Sağlık-Sen Bingöl Şube Başkanı Abdurrahman Taşkesen, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)'nin öncülüğünde yapılan ‘Cumhurbaşkanlığı Mitingi'ni demokrasiye olan tahammülsüzlüğün bir örneği olduğunu bildirdi.
Yaptığı açıklamasında Türkiye'de Demokrasinin, gelecegin olmazsa olmazları içinde yer alan en önemli kazanım ve ilkelerin başında yer aldığını aktaran Taşkesen, Demokratik Cumhuriyet özleminin hayatın her safhasında her geçen gün kendini hissettirmekte olduğunu belirtti.
Türkiye'de siyaset yapan siyaset adamlarının demokrasi sürecine katkıda bulunmalarnın bu baglamda hayati önem taşıdığını kaydeden Taşkesen; “Demokrasi ve Cumhuriyet bir çınarın kök ve dallarında dolaşan hayat suyu gibidir. Asla birbirinden ayrı düşünülemez. Hiçbir fert, hiçbir kurum ya da kuruluş bu ülkeyi, bu ülke insanını Demokratik Cumhuriyet özleminden koparamaz. Bu kutsal süreçte toplum olarak herkes kendi kulvarında ülkenin gelişmesi kalkınması için çalışmak durumundadır, ülkeye sahip çıkmak budur. Aksi takdirde kendi işini bırakıp , başkalarına müdehale etmek vatan severlik değil , olsa olsa işgüzarlıktır” dedi.
Anayasa da her kurumun görev ve yetki alanının belirlenlendiğini hatırlatan Taşkesen, “Anayasa'nın Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair hükmü net ve açıktır; hukuk ilkeleri hangi maksatla olursa olsun zorlanamaz hukuk normları ihlal edilemez” ifadelerini kullandı.
Taşkesen, şöyle devam etti.
“Parlementer Demokrasi kendi dogal süreci içinde alacagı kararla 11'inci cumhurbaşkanını seçecek ve. belirleyecektir. Her nedense, bunu bir türlü içine sindirmekte güçlük çekenlerin, hukuk kurallarını ideolojik siyaset malzemesi yapmaya tevesül etmeleri, hukukun siyasallaşmasının en aşikâr bir neticesi olmaktadır. Millet,kimin neyi ne için yaptıgını görüyor ve herkese de notunu veriyor. Şu çok açık görülmüştür ki; kim ne derse desin, Türkiye'de artık demokrasi egemen olmuştur. Bunu birileri istemese de, bunu kabullenemese de bir devir kapanmıştır, Demokrasi adına Ülkemizi çok daha aydınlık güzel günler beklemektedir. Sokaklara dökülmeyi planlayanların kimliğine bakıldığında garip ilişkiler ağını görmek mümkündür. Asli görevi önce kamu görevlilerinin refah seviyesini yükseltmek, sosyal ve özlük hakları korumak olan kimi memur sendikaları ise, bu günlerde oluşturulmaya çalışılan kriz havasının bir parçası olma konumundadır. Kamu-Sen internet sitesinde yayınladığı “Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na hayır” kampanyası ile ADD'ye açık destek vermektedir. bu kampanyayı 14 nisan tarihine denk düşürmek, akıllara 28 şubat'ın karanlık günlerinin ‘beşli çete' lerini getirmektedir. Şu asla unutmamalıdır ki Türkiye'nin demokratik refleksleri olan duyarlı sivil toplum örgütleri Demokratik meşru parlementer demokrasinin yılmaz savunucularıdır. Güçlü sivil toplum örğütleri, Demokrasi dışı güç ve oluşumlara hiç bir zaman ve hiçbir surette izin vermeyecektir. Herkesi parlementer demokrasiye, Hukuk'a,Cumhuriyet ve Anayasaya saygılı olmaya davet ediyoruz.”
Kent Haber