KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
19 Haziran 2025 Perşembe
°C

Kanserden sebze ve meyvelerle korunun

Kanser oluşumunda beslenmenin çok önemli bir faktör olduğunun anlaşılması üzerine bilim adamlarının bitkilerde bulunan maddeler üzerindeki çalışmaları da her geçen gün artıyor.

Kanserden sebze ve meyvelerle korunun
06 MAYIS 2007 PAZAR 11:46
0
831
0
AA aa
İSTANBUL - Anadolu Sağlık Merkezi'nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir, sebze ve meyvelerde bulunan kimyasal bileşiklerin insan sağlığına olumlu etkilerini anlattı.
Kanserin görülme sıklığını iki temel faktör etkiler. Bunlar kalıtımsal faktörler ve çevresel faktörlerdir. Kalıtımsal faktörler, ailemizden aldığımız genetik mikrastır ve değişmesi mümkün değildir. Çevresel faktörler ise, sigara içimi, sağlıksız beslenme, fiziksel aktivite yetersizliği, obezite, belirli bazı enfeksiyona neden olan organizmalar, bazı ilaç tedavileri, güneş ışınları, besinlerin içerisinde bulunan kanser yapıcı maddeler, çalışma alanlarında bulunabilecek kanser yapıcı öğeler ve soluduğumuz havada, içtiğimiz suda ve besinlerimizin temelini oluşturan toprakta bulunabilecek kanser yapıcı ajanlardır. Bu nedenle kanseri bir alın yazısı olarak görmek doğru değildir.


KANSERDEN KORUNMADA ÖNEMLİ ADIMLAR
* Günde en az 5 porsiyon çeşitli renkte meyve ve sebze tüketin
* Sağlıklı kilonuzu sürdürebilmek için kalorisi düşük yiyecek ve içecekler tercih edin
* İşlenmiş tahıl ürünleri yerine, tam tahıllı ürünleri tercih edin
* Kırmızı et tüketimini sınırlandırın, işlenmiş et ürünleri (sucuk, salam, sosis, hazır köfte vs.) tüketmeyin
* Sigara içmeyin
* Haftada 5 gün en az 30 dk. lık orta derecede fiziksel aktivite yapın
* Sağlıklı kilonuzu hayatınız boyunca sürdürün

Bu çalışmalar neticesinde “fitokimyasal” terimi ortaya çıkmıştır. Fitokimyasal terimi, bitkisel besinler tarafından üretilen çok çeşitli bileşiklerden ileri gelmektedir. Fito Yunanca'da bitki anlamına gelmektedir, kimyasal ise bitkilerde doğal olarak oluşan kimyasal bileşikleri belirtmektedir. Bu bileşikler meyvelerde, sebzelerde, fasülyede, tahıllarda ve diğer bitkilerde bulunmaktadır. Çok çeşitli fitokimyasal içeren sebze ve meyvelerin tüketimi arttırılarak kanser riskinin % 30 ila % 40 oranında azaltılabileceği bilim adamları tarafından bulunmuştur. Fitokimyasalların çeşitli mekanizmalarla kanser oluşturan hücreleri etkisiz hale getirdiği bilinmektedir. Bütün meyve, sebze ve baklagiller fitokimyasal içerdiği için bu maddeleri vücuda almakta oldukça basittir. Örnek olarak havuç 100'den fazla fitokimyasal içerir. Fitokimyasalların 8 binden fazla olduğu bilinmekte olup, günümüzde bunların 150 kadarı üzerinde çalışmalar yapılmıştır.


KANSERLE SAVAŞTA ETKİLİ BESİNLERİN BAZILARI

Domatesin Gücü
Antikanserojen aktivite gösteren karotenoidlerden biri olan likopen, domateste bulunan vitamin A benzeri bir bileşik olup prostat, meme ve akciğer gibi bazı kanser türlerinde kanser riskini azalttığı yönünde araştırmalar mevcuttur. Likopenin antikansorejen etkiyi antioksidan özelliği ile yerine getirdiği düşünülmektedir. Son yıllarda 47 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışmada, domates ve ürünlerini haftada 10 porsiyon ve daha fazlasını tüketenlerde prostat kanser riskinin yüzde 35 oranında azaldığı kanıtlanmıştır.

1994 yılında İtalya'da yapılan bir araştırmada yüksek miktarda domates tüketiminin sindirim sistemi kanser riskini düşürdüğü bildirilmiştir. Likopenin en iyi kaynağı domatesten yapılmış ürünlerdir. Likopen, işlenmiş domates ürünlerinin (salça, ketçap, domates çorbası vs.) yağ ile birlikte tüketilmesiyle, vücut tarafından çiğ domatese göre daha iyi kullanılır. Çeşitli araştırmalarla kanıtlanan bu özellik, likopenin yağda eriyen bir besin öğesi olmasından ve domateste trans formunda bulunan likopenin pişirme veya benzeri işlemler sırasında cis formuna dönmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Likopen karpuz, greyfurt ve kayısı gibi kırmızı meyve ve sebzelerde de bulunur.

Karoten Zengini Mandalina
Yapılan çeşitli araştırmalar sonucu, mandalinada bulunan ve ona turuncu rengini veren karoten maddesinin sağlık üzerine birçok olumlu etkisi ortaya kondu. Japonya'da yapılan iki farklı çalışmaya göre karoten deposu olan mandalinanın, kansere yakalanma riskinin azalttığı azalttığı bulundu. Mandalinanın bunun yanında karaciğer hastalıkları, damar sertliği ve şeker hastalığı riskini azalttığı, mandalina suyu içen hepatit hastalarının ise karaciğer kanserine yakalanmadıkları tespit edildi.

Brokoli, Karnabahar, Lahana ve Brüksel Lahanası
Bu gruptaki besinlerin yapısı oldukça karmaşık olduğu için, yapılarında bulunan kanser önleyen bileşikler veya bileşik toplulukları tam olarak açıklanamamaktadır. Kanser türleri arasında üçüncü sırada görülme sıklığıyla kolon kanseri ve Amerika'da yaşam boyunca her 6 erkekten birinde görülen prostat kanseri riskini azaltan bu besinler, yüksek oranda C vitamini, beta-karoten, lif, kalsiyum, folik asit ve birçok fitokimyasal madde içerirler. Bu besinlerin yapısında bulunan bileşikler DNA zedelenmesini baskılayan veya bloke eden enzimleri tetikler, tümör büyüklüğünü ve östrojen benzeri hormonların etkinliğini azaltır.

Geçmiş Yılların İlacı, Sarımsak
Sarımsak yüksek miktarda saponin, fosfor, potasyum, kükürt, çinko, orta miktarda selenyum, A ve C vitaminleri ile az miktarda da kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir, manganez ve B kompleks vitaminlerini içerir. Sarımsağa karakteristik kokusunu veren ve biyolojik aktivitesinin çoğunu sağlayan içindeki allisin, allilik sülfitler gibi organik kükürtlü bileşiklerdir. Soğan ve sarımsakta bulunan bu maddeler karsinojenlerin atılımını arttırır ve tümör hücre çoğalmasını baskılayan enzimleri uyarırlar. Ayrıca sarımsağın antibakteriyel olduğu bilinmektedir.

Sarımsağın bir başka bilinen özelliği ise midede bulunan Helikobakter Pilori adlı bakterinin üremesini önleyerek, bu bakterinin midedeki miktarını azaltmaktır. Bu bakteri mide kanseri ile ilişkilendirildiği için, sarımsak dolaylı yoldan mide kanserinden de koruyabileceği konusunda veriler bulunmaktadır. Çin'de geniş bir grupta yürütülen bir çalışmada, soğan ve sarımsak tüketimi ile mide kanseri gelişme riski arasında ters bir ilişki bulunmuştur. Kırk bin menopoza girmiş kadında yapılan bir çalışmada sarımsak tüketiminin kolon kanserine karşı koruyucu olduğu bildirilmiştir. İtalya ve İsviçre'de yapılan araştırmalara göre soğan ve sarımsak tüketen yaşlı yetişkinlerin, barsak, yumurtalık, gırtlak ve böbrek gibi bazı kanser türlerine yakalanma risklerinin en düşük seviyede olduğu bildirilmiştir.

Sarımsaktan en iyi şekilde faydalanmanın yolu, çiğ olarak doğrayıp tüketmektir. Sarımsağa uygulanan pişirme dahil çeşitli işlemler, sarımsağın sağlık için yararlı aktivitesini engellemektedir.

Antioksidan Deposu Üzüm
İnsan vücudunda meydana gelen birtakım olaylar sonucunda serbest radikaller oluşur. Serbest radikaller ise hücre hasarına neden olarak kanser gibi pek çok rahatsızlığın ortaya çıkmasına neden olurlar. Örneğin hücrenin yapısını oluşturan lipitleri etkileyerek, hücre zarını zedeleyebilir ve neticesinde hücrenin yapı ve bütünlüğünde bozulmalar meydana gelebilir. Ayrıca bir nükleik asit olan ve genetik bilgi taşıyan DNA molekülüne zarar vererek genlerde bozulmalara neden olabilirler. Serbest radikallerin bu gibi etkileri başta kanser olmak üzere, kalp damar hastalıkları ve diyabet gibi çok ciddi hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur.

Üzüm içerdiği flavonoid bileşenlere bağlı olarak potansiyel antioksidan (serbest radikalleri etkisiz hale getiren) etkinlik gösterir, bu özelliği nedeniyle plazma antioksidan kapasiteyi yükselterek oksidasyona bağlı DNA hasarını ve hücrelere zarar veren bileşenlerin düzeyini azaltır. Yapılan çalışmalar üzümün bu etkisinden dolayı başta kanser olmak üzere bir çok hastalığın oluşumunu önlediğini göstermiştir.

Doğal Östrojen Hormonu Soya
Soya ve soya ürünleri fitoöstrojen kaynakları olup bu besinler insan vucudunda üretilen doğal östrojen hormonu gibi davranır. Bu bileşiklerin östrojenik etkisi zayıf olmakla beraber, insan vücudunda hem östrojenik aktivite yaparlar, hem de doğal östrojen etkilerini baskılayıcı etki gösterirler. Menopoz sonrası kemik erimesinin temel nedeni östrojen eksikliğidir. Özellikle menopoz sonrası kadınlarda fitoöstrojenik etki gösteren soya ürünleri önem taşır.

Fitoöstrojenler özellikle hormon bağımlı olan kanserleri kontrol ve önlenmesinde rol oynarlar. Meme kanseri, testis ve prostat kanseri gibi östrojen ilişkili kanserler fitoöstrojen alımının yüksek olduğu ülkelerde daha düşük oranlarda görülmektedir.

Soyanın kanserden koruyucu etkisinin yanı sıra, kemik erimesi, diyabet, böbrek hastalığı, menopoz semptomları, kolesterol ve kardiyovasküler hastalıklar üzerine olumlu etki gösterdiği birçok çalışma ile desteklenmiştir.

Soyafasülyesi diğer bitkisel kaynaklı besinlere göre daha yüksek protein içermesinden dolayı, doymuş yağlardan zengin et ürünleri yerine tüketilmesi oldukça sağlıklı bir tercihtir. Soya sütü ve tofu da günlük beslenmede yer verilmesi gereken besinlerdir.

Kanser Hücrelerinin Büyümesini Engelleyen Yeşil Çay
Yeşil ve siyah çay, Camellia Sinensis bitkisinin yapraklarından elde edilir. Yeşil çay, siyah çayla aynı bitkiden elde edilmesine rağmen; aralarındaki tek farklılık, işleme tekniğinden kaynaklanır. Siyah çay kurutulurken oksijenle tepkimeye girerken yeşil çayda bu işeleme izin verilemez, dolayısıyla içerisindeki antioksidan maddelerin azalmasına karşı korunmuş olur. Her iki çayda da kafein bulunur, ancak yeşil çaydaki kafein oranı daha düşüktür.

Çinliler sağlık durumlarını geliştirmek için yaklaşık 3 bin yıldır yeşil çay içmekteler. Yeşil çay özellikle Japonya ve Çin gibi Asya bölgelerinde tüketilmekte olup, sağlık üzerine olumlu etkieri ortaya çıktığından beri batı ülkelerinde de popülerlik kazanmıştır.

Çaydaki antioksidan polifenolik bileşikler kanser ve kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu etkisi olduğu bilinmektedir. Çayda bulunan temel antioksidan madde kateşindir. Bu bileşik, kanser hücrelerinin büyümesi için gerekli olan enzimi bloke ederek kanser hücrelerinin büyümesini önler. Japon kadınlarda günde beş bardak ya da daha çok çay içilmesinin evre I ve II meme kanseri tekrarını azalttığı göstermiştir. Bazı araştırmalar ise yeşil çayın prostat, mide ve yemek borusu kanser riskini azalttığını belgelemiştir.

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
19.06.2025
13:55
Bingöl İŞKUR`dan 20 geçici işçi alımı ilanı
Bingöl İŞKUR'dan 20 geçici işçi alımı ilanı
İşgücü Uyum Programı (İUP) kapsamında Bingöl İl Özel İdaresi'nde 6 ay süreyle çöp toplama ve temizlik işlerinde çalıştırılacak işçiler için başvurular, İl Müdürlüğü, İŞKUR e-şube, e-Devlet ve ALO-170 iletişim hattı üzerinden alınacak.
19.06.2025
13:16
Bingöl`de uyuşturucu operasyonu: 2 Gözaltı
Bingöl'de uyuşturucu operasyonu: 2 Gözaltı
Bingöl'de düzenlenen uyuşturucu operasyonunda 2 şüpheli gözaltına alındı. Şahıslardan biri tutuklanarak cezaevine gönderildi.
18.06.2025
21:26
Bingöl Basın Konseyi`nden Vali Usta ile Başkan Arıkan`a Ziyaret
Bingöl Basın Konseyi'nden Vali Usta ile Başkan Arıkan'a Ziyaret
Yaklaşık 15 gün öne kurulan Bingöl Basın Konseyi, ilk ziyaretlerini Bingöl Valisi Dr. Ahmet Usta ve Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan'a yaptı. Konsey Başkanı Hakim Bayraktar ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı ziyaretlerde, konseyi amacı, hedefleri ve yürütülmesi planlanan çalışmalarla ilgili bilgi verdi.
18.06.2025
20:06
Hibe desteği alacaklar dikkat! Son başvuru 23 Temmuz
Hibe desteği alacaklar dikkat! Son başvuru 23 Temmuz
Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı (KKYDP)2025 Yılı 16. Etap Başvuru Sonuçları Askı İlanı yayımlandı.
18.06.2025
19:50
Hülakü, su sorunu için yanıt istedi
Hülakü, su sorunu için yanıt istedi
Bakan Kurum'un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na yazılı soru önergesi veren DEM Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, soruları sıraladı ve 'Bingöl Merkez'deki içme suyu sorununun kalıcı biçimde çözülebilmesi için önümüzdeki dönemde hangi adımlar atılacaktır?' diye ekledi!
18.06.2025
19:20
Okan Alay`dan yeni eser!
Okan Alay'dan yeni eser! 'Sesin Değdiği Yerden'
Bingöl temalı şiir ve hikâyeleri ile de adından söz ettiren ve kuşağının özgün kalemleri arasında yer alan Alay, 'Sesin Değdiği Yerden' adlı yeni eserinde bireyin iç dünyasında yankılanan seslerin peşine düşüyor.
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın