KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
14 Mayıs 2025 Çarşamba
°C

Ergenekon belgelerini görünce, ürperdi

Genelkurmay Adlî Müşaviri em. Tümgeneral Erdal Şenel, "Ergenekon'un ne olduğunu bilmiyordum. Emniyette gösterilen belgelerden ciddi ve derin bir yapılanma olduğunu fark ettim ve ürperdim" diyor...

Ergenekon belgelerini görünce, ürperdi
23 ŞUBAT 2009 PAZARTESİ 08:38
0
924
0
AA aa
Ekrem Dumanlı'nın köşe yazısından bir kesit

Ergenekon'un ne olduğunu bilmiyordum. Emniyette gösterilen belgelerden Ergenekon'un çok ciddi ve derin bir yapılanma olduğunu fark ettim ve ürperdim." diyor eski Genelkurmay Adlî Müşaviri emekli Tümgeneral Erdal Şenel. Malum olduğu üzere, Şenel de bir süre önce Ergenekon'a üye olmakla suçlanmış, gözaltına alınmış ve sorgu sonrası tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

Şimdi anlıyoruz ki daha önce Ergenekon adlı bir derin yapılanmayı kabul etmeyen adlî müşavirin kanaati 'belgeleri görünce' değişmiş. Şenel bu işleri bilmeyen bir insan değil; buna rağmen değişmiş. Vaktiyle (1995-2003) Genelkurmay'ın hukuk müşavirliğini yapmış bir insan konuşuyor. O dönemde JİTEM sanıklarını kolladığı, hatta Ergenekon sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve Albay Arif Doğan'ın yargılanmamasını sağladığı iddia edilmişti. 28 Şubat döneminde bazı askerî savcı ve hâkimlere baskı yaptığı da iddialar arasındaydı. Böyle tecrübeli bir isim 'belgeleri görünce' diye başlıyor ve önemli itiraflarda bulunuyor. Kime? Hürriyet Gazetesi'ne. Gazetenin bazı yazarları da bu itirafı dikkate alıyor mu acaba? Her neyse...

Önemli olan şu: 'Belgeleri görünce' fikri değişen ilk insan Şenel Paşa değil. Sorguya alınan her sanık, büyük bir değişim yaşıyor. Kimi polislerin çok modernleştiğini, eski yıllara göre daha bilimsel çalıştığını söylüyor; kimi de savcıların soğukkanlı kalması ve teknik sorular sorması karşısında duyduğu şaşkınlığı anlatıyor. Sözün özü; ifade vermeye giden Ergenekon sanıkları bir başka havayla dışarı çıkıyor.

Sanıklardaki büyük değişimin nedeni

Nereden nereye? 12 Eylül darbe döneminde sorgu süresi doksan güne çıkarılmıştı. Öyle ki, doksan günlük işkenceye katlanabilenler, darbecilerin adaletli sistemine (!) boyun eğmek zorunda kalır, işkencecileri tarafından adliyeye sevk edilir; sonra yeni bir izinle doksan gün daha sorgulanırdı. İşkencenin onlarca çeşidine başvurulurdu o dönemde. İşkenceye dair her şey vardı; sadece delil yoktu. Önce suçlu belirlenir; sonra o suçlunun itirafı sağlanırdı. İtiraf etmeyenin vay haline!

Şimdi her sanık en fazla dört gün sorgulanabiliyor karakolda. Hukuki sürecin başlayabilmesi için önce delil toplanıyor, savcı mahkemeye başvuruyor, hâkim emriyle sanıklar polisler tarafından karakola getiriliyor. Ne bir fiske atılıyor sanıklara ne bir kötü söz sarf ediliyor. Türkiye'ye yakışan da budur. İnsanların evine, ofisine gidiliyor ve arama sanıkların avukatlarıyla yapılıyor. Her şey avukatlar nezaretinde kayıt altına alınıyor. Mahkeme kararı alınarak şüpheliler dinleniyor. Mahkeme kararı olmaksızın yapılan dinlemeler delil sayılmıyor. Bu süreç sonunda zanlılar adliyeye çıkarılıyor. Adliye delillere göre sanıkları ya serbest bırakıyor veya tutukluyor. Tabii ki bu süreç işlerken bazı hatalar yapılabiliyor; ancak ana mecra bu; soruşturmalar böyle bir yol izliyor.

Özetlemeye çalıştığım bu medenî soruşturma safhaları sonunda zanlıların önemli bir kısmı ya 'belgeleri görünce ürperdim' diyor veya susmayı tercih ediyor. Oysa bunlar arasında tumturaklı konuşmayı seven çok adam var. Erol Mütercimler'den Erhan Göksel'e kadar çok geniş bir yelpazede zanlılar ya susmayı tercih etti ya da kısık sesli birkaç kelam etmeyi. Korktular mı? Hayır. Mesela televizyon ekranlarına bir hayli aşina olan emekli Orgeneral Kemal Yavuz'un sorgu sonrası serbest bırakıldığında bir şeyler söylemesini bekliyordu gazeteciler. Beklenen olmadı. Yavuz Paşa, 'Devletin güvenlik teşkilatına adalet düzenine saygım devam ediyor.' dedi. Eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Tuncer Kılınç da benzer bir tavırla güvenlik güçlerine duyduğu itimadı dile getirdi. ATO Başkanı Sinan Aygün de serbest bırakıldıktan sonra daha mutedil sözler sarf etmişti. Emniyet muhabirliği yapıp, Emin Çölaşan'ın minik kuşu olarak nam salan Ünal İnanç soruşturmayı yürütenlere övgüler düzmüştü. Şüphesiz en ilginç örneği Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk vermişti. Selçuk da serbest bırakıldığında polislerin beyefendiliğinden uzun uzun bahsetmişti. Hayatı cuntacılık suçlamaları altında geçmiş yazarın gözlemleri tabii ki önemliydi. O bile sanıklara ne kadar kibar davranıldığını anlatmak zorunda kalmıştı. Sorgu esnasında gördüğü belgeleri kamuoyu bilmiyor henüz. Ek iddianame yayınlandığında hem kendisinin hem de Ankara temsilcileri Mustafa Balbay'ın neyle suçlandığını herkes öğrenmiş olacak. Şimdilik görebildiğimiz, sanıkların masaya konulan belgeler ve o çerçevede sorulan sorular karşısında şaşkınlık yaşamaları ve hayret duygusuna kapılmaları. Arada bir savcılara tehdit savurması rol gereği...

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Sanıkların dört günlük sorgusunda en küçük bir işkence iddiası gündeme gelmedi. Tam aksine, herkese çok iyi davranıldığını sanıkların ağzından duyduk. Halbuki daha beş-on yıl önce bu tür dosyalarda hep işkence iddiaları yer alırdı. Mesela şimdi Ergenekon sanığı olarak yargılanan polis müdürü Adil Serdar Saçan hakkında defalarca işkence şikâyeti yapılmıştı. Vatan Emniyet binasından zanlıların feryadı yükselirdi. O günkü emniyet muhabirleri bile anlatıyordu bu işkenceleri. Nitekim bazı şikâyetler haklı bulundu. Neyse ki bu insanlık dışı uygulamalar sona erdi. Şimdi sorguya alınanlar polisleri övüyor, savcıları takdir ediyor, hâkimleri tebrik ediyor...

Bir fiske bile yemeden itiraflarda bulunan sanıklar sıradan insanlar değil. Aralarında gazeteciler var, sendikacılar var, emekli ve muvazzaf subaylar var, parti üyeleri var... Sanıklardaki büyük değişim neden? Korkudan mı? Hayır. Üstelik şu ana kadar yaşadıkları hayat, onların korkacak ve sinecek insanlar olmadığını yeterince ispat ediyor.

Sabote etme teşebbüslerinin püf noktası

Anlaşılan o ki Ergenekon'dan sorgulanan insanların önüne somut bilgiler ve belgeler konuluyor. Zaten yerin altına gömülü bulunan cephanelikler, krokiler, suikast planları, katliam listeleri, kaos şemaları ortaya çıktıkça vatandaş Ergenekon adlı yapının ne kadar derin ve tehlikeli olduğunu gördü. Bu saatten sonra Ergenekon'u sulandırmak, savsaklamak, örtbas etmek mümkün değil. Yine de bazıları Ergenekon davasını sulandırmak için elinden geleni ardına koymuyor. Başta bazı gazete ve gazeteciler. Sanki bir fikir kulübünden bahsediliyormuş gibi yapanlar var. Oysa karşımızda kaos çıkararak ülkeyi antidemokratik rejimlere sürüklemek isteyen Baasçıları model alan bir örgüt bulunmakta. Bunu gizlemek kimsenin işine yaramaz. Hele bir siyasi partiye, ya da onun liderine hiç yakışmaz.

Ergenekon'u savsaklama çabası ne zaman biter? Belki onlar da bir gün 'belgeleri görünce ürperdim' diyecek bir noktaya ulaşacak. Ek iddianamelerde ortaya çıkacak belgelere önyargısız bakmak gerekiyor ki objektif ve insaflı haberler yapılabilsin. Burada tek bir istisna var: Somut ve hukukî belgelerde kendi adlarına rastlayanlar çıkarsa ne olur? Sanırım Ergenekon soruşturmasının ve onu sabote etme teşebbüslerinin püf noktası da bu soruda düğümlenmiş gözüküyor. Bekleyip göreceğiz.

(Zaman)

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
14.05.2025
15:26
Bingöl`de izinsiz özel öğretim kurumlarına ceza yağdı!
Bingöl'de izinsiz özel öğretim kurumlarına ceza yağdı!
Bingöl İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce yürütülen denetimlerde izinsiz faaliyet yaptıkları tespit edilenler ile mevzuat gerekliliklerini yerine getirmeyen özel öğretim kurumlarına yaklaşık 6 milyon TL ceza yazıldı. Ailelere 'izinsiz yerlere çocuklarınızı kayıt ettirmeyin' uyarısında bulunan Müdürlük yetkilileri, denetimlerin devam edeceğinin de altını çizdiler.
14.05.2025
14:53
Beşyol`daki cinayetin faili yakalandı
Beşyol'daki cinayetin faili yakalandı
Bingöl'de Ramazan Bayramı arifesinde Beşyol mevkiinde biri polis iki kişiyi yaralayan Y.B. polis tarafından yakalandı. Olayda, yaralanan sivil vatandaş hayatını kaybetmişti.
14.05.2025
12:56
Bingöl`de sürücü kursları ‘kazaların önlenmesi` gündemiyle toplandı
Bingöl'de sürücü kursları 'kazaların önlenmesi' gündemiyle toplandı
Trafik kazalarındaki sürücü hataları göz önünde bulundurularak eğitimlerin daha sıkı ve yoğun yapılması kararını alan Bingöl Sürücü Kursları ve Eğitimcileri Derneği, önleyici tedbirler çerçevesinde belirli güzergahlarda Elektronik Denetleme Sistemi (EDS) kurulması önerisinde bulundu.
14.05.2025
11:27
Bingöl`de okul servisleri denetlenip öğrenciler bilgilendirildi
Bingöl'de okul servisleri denetlenip öğrenciler bilgilendirildi
Bingöl'de Trafik Jandarması tarafından okul servisleri denetlenip öğrenciler uymaları gereken kurallar ve alınması gereken tedbirler noktasında bilgilendirildi.
14.05.2025
10:53
Bingöl`de Mayıs ayında kar ulaşımı olumsuz etkiledi
Bingöl'de Mayıs ayında kar ulaşımı olumsuz etkiledi
Soğuk hava dalgası ve yağışlar Bingöl'ün Karlıova İlçesi'nde yerini kar yağışına bıraktı, ulaşım olumsuz etkilendi. Karayolları ekipleri çalışmalarını başlattı, trafik akışında aksama olmadığı bildirildi.
14.05.2025
10:32
Engelliler Haftası`nda anlamlı farkındalık çalışması
Engelliler Haftası'nda anlamlı farkındalık çalışması
Duygu paylaşımının yapıldığı çalışmada empati deneyimleri de yaşatıldı. Bu tarz farkındalık etkinliklerin tüm eğitim kurumlarında sürekli hale getirilmesi çağrısında bulunan Korkutata'nın bir diğer çağrısı da Vali Usta ve Başkan Arıkan'a oldu.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın