Kadim toplantısı yapıldıYılmaz, projenin, kayıt dışı istihdama ve yabancı kaçak işçi istihdamına neden olan faktörlerin ortadan kaldırılarak kayıtlı istihdama geçişe katkıda bulunmayı hedeflediğini belirtti![]() Toplantıda, KADİM Projesinin özetini açıklayan Vali Vekili Yılmaz, “Bu proje, Türkiye'de kayıt dışı istihdama ve yabancı kaçak işçi istihdamına neden olan faktörlerin ortadan kaldırılarak kayıtlı istihdama geçişe katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Projede denetimin etkin, caydırıcı olarak uygulanması, bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri, mevzuat değişikliklerinin yapılması ve bürokratik engellerin kaldırılması başlıkları altında dört adet faaliyet sürdürülecektir. Bu faaliyetler ile kayıt dışı çalışanların kayıt altına alınması ve yabancı kaçak işçiliğinin en az seviyeye indirilmesi hedeflenmektedir” dedi. Projenin kapsamı, amacı ve Bingöl'deki yaptırımları hakkında görüşlerin aktarıldığı toplantıda şu bilgilere yer verildi. PROJENİN KONUSU Dünyada, özellikle belge düzeninin ve kontrol mekanizmasının yetersiz olduğu gelişmekte olan ülkelerde kayıt dışı ekonomi kavramının son derecede yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. İşverenler, işçiler veya kendi hesabına çalışanlar özellikle vergi, sigorta primi vb. mali yükümlülüklerden kaçınmak, bürokratik işlemlerden kurtulmak üzere kayıt dışı ekonomik faaliyette bulunmakta ve elde ettikleri geliri kayıt dışında bırakmaktadırlar. Kayıt dışı ekonomi en genel anlamıyla, bilinen istatistiki yöntemlerle tahmin edilemeyen ve GSMH hesaplarına yansımayan mal ve hizmet üretimini ifade etmektedir. Kayıt dışı ekonomi, yapılan faaliyetin ve elde edilen gelirin tamamen kayıt dışında bırakılması şeklinde olabileceği gibi kısmen saklanması şeklinde de ortaya çıkabilmektedir. Ülkemizde kayıt dışı ekonominin GSMH'nin %50'sinden fazla olduğu tahmin edilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ekonomik sorunlar içerisinde kayıt dışı ekonominin diğerlerine nazaran ayrı bir yeri ve önemi vardır. Kayıt dışı ekonominin nedenlerine ve sonuçlarına bakıldığında, diğer ekonomik sorunlardan etkilendiği ve bu sorunları etkilediği, son derece kompleks yapılı, bazen bağımlı bazen de bağımsız değişken bir olgu olduğu görülmektedir. Ekonomik faktörler dışında sosyal, psikolojik, siyasi ve ahlaki faktörlerle yakın ilişki içinde olduğu bilinen kayıt dışı ekonomi, teorik çapta bir çok çözüm önerileri sıralanan fakat bir türlü ortadan kaldırılamayan bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır Kayıt dışı ekonomi kavramı ana başlık olarak ele alındığında bu genel kavramın birinci ve en ağırlıklı alt başlığının kayıt dışı istihdam olduğu görülmektedir. Kayıt dışında üretilen mal ve hizmetler büyük ölçüde kayıt dışı çalışanlar veya kayıt dışı çalıştırılan işçilerle üretilmektedir. Kayıt dışı ekonominin çalışma hayatına yansıyan yüzü kayıt dışı istihdamdır. Kayıt dışı istihdam; Kendi adına ya da bağımlı çalışanların çalışmalarının ve/veya elde ettikleri ücret ve kazançların ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına (vergi dairesi, sosyal güvenlik kurumları vb.) hiç bildirilmemesini ya da gün veya ücret olarak eksik bildirilmesini ifade eder. Kayıt dışı çalışma gayri resmi sektörlerde ortaya çıkabileceği gibi resmi sektörlerde de ortaya çıkabilmektedir. Sosyal güvenlik kurumlarına kayıt olmadan çalışanların önemli bir kısmı aynı zamanda kanun dışı çalışmaktadırlar. Bu şekilde çalışanlar; çalışan çocuklar ve yabancı kaçak işçiler olarak karşımıza çıkmaktadır. ÇALIŞAN ÇOCUKLAR Kayıt dışı istihdamın önemli bir boyutunu da çalışan çocuklar oluşturmaktadır. Türkiye köy toplumundan sanayi toplumuna geçerken aynı zamanda köyden kente büyük bir göç yaşamıştır. Bir yanda nüfus artış hızının yüksek olması, diğer yanda ekonomide konjonktürel bozukluklar, bütçeden eğitime yeterince pay ayrılamaması, sosyo-ekonomik yapının kırsal-tarımsal ağırlığının halen gelişmiş ekonomilere göre oldukça yüksek olması ve küreselleşme sonucu oluşan uluslararası sert rekabet koşulları özellikle emek yoğun sektörlerde çocukların çalıştırılmasına neden olmaktadır. Türkiye'nin de imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin birinci maddesine göre 18 yaşına kadar her insan çocuktur. Medeni Kanununa göre ise 18 yaşını doldurmamış herkes küçük sayılmaktadır. Çocukların çalışma yaşı ile ilgili esaslar Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile İş Kanunu'nda düzenlenmiştir. Umumi Hıfzisıhha Kanunu 12 yaşından küçüklerin çalıştırılamayacağını belirtirken, İş Kanunu bu yaşı 15 olarak belirlemiştir. Çocuk çalıştırılması; düşük ücret, sigortasız çalışma gibi iş ve sosyal güvenlik yasalarına aykırı uygulamalar ile işgücü maliyetini düşürebilmektedir. Diğer yandan çocukların çalıştınlması ailelerin de ekonomik sıkıntılarını azaltmaktadır. Bu suretle çocuğun çift taraflı istismar edildiği görülmektedir. Toplumdaki 18 yaşın altındaki kişilerin sigortalı olmayacağı yönündeki yaygın kanaat de 15-18 yaş arası çalışanların çalışmalarının ilgili kurumlara bildirilmemesine neden olabilmektedir. Çalışan çocukların kayıt dışı istihdamda yer almalarına, kayıt dışı kalan ekonomik değer olarak bakılamaz. Sorunun sosyal boyutu çok daha önemlidir. Yetişme çağında, okula devam etmesi gereken insanların sağlıksız koşullarda, yaşlarına uygun olmayan işlerde istihdam edilmeleri en önemli problemdir. Bununla beraber çalışan çocukların ortaya çıkardığı bir gerçek daha vardır. Çalışan çocuk, ucuz işgücü olarak görülmektedir. Bazı işverenler, özellikle küçük boy işletmelerde, yetişkin işgücünden ziyade çocuk emeğinden faydalanmayı tercih etmektedirler. Ülkemizde istihdam edilen çocukların % 87'si 1-9 işçi çalıştıran küçük ölçekli işyerlerinde çalışmaktadır. YABANCI KAÇAK İŞÇİ İSTİHDAMI Yabancı kaçak işçi, bulunduğu ülkeye vatandaşlık tabiiyeti ile bağlı olmadan, mevcut yasal düzenlemelere uygun oturma, çalışma izni veya konaklama izni bulunmadan çalışan birey olarak tanımlanmaktadır. Yüksek işsizlik oranına sahip ülkelerden biri olan Türkiye bu sorunla uğraşırken, 1990'lı yılların başından itibaren yabancı kaçak işçi sorunu ile de karşılaşmaya ve “kaçak işçi göçü alan” bir ülke durumuna geçmeye başlamıştır. Yabancı kaçak işçilik olgusu, Türkiye'nin karşısına bir yandan çevresindeki ülkelerde yaşanan kapsamlı ekonomik, siyasal ve toplumsal değişme süreçlerinin, bir yandan da küreselleşme olarak algıladığımız sürecin karmaşık etkilerinin sonucu ortaya çıkmıştır. Bu süreçle birlikte Türkiye, geçmişte yaşanandan farklı yeni bir nüfus hareketinin yöneldiği ülkelerden biri haline gelmiş ve bu göç hareketinin başlamasının ardından Türkiye'deki işsizliğin nedenleri arasında yabancı kaçak işçilik de sayılmaya başlanmıştır. Yabancı kaçak işçi sorunu son yıllarda yerli işgücünü, sosyal hayatı, piyasanın rekabet koşullarını, sosyal güvenlik sistemini ve zaman zamanda genel asayişi ve güvenliği tehdit eder bir olgu niteliğindedir. Göreceli olarak çekici faktörlerin dışında, Ortadoğu'da uzun yıllardır devam eden karışıklıklar, bazı ülkelerdeki rejim değişikliği, yönetim boşluğu veya ekonomik darboğazların ülkemiz ve diğer ülkelere yansıması,1980'li yıllarda Ortadoğu'da yaşanan savaş, 1991'de meydana gelen Körfez Krizi, bazı Asya ülkelerindeki iç savaş, Afrika ve Asya'da hüküm süren sıkıntılar ile Sovyetler Birliği ve Doğu Bloğunun dağılması, bu bölgelerde yaşayan insanları yasal ve yasal olmayan yollardan toplu veya münferit olarak daha güvenli bölgelere göç etmeye zorlamıştır. Bu bağlamda da Ülkemiz; Ortadoğu, Doğu Avrupa ve bazı Asya ülkelerinden göç alan, barındıran veya diğer ülkelere geçişte atlama yeri haline gelen transit ülke konumuna düşmüştür. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN ÖNDE GELEN NEDENLERİ İşçi maliyetlerinin yüksek olması (istihdam vergileri) Bürokratik işlemlerin fazlalığı Etkin denetimin gerçekleştirilememesi Tarafların bilgilendirme ve bilinçlendirilme konularındaki eksikliği Sosyal güvenlik hizmetlerinin yeterince cazip görünmemesi İşsizlik oranının yüksekliği ve istihdamın katma değerinin düşük ve işgücünün eğitimsiz olması Kamu kurumlan arasındaki koordinasyon ve işbirliği eksikliği Çalışma ilişkilerinde meydana gelen değişmeler Sosyal güvenlik sisteminden kaynaklanan nedenler Gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk ve işsizlik BİNGÖL KENT HABER YORUM YAZIN ![]()
|
|