1977'de Bingöl merkeze bağlı Emtağ Köyü'nde dünyaya geldi. İlköğrenimini köyde, ortaöğrenimini de Bingöl'de tamamladı. Arıcılığın yanı sıra Emtağ-Bingöl arası minibüsle taşımacılık hizmeti sunan babasının yanında hem şoförlüğü, hem de arıcılık faaliyetlerini öğrendi.
Babasıyla birlikte taşımacılık hizmetlerinde edindiği tecrübeler, gelecekte hayatına yansıyacaktı. Türkiye'nin en karanlık dönemlerini yaşadığı 1992'de yeni bir hayat ve umut arayışları onu gurbete sürüklemişti. Almanya'da devam eden hayatını, aldığı bir kararla Türkiye'de devam ettirmek için dönüş yoluna geçti ve 1996'da eve döndü. Aynı yıl evlenip yuva kurduktan sonra vatani görevini yerine getirmek üzere asker ocağına gitti.
Askerlik sonrasında Bingöl'de öğrenci taşımacılığı kapsamında kooperatif kurup bu alanda çalışmaya başladı. 2002-2009 arası Bingöl-Elazığ arası yolcu taşımacılığı hizmeti verip, sonrasında ise yeni sektörlere girdi.
Rehabilitasyon Merkezi, Öğrenci Taşımacılığı ve Oto Alım-Satım Galerisi gibi sektörlerde hizmet veren ve yer yer inşaat işlerini de yapan İş İnsanı Ahmet Çapak, siyasetin de bilinen isimlerden biri.
Konuk olduk kendisine... İş hayatının yanı sıra ülke ekonomisini ve siyasi gündemin de konuşulduğu sohbette, önemli noktalara dikkat çekti. İşte o röportajda öne çıkanlar…
KARDEŞİM İÇİN REHABİLİTASYON MERKEZİ…
Bingöl-Muş Karayolu Yekmal Mahallesi Cezaevi yanında müstakil yapı olarak inşa edilen ve geniş bir bahçesi ile ferah bir yaşam alanı sunan Bir-Umut Rehabilitasyon Merkezi'n fizik tedavi, işitme, zihinsel ve otizm bölümlerinde 400 civarında öğrenciye hizmet vermekteyiz.
Evden okula, okulda eve özel servislerle taşınan öğrencilerimize alanında uzman öğretmenlerimizle hizmet veriyor, ailelerimizle de yakından ilgileniyoruz. Özel eğitim uygulamaları, etkinlikler ve organizasyonlarla hem öğrencilerimize yeni öğretilerimiz oluyor, hem de ailelerin mutluluğuna vesile oluyoruz. Rehabilitasyon Merkezi ile aynı zamanda kurum müdürümüz olan kardeşim Mehmet Çapak ilgileniyor.
Aslında bu sektörde yer almak önceleri aklımızda yoktu. Down Sendromlu bir kardeşim var. Onun tedavi ve eğitim süreçlerinden etkilendik ve kardeşim için böylesi bir işe yöneldik. Önce okula ortak olduk, sonra tüm hisseleri alarak yolumuza devam ettik. Şuanda kardeşim de bu okulda eğitim görüyor. Öğrencilerimiz okulu o kadar çok benimsiyor ki, bir hafta okula gelmediklerinde ailelerine büyük sıkıntılar çıkarabiliyorlar. Aynı durumu kardeşimde de yaşıyoruz. Okulu benimsemeleri, buradaki ferah ortamda bulunmak istemeleri bizi mutlu ediyor.
MELEĞİM KREŞ VE GÜNDÜZ BAKIMEVI VE ÇOCUK KULÜBÜ
2014 yılından beri eğitim faaliyetlerine devam etmekte.
Amacımız okul öncesi dönemde, erken çocukluk döneminde iyi bir eğitim ve sosyal etkinliklerle çocuklarımızı yarınlara güvenle yetiştirmek.
Kuruluşumuzda 0-6 yaş Kreş ve gündüz bakim hizmeti verilmekte, 6-12 yaş arası çocukları kulüp hizmetleri verilmekte, veli isteğine göre kuruluşumuzda yarım gün ve tam gün şeklinde hizmet verilmektedir. Kuruluşumuzda 15 personel istihdam edilmekte olup, isteyen velilerimizin çocukları kuruluşumuza özel servis hizmetinden yararlanabilmektedir.
TAŞIMACILIK HİZMETLERİMİZ SÜRÜYOR
Çocukluğumuzdan buyana taşımacılık hizmetlerinin içindeydik. Bu alanda bir dizi faaliyetlerimiz de olmuştu zaten. 2010'dan yen bir yapılanmaya gidip bu tarihten itibaren de Bingöl genelinde öğrenci taşımacılığı hizmetine başladık. Taşımalı eğitimden yararlanan öğrencileri servislerimizle evden okula, okuldan eve taşıyoruz. Bu faaliyetlerimizle kardeşlerim ilgileniyor. Aile şirketi olarak gayretimizi sürdürüyoruz.
ESKİDEN ARABA İHTİYAÇTI AMA ARTIK LÜKS OLDU
2012'de Sevgi Auto olarak sıfır ve ikinci el oto alım-satım hizmetleri alanında yer edindik. Burada da kardeşlerimle birlikte çalışıyoruz.
İkinci el otomobil alım satım piyasasında ciddi bir sıkıntı yaşanıyor. Fiyatlar tavan yapmış, piyasalarda denge kurmak mümkün olmuyor. Bu sorun neden kaynaklanıyor?
İkinci el otomobil piyasasındaki fiyat artışlarındaki ana sebeplerden biri, internet sitelerindeki fiyat politikalarındaki tutarsızlıktır. Bunda araç sahiplerinin de payı büyük. Bir araç sahibi internette ilan veriyor ve aracına örneğin 100 Bin TL değer biçiyor. Aracını satacak bir diğer vatandaş da 100 Bin liralık arabanın özelliklerini inceliyor ve ‘benim aracım daha temiz' diyerek 120 Bin TL fiyat yazıyor. Bir diğeri de onu görüp yüksek fiyat yazıyor ve böyle devam ediliyor. Oto galeride 100 Bin liraya satılan araç, internette 120 Bin liraya satılıyor. Serbest piyasa ve bir denetim yok.
Bir diğer sorun da sıfır araçlardaki ÖTV zamları. İnsanlar bir araba kendine, bir araba da devlete alıyor artık. Vergiler çok yüksek, insanlar sıfır otomobile binemez hale geldi. ÖTV zamlarıyla birlikte ikinci el piyasasına ilgi artınca bir anda ikinci el araç fiyatlarında da artış yaşanmaya başlandı. Dün 250 Bin TL'ye satılan bir sıfır araba, ertesi gün zamlar açıklanınca 300-350 Bin TL'ye yükselince haliyle insanlar sıfır araç alımından vazgeçtiler. Piyasalardaki dengesizliği gidermek, devletin yapacağı vergi indirimleriyle mümkün olabilir. Eskiden araba ihtiyaçtı ama artık lüks oldu.
EKONOMİDE GİDİŞAT İÇ AÇICI DEĞİL
Birçok dalda hizmet üreten iş insanı olarak özelde Bingöl, genelde ise Türkiye'nin ekonomi tablosunu nasıl yorumluyorsunuz?
Tüm dünyayı etkisi altına alan ve hayatın her alanına olumsuz yansıyan Covid-19 pandemisi, özellikle iş hayatına kâbus gibi çöktü. Ülkeler ekonomik darboğaza girdi, özel sektör ciddi kan kayıpları yaşadı. Bu durum ülkemizde de cereyan etti ve birçok işletme iflas verdi, birçoğu kepenk indirdi. Ayakta kalanlar da birikiminden veya sermayesinden yiyor. Bu darboğaz, işsizlik oranlarını da arttırdı. Çünkü birçok insan işini kaybetti. Özel sektör yatırımları durdu, kamu yatırımları askıya alındı, yatırım planlamaları kenara konuldu. Çarşı Pazar esnafı resmen kan ağlıyor. Kimsenin anlam veremediği ve devletin çözüm bulamadığı bir zam fırtınası da esiyor. Daha önce döviz kurları bahane ediliyordu ama dövizde düşüş yaşanmasına rağmen fiyatlar bir türlü düşmüyor, aksine daha da yükseliyor. İnsanlar markete giremez oldu. Ucuz denilen marketlerde bile her gün etiket değişiyor, insanlar dün 1 liraya aldığını bir sonraki gün 1,5-2 liraya almak zorunda kalıyor. Piyasaya güven yok. Çok zor bir dönemden geçiyoruz ve açıkçası bu tabloya bakıldığında ekonominin iyi olduğunu söylemek mümkün olmuyor.
BİNGÖL NEDİR? NE DEĞİLDİR?
Bingöl'de yatırım alanlarını gözlemlediğinizde nasıl bir tablo görüyorsunuz? Eksik olanlar nedir?
Kişi, hayatına yön vermek istiyorsa önce kendini keşfetmeli, avantaj ve dezavantajlarını bilip ona göre adım atmalı. Memleket de bu şekildedir. ‘Bingöl nedir, ne değildir?' sorusunun yanıtı bilinmeli.
Bingöl, kamu yatırımları açısından henüz kendini tamamlayabilmiş değil. Gelişim açısından önem arz eden yatırımlarda da hem kamunun, hem de iş dünyasının doğru bir kulvarda buluşması ve el birliğiyle kalkınma hamlelerini hayata geçirmesi gerekiyor. Şahsen, Bingöl'ün tarım ve hayvancılık alanında bir rota çizmesi gerektiğine inanıyorum. Baba mesleği sayılan arıcılık Bingöl için bir kurtuluş reçetesidir. Bu alanda pazar sorunu da yoktur. Kaliteli bir bal üretimi ile tüm dünyaya bal pazarlayabiliriz. Ayrıca ceviz üretimine yoğunlaşmak, ciddi bir kazanç kapısı oluşturabilir. SÜTAŞ önemli bir yatırım ancak bunu iyi değerlendirmek gerekiyor. Yem bitkileri üretiminde iyi bir yer edinebiliriz. Ayrıca hayvancılıkta bu yatırıma entegre adımlar atılabilir. Tekstil alanında birkaç yatırım var ama devlet teşvikiyle bu sayı arttırılarak Bingöl, bir tekstil merkezine dönüştürülebilir.
Temel sorunlarımızdan biri de herkesin masa başı iş arayışıdır. Sosyal Devlet olma gereği sunulan destekler önemli ancak bu, bir yandan da tembelliğe sebep oluyor. Çiftçilik yapıp 10 lira kazanacağına devletin vereceği 2 liralık yardıma tama ediliyor. Çiftçilerin desteklenmesi lazım. Çiftçi mazotu örneğin 5 liradan alıyor ama lük yatlara 2 liradan yakıt veriliyor. Yem giderlerinde çiftçiler gözetilmeli. Söyleyecek çok şey var. Bunları herkes de söyler ama iktidara düşen, bunları hayata geçirip kalkınmayı hızlandırmaktır. Aksi halde söylemden öteye geçmez ve sorunlar yumağı her geçen gün daha da büyür.
GÜÇLÜ BİR PARLAMENTER SİSTEME İHTİYAÇ VAR
Bingöl siyasetinde yer edinmiş ve siyasi partilerdeki çeşitli kademelerde görev üstlenmiş bir isim olarak mevcut siyasal tabloyu nasıl yorumlarsınız?
Türkiye modeli başkanlık sistemi beklenen olumlu havayı estiremedi maalesef. Milletvekillerinin bir hükmü kalmadı, Meclis'te memur pozisyonuna sokuldular. Eskiden iline yatırım için Bakanlara diş bileyen milletvekilleri şimdilerde atamayla görev alan Bakanlar karşısında pasifize edilmiş vaziyetteler. Kararlar tek merkezden alınıyor, siyaset kurumları etkin çalıştırılmıyor. Bu, doğru bir siyasi adım değildir. Siyasi kutuplaştırmalarla ülke gündemi sürekli meşgul ediliyor. Toplumsal kardeşlik için mücadele verilmek yerine siyasal kamplaşmalarla toplumsal ayrışmaya yol açılıyor. Kamuoyunun adalete güveni sarsılmış, eğitim politikaları bir türlü sağlam temellere oturtulamıyor. Dış yatırımcı gelmiyor çünkü yeterli güven ortamı yok. Türkiye'nin güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme dönüşü elzemdir.
Son olarak eklemek istediğiniz bir husus ya da vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Huzur ortamının hakim olduğu, siyasi kutuplaşmaların son bulduğu, ekonomik sıkıntıların giderildiği, toplumsal refah düzeyinin arttığı Türkiye hayallerimizin gerçek olması temennimi paylaşıyor, bizlere kendimizi ifade etme olanağı sunduğunuz için teşekkür ediyorum. Bu satırları okuma zahmetinde bulunan okurlara da saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.
KAYNAK: DETAY DERGİSİ
