|
Istedikleri zaman kaldırabilirlerHDP Bingöl Milletvekili Özsoy, dokunulmazlık fezlekeleriyle ilgili, Biz meclise ilk gittiğimiz gün zaten imza attık, meclis başkanına sunmuş durumdayız. Yani bizim dokunulmazlıklarımızı istedikleri zaman kaldırabilirler diye dilekçemizi vermişsiz. Bizler dokunulmazlıkların arkasına sığınarak siyaset yapmıyoruz dedi.![]() Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, kentte görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi. HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da aralarında bulunduğu 5 HDP'li milletvekili hakkındaki ‘dokunulmazlıkların kaldırılmasını' içeren fezlekelere ilişkin açıklamada bulunan Özsoy, “Bizim dokunulmazlıklarımız düşünce ifade etmişiz. Devletin sevmediği, hükümetin ve Erdoğan'ın sevmediği düşünceleri ifade etmişiz bununla ilgili fezleke getiriyorlar. Bizde diyoruz bütün fezlekeleri getirin, biz bundan yargılanalım. Sizde hırsızlık var, yolsuzluk fezlekesi var, yüz kızartıcı suç var, buyurun hepsini getirin. 550 kişinin fezlekelerini getirin kaldıralım. Dokunulmazlık sadece kürsüyle sınırlı olsun diyoruz. Yani kürsüye çıktı insanlar, orada konuştuğu zaman ona dokunulmaz olsun, onun dışında milletvekili olmak suç işlemeyi meşrulaştırmaz. Bunu değil, bedel istiyorlar. 1994 yılında dokunulmazlıkları kaldırdılar, milletvekillerini götürüp hapse koydular ne oldu, 20 yıl kaybetti bu ülke, binlerce insan öldü. Sorunu derinleştirmekten başka bir noktaya götürmez” dedi. “DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI SÜRPRİZ OLMAZ” “AKP içerisinde bazı kesimlerin bundan hoşnut olmadığını görüyoruz, zaten kısmen de basına yansıyor. Ama kimin dokunulmazlığını kaldırırlar onu kestiremiyoruz” diyen Özsoy, şunları söyledi: “Hedefe koydukları birkaç isim var. Dokunulmazlıkların kaldırılması sürpriz olmaz. Dokunulmazlıklar kalkarsa bunlar direkt hapse girerler diye bir şey yok, yargının önünü açmış oluyorlar. Yani vekiller konuştukları için sürekli hâkim karşısına gidip gelecekler. Bu bir çıkmaz yol. Erdoğan devleti fabrika ayarlarına geri döndürdü. Her ağzını açıp özyönetim diyen hapse giriyor. Böyle bir açma durumun içerisindeyiz. Dokunulmazlıkların kaldırılması Türkiye'deki siyasal krizi ve Kürt sorununu derinleştirmekten başka bir şeye yaramaz.” “PKK İLE 50 YILDA SAVAŞSANIZ DA BOŞTUR” Ülke gündemini de değerlendiren Özsoy, “PKK ile 50 yılda savaşsanız da boştur. Öldürebilirsiniz ama sorunu çözemezsiniz. Şuan şöyle bir durum söz konusu; Silopi'de 27 kişi öldü diyorlar. Devlete göre burada en az 500-600 genç dağa çıkmış. Cizre'de binden fazla gencin gittiği söyleniyor. Ölümle bir yere gidemiyorsunuz. Akıl işi değil. Barış süreci bir fırsattı Türkiye'nin elinde. Çok önemli bir fırsattı. Ancak geldiğimiz durumda Erdoğan çözüm sürecinin ç'sini ağzınıza almayacaksınız diye talimat üstüne talimat yağdırıyor. Çok tehlikeli bir şey var. Çözüm sürecinin geçici olarak durdurulması değil. Şuan memlekette mevcut durumdan mutlu olduğunu ifade eden şuana kadar Doğu Perinçek dışında biz kimseyi duymadık. Perinçek ‘ hayatımın en mutlu dönemini yaşıyorum' dedi. Olan mevzu şudur; Ak Parti 15 yıl uğraştı orduyu kışlaya soktu. Ve bu Türkiye için bir kazanımdır, Kürtler içinde, Türkler içinde kazanımdır. Ordunun aktif olarak siyasete müdahil olmaması herkes için bir kazanımdır” dedi. Ordu ile Erdoğan arasında bir savaş bloku kurulduğunu kaydeden Özsoy, “Orduda Ak Partili vekillerin deyimiyle hiçbir şeyi pazarlıksız yapmıyor. Operasyona giderken hükümetle pazarlık yapıyor. En son yapılan pazarlıkta Savunma Bakanlığından Adalet Bakanlığına gönderilen bir tasarı var. Bu tasarı da aynen şöyle diyor; bundan sonra askerler buralarda yaptıkları uygulamalar yüzünden sivil mahkemelerde yargılanmayacak. Temel kavga buydu. Ak Parti bu tasarıyı kabul etmiş durumda. Ak Parti 15 yıl uğraştı, askeri siyasetin dışına itti. Ama şuan kendi eliyle sivil siyaseti askere teslim ediyor. Kürt sorununu askere havale etmiş. Askerle yapılan ittifak Ak Parti içerisinde de ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Birçok isim bundan rahatsız. Biz her zaman şunu diyoruz; ordu gelir bu bölgede pazusunu şişirir, egzersiz yapar, döner gider Ankara'da sivil siyasetin beynini dağıtır. Bizim kaygımız bu. Erdoğan iyice yalnızlaşmış durumda. Ak parti çatlayacak. Böyle götürmesi mümkün değil. İlnur Çevik'le, Yiğit Bulut'la, Doğu Perinçek'le, orduyla, Ergenekon ile oturup ittifak kurarsan Ak Parti içerisinde hala vicdan sahibi olan, bu meselenin böyle gitmemesi gerektiğini düşünen insanların sayısı tahmin ettiğimizden daha fazla olabilir. Birileri o kadar da değil diyeceklerdir. Böyle devam ederse iç çatışmalar açık çatışmalar haline gelebilir. Siyasi ve ideolojik çatışmalar haline gelebilir. Bunun için insanlar baharın gelmesinden korkar hale gelmişler. Konuştuğumuz iş çevreleri öyle diyor” dedi. “BANKALAR KREDİ VERMİYOR” Önceki gün Bingöl'deki esnaf ve sanatkârlarla konuştuğunu kaydeden Özsoy, şunları söyledi: “Diyorlar 6 milyon TL faizsiz kredi için talep var. 1 kuruş para yok diyor. Vaat ediyorsun ama bu vaadi yerine getireceksin. Ortada para kalmamış. Çeklerin yazılmasında Bingöl birinci sıradadır. Bingöl'ün çekleri dışarıda kabul edilmiyor. Bankalar kredi vermiyor, intihar oranlarında ilk sıralardayız.” “ALİ BABACAN ERDOĞAN KARŞISINDA DİK DURABİLMİŞ TEK İSİMDİR” Eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yeni bir parti kuracağı yönündeki soruyu cevaplayan Özsoy, “ Abdullah Gül bir isim. Bülent Arınç ismi geçiyor. Başka bir isim olabilir. Bir diğer senaryoda Meral Akşener MHP'nin başına geçerek Ak Parti içerisinde bazı kesimlerler ittifak kurabilirler mi şeklinde değişik senaryolar var. Bunu gerçekten bilmiyoruz. Bunlar kulis bilgisi. İsimleri çok ciddiye almamak lazım. Ama kesinlikle bir siyasal oluşum için Ak Parti içerisinde artık yer bulamayan isimler arasında çok ciddi tartışmalar var. Bu basına kısmen yansıyor. Ama kazan daha derinlerde çok daha büyük kaynıyor. Merkez sağda ikili bir yapıya doğru gidiliyor. Toplum bir arayış içerisine girmiş. Ama yeni bir siyasi oluşum olursa bunun başına geçecek kişi Ali Babacan olur. Ali Babacan Erdoğan karşısında dik durabilmiş tek isimdir. Dolayısıyla böyle bir oluşuma ancak bu isim liderliğinde gidilir” diye konuştu. “UÇURUMA DOĞRU GİDİYORUZ” “Birileri firene basmasa tepe taklak uçuruma doğru gidiyoruz” diyen Özsoy, şunları söyledi; “Temmuz ayından beri bir ölüm rejimi yaşıyoruz. Neredeyse her gün ölümler var. Türkiye'de ciddi bir siyasal kriz var. Baharla beraber bu zemini tümden kaybedebiliriz. Korkutmak için söylemiyoruz, şantaj için söylemiyoruz, tehdit için söylemiyoruz. Birileri firene basmasa tepe taklak uçuruma doğru gidiyoruz. Bu frene basacak asıl aktör Recep Tayip Erdoğan'dır. Onun tercihlerinin sonuçlarına maalesef hepimiz katlanıyoruz. İnşallah Nevroz kutlamaları hayırlara vesile olur. Umuyoruz güvenlik güçleri bu konuda hassas davranırlar. Bingöl'de daha önce defalarca Nevroz yapıldı. Şuana kadar tek bir sıkıntı yaşanmadı. Karışmadıkları zaman sıkıntı yaşanmıyor. Umuyoruz Nevroz'u terörize etmezler.”
YORUM YAZIN ![]()
|
|