akibete uğrayıp cehennemi boylayacaklardır.”
Boğatekin, “Hasina diktatörlüğünün yapmaya çalıştığı şeyi Cemaati İslami liderlerinden şehit Mir Kasım Ali'nin şahsında tüm İslam Ümmetine açık bir düşmanlık olarak görüyoruz. Bangladeşli kardeşlerimizle ve Cemaati İslami hareketi ile dayanışma içinde olduğumuzu belirtirken, insanlık vicdanını bu açık zulme karşı harekete geçmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.