KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
08 Eylül 2025 Pazartesi
°C

Gözardı edilen insani mefhum!

Açtırmak için ikna odası kuran ve her şeyin doğrusunu bilen zihniyetin insani mefhumlar söz konusu olduğunda genellemeleri nereye kadar sürecek?

Gözardı edilen insani mefhum!
26 EYLÜL 2008 CUMA 20:54
0
1029
0
AA aa
Leyla İpekçi yazısı

Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör değişimiyle başlayan başörtüsü yasağını duyduğumda bir süre önce okuduğum Henüz Özgür Olmadık kitabını yeniden elime aldım.

Hilal Kaplan, Neslihan Akbulut ve Havva Yılmaz'ın hazırladığı ve Hayykitap tarafından yayınlanan bu kitabın her türlü siyasi, cinsiyetçi, sınıfsal, kültürel ayrımcılığın ötesinden, hakikatin ‘neyse o olan' en yalın halinden bize seslendiğini söyleyebilirim.

Bu yüzden bu kitapta kendi deneyim, gözlem ve düşüncelerini anlatarak ezber bozan başörtülü başörtüsüz her tanığın, bu ülkenin gayri resmî tarihine ortak bellek oluşturma açısından eşsiz katkısı olduğuna inanıyorum.

Ve bizzat başörtüsünün de bu ülkenin üniversitelerinde yıllardır ‘canlı' tanıklık ettiğini, çünkü kendi konuştuğu bir ‘dil' olduğunu –her ne kadar bazıları kendi vehimlerini duymayı tercih etse de- hatırlatmak istiyorum. Bu, şüphesiz başka bir yazının konusu. Bu yazıda ise tek bir mağdurun tanıklığından ufacık bir bölüm aktarmak istiyorum yalnızca.

Adaletsizlik söz konusu olduğunda uzun uzadıya ayrıntılandırmak gerekmiyor maruz kalınan zulümleri. Bazen tek bir ‘yaşanmışlık' bile bütüne şahitlik edebiliyor. Zalimliğin vicdanlarda ‘gri noktalar'la tartılabilen bir karşılığı yok çünkü.

Nesrin üniversiteyi kazandığında babasıyla Urfa'dan gelmiş kayıt olmaya. Kayıt haftasında örtülü almışlar öğrencileri, fakat daha sonra kayıt bitince almamaya başlamışlar. Bunun üzerine –kayıt bitmiş olmasına rağmen- babası Nesrin'i her gün okula götürmeye çalışmış.

Böyle bir baba kız hikâyesi okumak içimi daha ilk andan burmuştu. Yerleşik kanı, kızların aile baskısıyla ya da mahalle baskısıyla örtündükleri yönündeydi. Ya da tarikatlar, cemaatler tarafından kullanıldıkları şeklindeydi. Kızların üniversite kazanmak için yıllarca çalışmaları, ailelerinin mali zorluklara göğüs germeleri okul yönetimini tahrik etmek gibi absürt bir gerekçeye bile indirgenebiliyordu vicdansızca.

Genç kızların ve ailelerinin kendi hayatları için verdikleri bütün çabalar, sarf ettikleri emek ve geleceğe dönük hayaller toptancı bir niyet okumayla siyasi sembol adı altında resmî tarihe kaydedilmeye çalışılıyordu. İnsafsızca.

Tüm bunları sineye çeken babanın ne siyasetle, ne de yerleşik önyargılarla ve niyet okuma seçkinciliğiyle uğraşacak derdi yoktu aslında. Çünkü “şapka tak gir” diyerek kızına kendince yol gösterecekti. Üniversiteyi kazanan kızını okutmak istemektedir, arzusu budur.

Gerisini Nesrin'den öğrenelim: “Babam okulda, dekanlıkta, mimarlık fakültesinde her gördüğüne anlatmaya çalışıyordu. Bakın benim kızım örtülü. Bunu bilerek isteyerek yapıyor. Çok seviyor. Okul onun hayatı. Ben istemiyorum böyle bir şeyin kızımın hayatını etkilemesini.”

“O kadar gücüme gitti ki. Babam adeta hiç tanımadığı insanlara yalvarıyordu. Ve ben babamı hiç böyle görmemiştim. O kadar acıklı, o kadar insanların gözünün içine bakarak yalvararak konuşuyordu ki, adeta, ben onu buraya bırakacağım ama kızıma kötü davranmayın demeye çalışıyordu.”

Büyük şehre kızını okutmaya gelen bir babanın kızını emin ellere teslim etmeyi istemesinden daha doğal ne olabilir? Okulda önüne çıkan herkese kızının önünde yalvarması, bir bakıma başörtülü kızlara eğitim yollarını keyfi hukuk yorumlarıyla tıkayan bir anlayışın iflas ettiği yer değil midir?

Kızını kendisinin zorla örtmediğini, ona kalsa şapka gibi seçenekleri, hatta örtüyü tamamen atma gibi çözümleri savunacağını ima etmeye çalışıyordu tanımadığı herkese. Gerçeğin ilanıydı bu aslında.

“Sanki gözaltında bir yakınının olması gibi” diyor, ailesi telefon ettiğinde onları teskin edici yanıtlar vermeye dikkat eden Nesrin. “Tek başıma yaşasaydım bu kadar incinmezdim. Ama ailem benim için benden daha değerli. Benimle birlikte onlar da bu acıyı yaşıyor.”

Baş açtırmak için ikna odası kuran ve her şeyin en doğrusunu bilen zihniyetin irade kullanmak, birey olmak gibi temel insani mefhumları başörtülüler söz konusu olduğunda gözardı ederek kaba bir genellemeye teslim olması nereye dek sürecek, kaç aileyi perişan edecek bilinmez.

Ama şimdilik başörtüsü yasağı özgür düşünceyi, çoğulculuğu ve hakikat arayışını kuşatması beklenen üniversitelerin rektörlerinin insafına ve vicdanına keyfi olarak terk edilmiş durumda. Başı açık olmanın özgürlüğün önşartı olduğu yanılgısıyla birlikte...

Tanıklığa ısrarla devam etmek gerekiyor. İnsan kalabilmek adına.

(Taraf)

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
08.09.2025
16:27
12Bingölspor, kupadaki yeni rakibi Elazığspor
12Bingölspor, kupadaki yeni rakibi Elazığspor
12Bingölspor, Ziraat Türkiye Kupası 2. Eleme Turu'nda Elazığspor ile eşleşti.
08.09.2025
16:11
12Bingölspor maç gelirini Efrayim Bebeğin hesabına aktardı
12Bingölspor maç gelirini Efrayim Bebeğin hesabına aktardı
3. Lig temsilcimiz 12Bingölspor, Karaköprü Belediyespor ile pazar günü oynanan ligin ilk maçındaki bilet gelirlerini SMS Hastası Efrayim Gökalp'in hesabına aktardı, dekontu sosyal medya hesabında paylaştı.
08.09.2025
15:42
Seven:
Seven: 'Filistin hepimizin vicdanını sınayan bir imtihandır'
AK Parti Bingöl İl Başkanı Yılmaz Seven: 'Filistin'de insanlığın gözü önünde sürdürülen açık bir soykırıma şahit oluyoruz. Henüz 6 yaşında, 355 kurşunla hunharca öldürülen küçük Hind'in, günlerce açlıkla mücadele eden Zeynep'in enkaz altında can veren binlerce masum yavrunun feryadı, hepimizin vicdanını sınayan bir imtihan. Bu çığlık, hepimizin sınavı, ahirette verilecek hesabıdır.'
08.09.2025
15:25
Hüdapar`dan Çözüm Çağrısı
Hüdapar'dan Çözüm Çağrısı
Yerinde incelediği sorunlar sonrası basına açıklamada bulunan HÜDA PAR Genç İlçe Başkanı Yusuf Doğru, dört başlıkta özetlediği sıkıntıların acilen çözülmesi çağrısı yaptı.
08.09.2025
14:35
Bingöl`de 60 bin öğrenci ders başı yaptı
Bingöl'de 60 bin öğrenci ders başı yaptı
Bingöl'de 2025-2026 eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte 374 okulda, 60 bin öğrenci ve 4 bin 530 öğretmen ders başı yaptı. Okulun ilk günü öğrenciler kadar velileri de heyecanlıydı.
08.09.2025
14:27
Bingöl Valiliği 60 geçişi işçi alacak
Bingöl Valiliği 60 geçişi işçi alacak
Bugün başlayan başvurular 12 Eylül'de sona erecek. 22 Eylül'de işbaşı yapılacak, program 31 Mayıs 2026'da sona erecek. Program kapsamında katılımcılara Genel Sağlık Sigortası yapılacak. Katılımcılara ücret olarak çalıştığı gün başına 1.083,00 TL ödeme yapılacak.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın