Cinsel istismarın karanlık yüzüDDK'ya göre devletin koruma altına aldığı çocukların sadece % 2'si cinsel istismara uğruyor.
![]() BUGÜN Dünya Çocuk Hakları Günü. Türkiye'de çocuk haklarını korumak için art arda yasalar çıkarılıyor, uluslararası sözleşmeler kabul ediliyor ama çocuklara karşı işlenen suçlardaki artışın önüne geçilemiyor. Devlet Denetleme Kurulu'nun 2003 yılındaki raporuna göre, yurt ve yuvalarda aile dışı cinsel istismar ve ensest gerekçesiyle koruma altına alınan çocuk oranı yalnızca yüzde iki. Oysa sivil toplum kuruluşları ve uzmanlar bu verilerin gerçeği yansıtmadığını öne sürerek özellikle saklandığı için ‘ensest' vakalarının resmi kayıtlara geçmesinin zor olduğunun altını çiziyor. Pedİatrİ Uzmanı Gonca Yılmaz, Çocuk Psikiyatristi Nüket Isıten, Pediatri Uzmanı Ülker Ertan ve Pediatri Profesörü Ayşe Öner'in, Türkiye Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği'nin çalışmalarına, uluslararası araştırmalara atıfta bulunarak 2003'te yayınladıkları çalışmaya göre, Türkiye çocukların cinsel istismarı konusunda dünya ortalamasının üzerinde seyrediyor. Dünyada ülkeden ülkeye değişmekle beraber, her yüz çocuktan bir ile 10'u istismara uğrarken; Türkiye'de bölgeden bölgeye değişmek kaydıyla bu rakamlar 10 ile 53 arasında değişiyor. İstismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımlarına bakıldığında; yüzde 30'unun iki ile beş, yüzde 40'ının altı ile 10 yaş grubunda olduğu görülüyor. UNICEF Türkiye Temsilciliği de doğru istatistiki verilerin varlığından söz etmenin zor olduğunu belirterek ‘Pek çok vaka resmi kurumlara rapor edilmiyor' diyor. Ensest de teşhircilik de çocuk istismarı ÇOCUK istismarı sorunu insanlık tarihi kadar eski. Dünya istismara 1960'larda uyandı ve ancak 1970'lerde Amerika ve İngiltere başta olmak üzere tüm Avrupa'da çalışmalara başlanabildi. WHO (Dünya Sağlık Örgütü), çocuk istismarını şöyle tanımlıyor: Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan tüm davranışlar. Ensest, tecavüz, çocuk pornografisi, fuhuş malzemesi yapmak, teşhircilik, cinselliği uyandıran konuşmalar bu tanımın içine giriyor. Birleşmiş Milletler (BM) 2006 yılında dünya genelinde 18 yaşını doldurmamış 150 milyon kız ve 73 milyon erkek çocuğun cinsel ilişkiye zorlandığı ya da seksüel şiddete maruz kaldığı tahmininde bulunuyor. Memur Sen ise dünyada 600 milyon çocuğun yoksulluk sınırının altında yaşadığını belirtiyor. ‘Yeterli istatistik yok' DEVLET Bakanı Nimet Çubukçu Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda ‘Çocuklarımızın tüm hakları elde ettiği bir dünya temenni ediyorum' dedi. Bakan Çubukçu üç gün önce yaptığı bir konuşmada çocuklara yönelik şiddetin yüzde 46 oranında olduğunu belirtmiş, Türkiye'de 10 yıldır şiddetle ilgili yeterli istatistiki veri olmadığını söylemişti. AA ‘Mağdurlar suça daha yatkın' TERAPİ İstanbul Psikiyatri Merkezi'nde Klinik Psikolog olarak çalışan Ayşe Kayhan konuyla ilgili şu bilgileri veriyor: Her istismara uğrayan çocuk suça bulaşır gibi bir genelleme yapmak yanlış. Ama suça yatkınlığı diğer bireylere göre daha fazladır. Yaşanan kişisel, bedensel ve duygusal gelişim için ağır bir travmadır. Bu suçu işleyen insanların patalojilerinin ‘iyileşme' diye tanımlanacak bir süreçle tamamlanması mümkün değildir. Örneğin; çocuk veya bebeğe karşı işlenen cinsel taciz ve tecavüzde, suçu işleyen kişiye çeşitli cezalar tartışılmakta. Bunlardan biri de hadım edilerek topluma salınmaları. Bu suç yalnızca cinsel organla işlenmemektedir. Bu bir düşüncenin eyleme geçmiş halidir ki, ‘penisi' olmasa bile düşüncesini yine açığa çıkaracaktır. Tabii aile içinde yaşanan kültür alt yapılarını da göz ardı etmemeliyiz. STAR YORUM YAZIN ![]()
|
|