Hangi ünlü ne kadar çıkıyor?İşte sanat camiasının ekran borsası..![]() Bu kadar çok televizyon kanalı, bu kadar çok magazin ve kadın kuşağı programı olunca haliyle konuk da kıymete biniyor. Eskiden şov dünyasından birçok insan televizyona çıkabilmek için yapmadığını bırakmazdı. Kimileri devreye hatırı kırılamayacak insanları sokar, kimileri de konuk olmak istedikleri programın yapımcı ve yönetmenin gönlünü hoş tutmak için elinden geleni yapardı. Kimileri bunu maddiyatla, kimileri de manevi ataklarla sağlardı. Artık devir değişti. Program çok, programa çıkaracak yıldız sayısı az olunca konukluk kıymete bindi. Talep gören her şeyde olduğu gibi bu işte de bir borsa oluştu. Her ünlü kendine bir canlı yayın bedeli belirledi. Üstelik bu fiyatlar çıkılacak kanala göre de değişken. İşte size birkaç örnek: Adnan Şenşes: 5 - 7 bin YTL. Güllü: 2 - 3 bin YTL. Banu Alkan: 5 bin dolar. Zekeriya Beyaz: 2 bin YTL + KDV Emrah: 15 - 20 bin dolar. Seren Serengil: Saç ve makyaj için 1000 dolar. Gönül Yazar: 2 bin YTL. Mustafa Topaloğlu: Ya full takım elbise ya 2 bin YTL. Kaynana Semra: 1 - 2 bin YTL Televizyonların gündüz kuşaklarındaki magazin - kadın programları için "Para almadan çıkmam" diyen ünlülerin sayısı elbette ki bu isimlerle sınırlı değil. Bu arada şov dünyasının ünlülerinin bu programlardan para istemelerine ve almalarına karşı değilim. Şayet davet aldıkları programlara artı bir değer katıyorlarsa, karşılığında ister maddi olsun, ister manevi bir şey talep etmeleri en doğal hakları. Öte yandan izleyicilerin de, sabahın köründe "O program senin, bu program benim" diye bir gün o kanalda, öbür gün öteki kanalda boy gösterenlerin bu işi amme hizmeti olarak yapmadıklarını öğrenmek hakkı. Bilmem yanılıyor muyum? İzmirli gazinocu çok ağır konuştu Pazar günü Sabah'ta Elif Korap'ın yaptığı ilginç bir söyleşi vardı. İzmir Fuarı'nın gazinolarıyla gündem oluşturduğu dönemde Akasyalar ve Maksim'i işleten Atalay Noyaner'in yaptığı açıklamalar, şov dünyasındaki insan malzemesinin Türkiye'nin "Televole kültürü" ile tanışmadan önce de sorunlu olduğunu, o alemde ahlak erozyonun çoktan başladığını bir kez daha gözler önüne serdi. "Televole kültürü"nün öncesiyle sonrası arasındaki bariz farklar şunlar: "Televole"den önce şov dünyasındaki yıldız sayısı günümüzdeki kadar çok değildi. O dönemde ekranda hiç magazin programı yoktu, o nedenle de ilişkilerin "seviyeli" mi yoksa "seviyesiz" mi olduğu ya da Noyaner'in "Seda Sayan'la ilişkiniz mi vardı?"ya verdiği yanıtta ki gibi "günlük" mü olduğu kamuoyunca pek bilinmiyordu. O zaman bunlar kulislerde, otellerde, kapalı kapılar ardında kalıyordu, şimdi ise her gece ekranlarda... Noyaner söyleşisinde, "İbrahim Tatlıses'in soyadı Tatlı idi ona ses'i ben ekledim, ama karakterini sevmem", "Seda Sayan için sen İzmir'de milyarlar harca, o sana İstanbul'a bir çay ısmarlamaz", "Sibel Can ve Muazzez Ersoy bana hep kumarhaneye gidelim dediler, onlarla o pisliğin içine girmedim" gibi ilginç açıklamalarda bulundu. Bana göre bu söyleşide üzerinde asıl durulması gereken şey, şov dünyasının kadın yıldızlarının o dünyanın aktörlerince nasıl algılandığı... Noyaner, söyleşinin bir yerinde gazinolar arasındaki rekabeti şarkıcıların nasıl kullanıp fiyat yükselttiğini anlatırken şöyle bir cümle kullandı: "Bornovalı'yı aradım abi dedim. Ben Seyyal Taner'e 500 bin avans verdim. Bunu bana verin mukaveleyi yırtalım. Ben bir o..... için arkadaşımı deÇişmem." Korap araya girip soruyor: "O zamanlar kadın sanatçılar bu şekilde mi algılanıyordu. Yani siz aranızda bu şekilde mi konuşuyordunuz haklarında?" "Evet öyle görülüyordu. Zaten çoğu da o yaşantı içindeydi." "Olmayanlar da vardır." "Hayır hepsi yapıyordu." "İstediğiniz her kadın sanatçı sizinle oluyor muydu?" "Tabii olurdu." Bu kadın insana oruç bozdurur Lerzan Mutlu'nun; "Lerzan Mutlu Siz Mutlu" adında bir programı var. Lerzan Mutlu programda insanları mutlu edebilmek için elinden geleni yapıyor. Ancak sarışın yıldız bazen kantarın topuzunu fena halde kaçırıyor. Lerzan Mutlu, geride bıraktığımız hafta bir kebapçıdan yaptırdığı kebaplarla Bağcılar'da dalar bir evden içeri. Amaç soğumadan kebapları ev halkına yedirmek. Ramazan nedeniyle evdeki erişkinlerin tümü oruçludur. O yüzden de kebaplar çocuklara kalır. Lerzan Mutlu, karnını doyurduğu insanların "mutlu" görüntüsünü ekrana yansıtmanın peşinde. Mutlu ve ekibinin girdiği evde 10 -2 yaşlarındaki erkek çocuğu da anne babası gibi oruçludur. O çocuğun da bir kebapla gülen yüzünü ekrana yansıtmayı kafaya takan Lerzan Mutlu, "Tamam yeme ama kardeşlerinle birlikte yiyor gibi yap" teklifinde bulunur. Çocuk önce "hık mık" dese de ısrarcı Lerzan Mutlu karşısında fazla direnemez ve dediğini yapar. Sonuç mu? Lerzan Mutlu, siz mutlu... Siz mutlu, Lerzan daha da mutlu... Yeşim Salkım hâlâ açıklamadı-7 Yeşim Salkım'ın banka hesaplarına düzenli para yatırıp zengin ettikleri medyacıların olduğunu iddia etti. Herkesi zan altında bırakma, kalemlerini satın aldığınız o insanları açıkla dedik, hâlâ açıklayamadı. MİLLİYET YORUM YAZIN ![]()
|
|