'Devlet adamı kuşku uyandırmaz!''İrtica' ile ilgili sözleri nedeniyle hükümetten tepki alan Cumhurbaşkanı'na bir eleştiride Erkan Mumcu'dan geldi. Mumcu, Cüneyd Zapsu için de şiddetli bir ceza istedi.![]() Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, irtica tehdidini vurgulayan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i eleştirdi. Mumcu, “Devlet adamlarının, devlet yöneticilerinin topluma kuşku ve endişe veren sözler söylemelerini doğru bulmuyorum. Devlet adamlarının bulunduğu makamlar, varolan tüm kuşkuları bertaraf edici çalışmaları yapmaları gereken makamlardır” dedi. Anavatan Partisi Genel Başkanı Mumcu, eşi Işın Mumcu ile birlikte çeşitli ziyaretlerde bulunmak için geldiği İzmir'de, Adnan Menderes Havalimanı'nda partililer tarafından karşılandı. Mumcu, Bornova İlçesi'nin Pınarbaşı Semtindeki Beşinci Sanayi Sitesi'nde esnafın sorunlarını dinledi. Mumcu ihracat yapamamaktan, işyerinin çok bozuk olmasından yakınan esnafın en önemli sorunun değişen koşullara intibak konusunda rehbersiz kalmak olduğunu dile getirerek, esnaflığın biçim değiştirmesi, dönüştürülmesi gerektiğini söyledi. Mumcu, meslek standartları yasasının çıkarılmasını, yan sanayi ve küçük işletmeleri koruyacak politikaların geliştirilmesini şart koşarak, böyle olması durumunda esnafın, Avrupa'daki kobilerle rekabet edebileceğini öne sürdü. Esnafa Anavatan Partisi'nin kurucusu merhum Turgut Özal dömeninden örnekler veren Mumcu, Özal'ın 1983 yılında iktidara geldiğinde, turizm sektörünü canlandırmak için çıkardığı kaynak kullanımı destekleme fonundan, 10 yıldan 350 milyon dolar harcandığını, bu destekle turizmin canlandığını hatırlatarak, “Doğru siyaset bunu yapar. Türkiye'de esnaf kararsız ve ümitsiz. Esnafın varlığı Türkiye'de bir sorun gibi gösteriliyor. Oysa bu bir fırsat. Devletin dayattığı mavzuatla, kirayla, işçi ücretleriyle, alacak takibiyle başederek iş üretmeye çalışan esnaf profili dünyanın hiç bir yerinde yok. Merhum Turgut Özal döneminde Türkiye dünya ile rekabet etmeyi öğrendi. Özal Türkiye'nin imkanlarını kullanarak biri üç, üçü beş, beşi sekiz yaptı. Ondan sonra göreve gelenler kürsüde laf ebeliği yaptı” dedi. Mumcu sosyal güvenlik yasa tasarısının meclis görüşmeleri sırasında üç kez kürsüye çıktığını belirterek, “Hükümet sosyal güvenlik kurumlarının açıklarını kapatmak için para veriyor. Ben de diyorum ki bu parayı bu kurumlara vermek yerine, kayıt dışılığı kayıt altına almak için prim takviyesi olarak verelim. Bu sistemle 10 milyon kayıt dışı çalışan, sosyal güvenlik şemsiyesi altına girer. Asgari ücrette prim yükü 132 dolar. Bunun 100 dolarını devlet verse, 16 dolarını işçi, 16 dolarını işveren karşılasa, esnafın önemli bir sorunu çözülür. Başbakan Erdoğan, 'muhalefet yapıcı çözümlerle gelsin' diyor. Çözümün hasını getiriyorum. Ancak anlayacak kafayı gösterin bana” diye konuştu. Mumcu, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı Cüneyd Zabsu'nun ABD'de söylediği “Bu adamı kullanın. Delikten aşağıya süpürmeye kalkmayın” sözlerini hatırlatıp, bu sözlerin sahibinin şiddetli bir şekilde cezalandırılması gerektiğini belirtti. Mumcu, Türiye'ye Özal'dan sonra gelen siyasetçilerin ülkeyi dedikodu kumpasına gömdükleri öne sürdü. Mumcu, Erdoğan'ın dışarıda göstermesi gereken milliyetçiliği kendi halkına gösterdiği belirterek “Kendi içimizde birbirimize milliyetçilik taslayacağımız bir sahteciliğe saplandık. Ayıptır, bu ülkenim fertleri birbirine milliyetçilik taslayamaz. Başbakan Erdoğan içeride aslan dışarıda kuzu. Bu milliyetçiliği AB müzakerelerini yaparken dışarıda Putin'le görüşürken göster” dedi. Mumcu, sanayi sitesindeki oto tamircilerini ziyaret ederek, işlerinin nasıl gittiğini sordu. Mumcu daha sonra Altındağ Semtindeki havuzlu kahvede vatandaşla sohbet etti. Mumcu burada, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in irtica tehdidini vurguladığı konuşması hakkındaki görüşlerini soran basın mensuplarına verdiği yanıtta, devlet yöneticilerinin topluma kuşku ve endişe veren sözler söylemelerini doğru bulmadığını belirtti. Mumcu şunları söyledi: “Devlet adamlarının bulunduğu makamlar, varolan tüm kuşkuları bertaraf edici çalışmaları yapmaları gereken makamlardır. Bu alışkanlığa bir son vermemiz lazım. Cumhurbaşkanı tehdit ve tehlikelerden söz ediyor, endişe ve korku empoze ediyor. Başbakan toplumu geçmişteki krizlerle korkutuyor. Bu durumda Türkiye kendine güvenemiyor, içine kapanıyor. İçine kapanan bir ülke dünyayla rekabet edemez. Dünya rekabetinin olmazsa olmaz şartı milli özgüvendir. Ne hükümetin ne Cumhurbaşkanı'nın tutumunu Türkiye'ye özgüven verici bir tutum olarak görmüyorum. Doğru olan bu makamlardaki kişilerin sorunları kendilerinin çözmeleridir. Onlardan halka şikayet etmelerini değil, umut ve güven vermelerini bekliyorum. Bu tür açıklamalar alışkanlık oldu. Bu memlekette belli yerlerdeki kişiler, bunu sürekli yapıyor. Artık bunun parodisi yapılır hale geldi. Patlıcan festivalinin açılışında bile birileri çıkıp 'Milletçe birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Bunlar birlik ve beraberlik sağlamıyor' diyerek başlıyor sözlerine. Bu sözler milli birlik ve beraberliği sağlamıyor. Sorunları güven ve kararlılıkla çözmek gerek. Hükümet milleti kamplaştırıp, kutuplaştırıyor. Bunun yerine halka özgüven vermeleri gerekir.” YORUM YAZIN ![]()
|
|