Merve Kavakçı, 1999 genel seçimlerinde Fazilet Partisi'nden milletvekili seçildi; ancak başörtülü olarak Meclis'e girince ortalık karıştı. DSP lideri merhum Bülent Ecevit'in "Bu kadına haddini bildirin." sözüne muhatap olurken, alkışlarla protesto edildi.
Aradan geçen yedi yılın ardından Kavakçı, çok ilginç bir ayrıntıyı Aksiyon'a anlattı. Erdoğan o zaman, Kavakçı'ya "Başörtüsüyle girersen, partin arkanda durmayabilir." Fazilet Partisi'nin o zamanki etkin isimlerinden Abdullah Gül de, Meclis'teki yemin törenine gitmeden önce Kavakçı'ya, "Çenenin altından bağlarsan iyi olur." tavsiyesinde bulunmuş. Kavakçı ise bu teklifi, 'Çok çirkin, peruk takmak gibi bir şey.' diyerek geri çevirmiş.
Merve Kavakçı, yedi yıldır Meryem ve Fatıma isimli kızlarıyla ABD'de yaşıyor. George Washington Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde öğretim görevlisi olan Kavakçı'nın, beş yıllık siyaset yasağı 5 Ocak itibarıyla sona erdi. Politikaya dönmeye sıcak bakan eski vekil, "Milletvekilliği teklifi gelse kabul eder misiniz?" sorusunu "Bir kere siyasetçiyseniz, ömür boyu siyasetçisiniz." şeklinde cevaplıyor. Başörtüsü yasağının kalkması gerektiğini dile getiren Kavakçı, çözümün anahtarı olarak Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasını gösteriyor: "Bunu biz kadınlar yapmak zorundayız. Ümidim Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı, Abdullah Gül'ün de başbakan olması. Bununla birlikte de başörtüsü yasağının kalkması." Kavakçı, Meclis'e başörtülü gelince dönemin Cumhurbaşkanı ve 28 Şubat sürecinin etkin isimlerinden Süleyman Demirel tarafından 'ajan-provokatör' olarak suçlanmıştı.
Kavakçı, eski cumhurbaşkanıyla ilgili şunları söylüyor: "Aslında ajan olmadığımı kendisi de biliyor. Çünkü ailemi tanıyor. Annem Ispartalı, kendisi de Ispartalı. Babamı her sene Köşk'e yemeğe davet ediyordu. Dayımlara 'Turan'cım nasılsın? Osman'cım nasılsın?' diye hitap edecek yakınlıkta bir kişiydi. Kendisine ertesi gün 'Elinizde belge mi var, neden bunu savunuyorsunuz?' denildiğinde sadece 'Bir duyum aldım.' demiş. Demirel için üzücü bir durum."
Zaman