İnsan Hakları Derneği Bingöl Şube Başkanlığı, ‘1 Eylül Dünya Barış Günü' nedeniyle Demokratik Toplum partisi (DTP) İl Başkanlığı ve Bingöl Kültür Sanat Merkezi (BKSM) Başkanlığı'nın katılımı ile bir başın toplantısı düzenledi. Dün saat 12.00'de gerçekleştirilen toplantıda açıklamayı İHD Bingöl Şube Başkanı Mehmet Şirin Yanılmaz yaptı.
‘1 Eylül Dünya Barış Günü'nün 23, yıl dönümünün kutlandığı bugünlerde dünyada barış için günlük 1 dolar harcandığını söyleyen Yanılmaz, silahlanma için günlük 2 bin dolar harcandığını vurguladı.
11 Eylül saldırıları sonrası Dünyaya hâkim olan ‘Salt Güvenlikçi anlayış'ın, temel hak ve özgürlükler yerine güvenlik eksenli politikalar üreterek saldırganlığını artırdığını ve oligarşik otoriteyle militarist yaklaşımın güçlenmesini sağladığını aktaran Yanılmaz; “Güvenlik” gerekçe gösterilerek, her geçen gün dünyanın yeni bir coğrafyası işgal edilmekte. İnsanlık ailesine ait olan tarihi zenginlikler ve dokular talan edilmekte. Bütün bu yıkımı gösteren fotoğraf karelerinin geleceğimiz olan çocuklarımızın hafızalardan asla silinmeyeceğini ise hesap etmiyor egemenler. Yanı başımızda her gün onlarca insanın yaşamının yitirmesine neden olan Irak'ın işgalinin üzerinden 4 yılı aşkın bir süre geçti. Ancak, silah tekellerinin beslediği egemen devletler her gün katliamların yaşanmasına, kadınların tecavüz edilmesine, yeni bombaların patlamasına, çocukların açlıktan kırılmasına seyirci kalıyor”
‘Kürt sorununu şiddet dışı araçlarla çözme iradesi gösterilmediği, redçi/inkârcı/ imhacı devlet politikalarında ısrar edildiği için 20 yılımızı binlerce insanımızın öldürülmesi ile 3 bin 700 köyün yakılıp yıkılmasıyla kaybettik” diyen Yanılmaz, yitik yıllar olarak tanımladıkları bu süreçte 10 bine yakın insanın faili gizlenen cinayetler ve gözaltılarla yaşam hakkının ihlal edildiğini ifade etti.
Halende barışçıl ve demokratik adımlar atılmadığı için cenazelerin kalktığını, gencecik bedenlerin toprağa düştüğünü kaydeden Yanılmaz; “Militarist zihniyetle yapılmış farklılıklarımızı reddeden Anayasanın, yepyeni ve demokratik bir Anayasaya dönüşmesiyle ciddi bir adım atılacağını; tek millet etnisitesi esasına dayanmak yerine kimlik ve kültürel hakların garanti altına alınacağı, Ana dilde öğrenim ve basın/ yayın hakkının tanıdığı, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün güvence altına alındığı yeni bir yasal düzenlemenin şart olduğunu bir kez daha ifade etmekteyiz. Yitirdiğimiz her bir can, yitirdiğimiz insanlığımızdır… İnsanlığımızı yitirmediğimiz, farklılıklarımızla özgür ve eşit yaşayabileceğimiz, Militarist karakterinden arınmış gerçek demokrasiye ulaşmış bir ülkeyi tesis etmek için her zaman kinden daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor” diye konuştu.
BingolOnline / Bingöl Kent Haber