Iran'la 5 madde üzerinde görüşmeBakanlar Kurulu toplantısı Adalet Bakanı Cemil Çiçek, AB'nin Türkiye'ye yaklaşımına yönelik hükümetin tavrı ve Başbakanın İran ziyaretine ilişkin açıklamalar yaptı![]() Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Türkiye'nin AB'ye yük bir ülke olmadığını, getiri katsayısı fazla olan bir ülke olduğunu belirtti. Çiçek, "Papa'nın son Türkiye ziyaretini dahi bu açıdan değerlendirdiğimizde Avrupa'nın, Türkiye'nin önemi ile ilgili değerlendirmesini yeni baştan gözden geçirmesi lazım. Çünkü Türkiye önemli bir ülkedir. AB'ye güç katacak, derinlik katacak, onu stratejik bir güç haline getirecek büyüklükte ve kazanımda olan bir ülkedir" dedi. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bir açıklama yapan Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Çiçek, toplantıda bürokratik işlemlerin azaltılması için düzenlenen tapu kadastro hizmetleri ile ilgili kanun tasarısının ele alındığını ifade etti. Bu konuda teknik düzeyde bir hazırlığın yapıldığını belirten Çiçek, tasarının imzaya açıldığını söyledi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın özelleştirme uygulamaları ile ilgili kapsamlı bir sunum yaptığını ifade eden Çiçek, Türkiye'nin özelleştirme konusunu en erken konuşmaya başlayan ancak en sona kalan ülkelerden biri olduğunu dile getirdi. Zamanında özelleştirme yapılamadığı için çok yüksek fiyatlarla değerlendirilebilecek bir kısım kuruluşun değer kaybına uğradığını anlatan Çiçek, Türkiye'nin bunun bedelini ödediğini kaydetti. 2002 yılına kadar yaklaşık 20 yıllık süre içinde 8 milyar dolar değerinde özelleştirme yapıldığını hatırlatan Çiçek, son 4 yılda ise 18 milyar dolarlık özelleştirme yapıldığına işaret etti. Çiçek, hükümetin bu konudaki kararlılığının devam ettiğini dile getirdi. Geçmişte özelleştirme uygulamaları sebebiyle bu kuruluşlarda çalışan işçilerin bir kısmının mağdur olduğunu kaydeden Adalet Bakanı Çiçek, sosyal devlet ilkesinin gereği olarak bu işçilerin mağduriyetlerini gidermek için 4046 sayılı kanunun hazırlandığını söyledi. Bu işçilerin sayısının 2002 yılında 80 bin olduğunu, bugün ise 26 bine düştüğünü belirten Çiçek, aradaki farkın mağdur edilmemesi için gerekli desteklerin verilmeye çalışıldığını kaydetti. Bakan Çiçek, özelleştirme konusunda en güncel konunun elektrik dağıtımının özelleştirilmesi konusu olduğunu belirterek bu konunun esaslarıyla ilgili Bakanlar Kurulu'na bilgi verildiğini ifade etti. Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül ve Devlet Bakanı Babacan'ın yurt dışı ziyaretleri sırasında yapılan temaslarının da kurulun gündeminde olduğunu söyleyen Çiçek, Başbakan Erdoğan'ın İran ziyaretiyle ilgili kurula bilgi verdiğini belirtti. Ziyarette 5 konunun gündeme geldiğini anlatan Çiçek, ikili ilişkiler kapsamında doğalgaz ve petrol, ortak yatırımlar, demiryolu gibi konuların ele alındığını söyledi. İran'ın nükleer enerji programı ve Türkiye'nin bu konudaki görüşlerinin değerlendirildiğini, ayrıca Irak, Lübnan ve Filistin'deki gelişmelerin gündeme geldiğini kaydeden Çiçek, bu 3 ülkedeki gelişmelerin İran'ı da, Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiğini bildirdi. Çiçek, son dönemde Irak içinde başlayan Sünni-Şii çatışmalarının endişe verici boyutlara ulaştığına dikkat çekerek, bunun bölgedeki istikrarsızlığı da artırabilecek bir unsur olduğunu söyledi. "TÜRKİYE, AB'YE YÜK BİR ÜLKE DEĞİLDİR" Türkiye-AB ilişkilerinin de toplantıda gündeme geldiğini ifade eden Bakan Çiçek, 11 Aralık'ta AB Dışişleri Bakanları toplantısının, 14-15 Aralık günlerinde de devlet ve hükümet başkanları düzeyinde bir toplantının yapılacağını kaydetti. 14-15 Aralık'taki toplantıya kadar gerek üye ülkeler gerekse AB kurumları üzerindeki çalışmaların yoğun şekilde sürdürüleceğini dile getiren Çiçek, "Komisyonun tavsiyelerini objektif, hakkaniyete uygun ve kabul edilebilir bulmamız mümkün değil. Kimse bizden böyle bir anlayış beklemesin. Çünkü Türkiye, AB ile ilişkilerinde özel muamele beklemediği gibi, haksızlığa maruz kalmayı da asla arzu etmemektedir. Objektif ve hakkaniyete uygun tavırlar ve kararları AB'den beklemektedir. Doğru olan da budur. Üye ülkeler arasında bizim görüşlerimize yakın olanlar olduğu gibi uzak olanlar da vardır. Bu çalışmalar ülkelerin durumuna göre dikkatli bir şekilde son ana kadar sürdürülecektir. Ümit ediyoruz ki Aralık ortasına geldiğimizde kabul edilebilir, AB'nin objektifliğini ve hakkaniyete uygun karar verdiğini gösterecek bir vizyonu ortaya koyabilirler" diye konuştu. Türkiye'nin AB konusunda kararlılığını açıkça ortaya koyduğunu vurgulayan Çiçek, Türkiye bunu ortaya koyarken birçok ülkenin de şaşırdığına işaret etti. Türkiye'nin imkansızı başardığını, çok önemli yasal düzenlemeleri yaptığını, bunları da büyük ölçüde hayata geçirdiğini anlatan Çiçek, 1 yıllık tarama süreci içinde Türkiye'nin kurumlar olarak AB müzakere sürecine ne denli hazır olduğunu gösterdiğini dile getirdi. Türkiye'nin AB ile ilişkiler açısından samimi ve kararlı bir ülke olduğunu her vesileyle ortaya koyduğuna işaret eden Bakan Çiçek, "Türkiye, kendi haklılığını ortaya koymak ve bunu da herkese en açık şekilde anlatmak açısından önümüzdeki günleri en iyi şekilde değerlendirmeye çalışacaktır" dedi. Bakan Çiçek, açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını cevapladı. Çiçek, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ofisinden yapılan AB Komisyonu'nun tavsiye kararına ilişkin açıklamanın hatırlatılması üzerine, Türkiye-AB ilişkileri açısından sürecin belli zorluklarının olacağının daha önce ifade edildiğini söyledi. Bunlarla karşılaşılmasının Türkiye açısından sürpriz olmadığını dile getiren Çiçek, şöyle konuştu: "Bizim burada AB'den beklentimiz, Türkiye'ye karşı adil ve hakkaniyete uygun davranılmasıdır. Bizim itirazımız onadır. Üye olmuş ve olacak olan ülkelere hangi kriterler uygulanmışsa Türkiye'ye de öyle davranılması gerekir. Bizim itirazımız, hakkaniyetle bağdaşmayan bir kısım beyanlardır, kararlardır, davranışlardır. Türkiye işin başında AB'ye müracaat ederken bu sürecin kolay olmayacağını ifade ettik. Ama bu zorluklar karşısında biz kendi yükümlülüklerimizi yerine getirirken, AB üyesi ülkelerden ve kurumlarından hakkaniyete uygun davranışlar bekliyoruz. Bizim görüşlerimize yakın olan ülkeler olduğu gibi, farklı düşünen ülkeler de vardır. Bu, Türkiye'den ziyade büyük ölçüde kendi iç hazmetme kapasiteleriyle ilgilidir. Bu süreci zora sokan hususların başında AB'nin Güney Kıbrıs gibi problemli bir ülkeyi tam üye olarak alması gelmektedir. Bunun getirdiği sıkıntıları bugün Avrupa yaşamaktadır. Türkiye, AB'ye yük bir ülke değildir. Getiri katsayısı fazla olan bir ülkedir. Papa'nın son Türkiye ziyaretini dahi bu açıdan değerlendirdiğimizde Avrupa'nın, Türkiye'nin önemi ile ilgili değerlendirmesini yeni baştan gözden geçirmesi lazım. Çünkü Türkiye önemli bir ülkedir. AB'ye güç katacak, derinlik katacak, onu stratejik bir güç haline getirecek büyüklükte ve kazanımda olan bir ülkedir. İnanıyoruz ki bu süreçte zaman zaman bazı sıkıntılar olacaktır. Bizim beklentimiz, bu konuda hakkaniyete uygun, adalet ve insaf ölçüleri içinde kabul edilebilecek kararları vermiş olmalarıdır." Çiçek, 'AB zirvesinden Türkiye'nin beklediği karar çıkmazsa eylem planınız hazır mı?' sorusu üzerine de, Türkiye'nin üzerine düşenleri yapması ve bu konuda bir vicdani rahatlık içinde olması gerektiğini söyledi. Devlet Bakanı Babacan'ın ziyaretlerini sürdürdüğünü belirten Çiçek, her türlü imkanı değerlendireceklerini belirtti. Çiçek, "Biz bu çalışmalarımızı sürdürüp sonuçta kararı görünce bir defa daha sizlerle konuşuruz" diye konuştu. haber7 YORUM YAZIN ![]()
|
|