Bddk'dan 'banker bilo' uyarısıBDDK Başkanı Tevfik Bilgin, son günlerde gazetelerde yer alan ikrazatçı reklamlarına dikkat çekti
![]() BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, son günlerde ulusal günlük gazetelerde yer alan ikrazatçı reklamlarına işret ederek, bazı firmalar ve banka müşterilerinin ikrazatçılara yöneldiğini bildirdi ve “Bankalarla çalışmıyorlar. Birilerinin elinde likidite var, bunu başka şekilde pazarlıyorlar uyarısında bulundu. TÜSİAD'ın “Yurt dışı finansal piyasalardaki gelişmeler ışığında Türk bankacılık sektörü: Eğilim ve riskler" konulu toplantısında konuşan Tevfik Bilgin, küresel krize değinerek, Türkiye bankacılık sektörünün geldiği noktaya ilişkin bir konuşma yaptı. Bilgin, en kötünün geride kalmış olabileceğini, likitide sıkışıklığının giderilmiş olabileceğini belirterek, burada önemli olanının makro ekonomik çerçevenin finansal krizden ne ölçüde etkilendiği olduğunu kaydetti. Finansal krizin etkisini kaybettiğini ancak, reel sektörün durumunun ne olduğunu, krizin yönünü belirleyeceğini vurgulayan Bilgin, Amerika'daki iş gücü piyasasında önümüzdeki günlerde açıklanacak verilerin bunu ortaya koyacağını kaydetti. TEVFİK BİLGİN''DEN İKRAZATÇI UYARISI Bilgin, son günlerde ulusal günlük gazetelerin ilk sayfalarında ikrazatçı reklamlarını gördüğünü, bazı firmaların, bazı banka müşterilerinin ikrazatçılara yönelmiş durumda olduklarını kaydetti. Bilgin, “Bankalarla çalışmıyorlar. Birilerinin elinde likitide var, bunu başka şekilde pazarlıyorlar uyarısında bulundu. İKRAZAT NEDİR? İkrazat, "İkraz" kelimesinin karşılığı olan “ödünç vermek anlamına geliyor. Belli bir para, mal veya herhangi bir kıymet, belli bir süre sonra geri almak koşuluyla ödünç (borç) olarak karşı tarafa veriliyor. İkrazatçılar müşterilerine verdikleri ödünç paraların karşılığında iki değişik şekilde teminat alıyor. Çek veya ipotek karşılığı kredi kullandırılıyor. İkrazatçılık kişiden kişiye devredilemiyor. Yetki belgesi sadece şahsa veriliyor. Hazine'ye bağlı çalışan ikrazatçıların yaptığı bir çeşit “yasal tefecilik" olarak da nitelendiriliyor. "BANKACILAR PAZAR PAYI MÜCADELESİNE DİKKAT ETMELİ" Bilgin, piyasalarda “Bekle gör, temkinli olö havasının hakim olduğunu belirterek “Bankalarımızın hızlı büyüme ve pazar payı mücadelesinin bu dönemde biraz daha fazla irdelenmesi gerekiyor. Buna hassasiyetle bakılmalı. Bu dönem temkinli olma dönemi" diye konuştu KARLILIĞIN REEL BAZDA DÜŞME İHTİMALİ YÜKSEK Bilgin, likiditenin bu dönemde önemli olduğunu, sabit faizli menkul değerlere hakim olan bankaların bu dönemde etkilenme oranının yüksek olacağını belirterek, “Karlılığın reel bazda düşme ihtimali yüksek. Menkul kıymetlerde ve kredilerde olabilecek kayıplar karları olumsuz etkileyecektirö dedi. Bankaların sermayenin çok tüketildiği alanlara kayabileceğini vurgulayan Bilgin, resmin net halini Eylül 2008 ve Aralık 2008 bilançolarında belirginleşeceğini ifade etti. Bilgin, küresel krizin Türkiye'ye etkisine ilişkin görüşlerini de aktarırken, Türkiye'de büyüme, enflasyon, cari açık ve faizin etkisi olduğunu, rakamlarda geriye gidişin bulunduğunu söyledi. Merkez Bankası'nın 2006'da yaptığı faiz artırımının hala etkisini gösterdiğini, bugünlerde yapılan faiz artırımının da etkisini göstereceğini dile getiren Bilgin, büyümede de yavaşlamanın beklendiğini kaydetti. Bilgin, cari açığın bu yıl ve geçtiğimiz yıl ortasından itibaren ekonomilerin yumuşak karnı olarak algılandığını dile getirdi. Tevfik Bilgin, Türkiye'de bankacılık sektörünün 6-7 yıldır büyüme trendinde olduğunu, aktiflerinin Mart 2008'de 633 milyar YTL'ye geldiğini ve 3 ayda yüzde 9 büyüme gösterdiğini ifade etti. Bilgin, kredilerin Mart 2008'de 319 milyar YTL'ye ulaştığını, 3 ayda yüzde 12 büyüdüğüne dikkat çekerek, “Türkiye öz kaynak karlılığında kötü değil, iyi bir durumda. Bankaların karlılığı devam etmekte" diye konuştu. BANKALAR KREDİYİ RİSKİ ÖLÇEREK VERMELİ Bilgin, kredilerde kırılma noktasının 2005 ortasında olduğunu, bu noktada aktif ve menkul kıymetlerden daha fazla yer tutmaya başladığını dile getirerek, bankaların kredilerde riski ölçerek vermemesinin ileri dönemde bankaları olumsuz etkileyeceğini vurguladı. Bilgin, Mart 2008'de kredilerin 233 milyar YTL'sinin Türk parası şeklinde kredilerden oluştuğunu, bunun yüzde 27'sinin yabancı para olarak kullanıldırıldığını kaydetti. Bilgin, toplam 319 milyar YTL'lik kredinin üçte ikisinin kurumsal, üçte birinin bireysel kredilerden oluştuğuna işaret ederken, “Bankalar reel sektörü finanse etmiyor eleştirileri var. Bankaların asıl müşterisi reel sektör, kurumsal müşteriler ve KOBİ'lerdirö dedi. Bankacılık sisteminin kredilerde sağlıklı takip sürecinde olduğunu, takip oranlarında bundan sonra da artış yaşanacağını ifade etti. Bilgin, “Hızlı ve kontrolsüz büyüyen bankalar takip oranını artıracaktır" dedi. Bilgin, bankaların herhangi bir kredide riski hesaplamak zorunda olduğunu vurgulayarak, bireysel kredilerde ve konut kredilerinde şu dönemde herhangi bir sorun beklemediklerini kaydetti. Bilgin, bankaların mevduatta 390 milyar YTL'lik büyüklüğünün bulunduğunu, 141 milyar YTL'sinin döviz tevdiat hesaplarından oluştuğunu söyledi. Bilgin, bankacılık sisteminin en büyük sıkıntısının kısa vadeli kaynaklarla çalışmak olduğunu dile getirirken, 3 aya kadar vadeli mevduatın toplam mevduattaki oranının yüzde 90, 11 Nisan 2008 itibariyle de sektör mevduatının katılım hesaplarında kalan vadelere göre ağırlık ortalama vadesinin 31 gün olduğunu söyledi. Bilgin, “Böyle mevduat sistemiyle çalışmak gerçekten zor. Kısa vadeli mevduatı uzun vadeli plase etmek zorundasınız. Buradaki çaresizlik bankacıları sendikasyonu ve seküritizasyona yönelttiğini ifade etti. Bilgin, mevduatta vade uyumsuzluğu bulunduğunu, bankaların pazar payı amaçlı yarış yaptığını, bazı maaş ödemelerini katmak için promosyon adı altında ödeme yapıldığını, bunun maaşın bir, bir buçuk katını bulabildiğini belirterek “Bunları mevduat yarışı olarak algılıyoruz. Bankalara zarar verdiği kadar bu fonu reel sektöre aktardığı için reel sektöre de zarar veriyor. Bunun için çalışmalarımızı sürüyor" dedi. Tevfik Bilgin, bankaların mevduat yarışını üç, altı, dokuz ve on ikinci ay sonlarında bilançolarını büyütmek amaçlı yaptığını bildiklerini ve bunun reel sektör tarafından da bilindiğini söyledi. Bilgin, ekonominin istediği finansmanın eskisi kadar rahat bulunamadığını, mevduatın giderek daha değerli olur hale geldiğini ve bunun da mevduat sahiplerini artırdığını söyledi. tasarruf eğiliminin yetersiz olduğunu ve bankaların da bunu desteklediğini söyleyen Bilgin, reklamların da tüketime yönelik olduğunu kaydetti. Bilgin, Mart sonu itibariyle bankacılık sisteminin karının 3.7 milyar YTL olduğunu, ilerde kredi risklerinden dolayı sorun yaşanabileceğini ve karlılığın bu hızla devam etme ihtimalinin de bulunduğunu söyledi. YORUM YAZIN ![]()
|
|