Kazanmak yetmez! Maharet, kazandığını yönetebilmektir!

Her ticaret erbabı babanın evladı gibi o da Bismillah diyerek açılan işyerinin hizmete hazırlığıyla başlamıştı ticaret hayatı yolculuğuna. Altının sarı ışığında sadece işlenen maddenin değil, iletişimin kazanımlarıyla paradan daha önemli hususların kıymetini anlıyordu… Gençlik yıllarında hem sektörde hem de çevresinde iyi bir diyalog kurabilmiş ve Almanya yolculuğunda da bu kazanımların meyvesini görebilmişti. Türkiye'ye döndüğünde yeniden baba mesleğine sarılmış, aynı zamanda yenilikler için de çabasını yoğunlaştırmıştı. Basın sektörüne girerek önemli hizmetlerin kazanımına katkı sunmuş, akabinde inşaat sektörüne odaklanarak büyüme adımlarını daha da güçlendirmişti. Bingöl'den Ankara'ya, oradan da Isparta'ya uzanan bir serüvenin içinde bulmuştu kendisini. İnanç, azim ve kararlılıkla sürdürdüğü çalışmalarının neticesinde Isparta'da markalaşmış, yenilikler sayesinde kurumsal açıdan tercih sebebi olmuştu.

Bizler de, bu ticari hayatta meşakkatli geçen yolculukta biriken anı ve tecrübeleri konuştuk.  Ve sorduk;  

Küçük yaşlardan itibaren aile işletmeleri vesilesiyle ticaretin içinde yer almış isimsiniz. Ticaretle ilk tanışmanız nasıl oldu?

90 Yılların başında kıymetli babamın girişimci ruhu sayesinde Alimoğlu Kuyumculuk adı altında ticarete başladık. Bir taraftan ticari ahlakı ve kuralları öğrenirken diğer bir taraftan da kendimi tanımaya ve keşfetmeye başlamıştım. En güzel yanı insanlarla olan iletişimdi. Çünkü tanıdıklarınızı daha iyi tanıyor, tanımadığınız kişilerle de yeni bir sosyal çevre kuruyorsunuz. Tabi ticaret yaparken sadece para kazanmıyorsunuz. İnsanlar için olmazsa olmazı olan iletişimi öğreniyor paranın satın alamadığı hayat tecrübesini ediniyorsunuz. Ticarette para kazanmak, Yüce Allah'ın size bahşettiği nasiple ölçülüdür. Çok iyi paralar kazanabilirsiniz ama asıl maharet, kazandığınız parayı yönetebilmektir. Tabi ki ticaret ahlakınız, prensip ve yönetim anlayışlarının yanı sıra insanların size duyduğu güven ve samimiyet de diğer bir önemli husus. Kısacası ticaret yaparken sadece para değil, kendimi, kabiliyet ve yeteneklerimi de keşfederek hayatım boyunca bana lazım olabilecek paradan çok daha kıymetli değerler kazandım.

Bir dönem basın sektöründe de yer aldınız. Aynı dönemlerde Tüm Sanayici İşadamları Derneği (TUMSİAD) Bingöl Şube Başkanlığı yaptınız. Bu görev ve çalışmaların hayatınıza tecrübe anlamında ne gibi kazanımları oldu?

Evet, kısa bir dönem basın sektöründe yer aldım. O dönem Avrupa'dan döndüğümde internet haberciliğine karşı bir merakım oluşmuştu. Bu merakımı giderirken, ilimizde internet haberciliği adına güzel şeyler yaptığımızı da düşünüyorum. Güzel anılar biriktirirken, önemli bir emek de ortaya koyuyorduk. Ve sonunda, birçok emekle sürdürdüğümüz çalışmalarımızı basın anlamında benden çok daha iyi olduğunu düşündüğüm kardeşimize devrettim.

Hayatımdaki en önemli ikinci doğrum ise uluslararası bir STK da görev almaktı. Bu da benim iş dünyasında Bingöl ile sınırlı olan ticari hayatımı uluslararası arenalara taşıdı. Bilindiği gibi tüm gelişmiş ülkelerde STK'lar insan ve ticari hayatlarının gelişmesi ve büyümesi anlamında en önemli basamaklardan biridir. Bu eksiğimizi de Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği'nde (TÜMSİAD) almış olduğum görevlerle giderdiğimizi düşünüyorum.

Tabi bu görevleri yürütmek çok da kolay olmadı. Hem madden, hem de manen çok büyük bedeller ödedim ve çok yoruldum. Ama edindiğim tecrübelerin, bunların hepsinden çok daha kıymetli olduğu söyleyebilirim. Çünkü başarı ve kazanmak asla oturarak olmuyor. İnat etmek, gayret etmek ve azimli olmak zorundasınız.

10 yıl boyunca il il, ülke ülke, kıta kıta gezerek ve aldığımız akademik eğitimler sonucunda ticari hayatımızı geliştirerek büyümeye başladık. Tümsiad çalışmalarımız devam ederken 2020 yılında da Almanya'nın Köln şehrinde ortak bir girişimle şirketimizi kurduktan hemen sonra EUBA-EUAROPEAN BUSINESS ASSOCIATION (Avrupalı İş Adamları Derneği) ne üye oldum, yılsonunda da nasip olursa Genel Merkez Yönetiminde aktif görev alacağım inşallah.

Bingöl'de inşaat sektörünün en canlı olduğu dönemde Bingöl'den ayrılıp Ankara'ya, oradan da Isparta'ya yerleştiniz. Buralarda inşaat alanında yatırımlarda bulundunuz. Bu değişimin ve ayrılığın özel bir sebebi var mıydı?

Sevgili Babam 2000'li yılların başında inşaat sektörüne adım atarak Bingöl ilimiz de çok güzel çalışmalar yaptı. Bende bu çalışmalar sayesinde Alimoğlu Yapı İnşaat ve Mert SK A.Ş adı altında şirketleri kurdum ve kurumsallaşmaya başladık. Şirketlerimize kurumsal kimlik kazandırdıktan sonra inşaat çalışmalarımıza hız vererek önce Ankara'ya, sonra da Isparta'ya geldim. 2015 yılında geldiğimiz Isparta'da kentsel dönüşüm projelerinde son 4 yılda 350 daireyi dönüştürüp teslim ettik. Isparta'ya gelişimizin çok özel bir sebebi yok aslında. Gelen teklifleri değerlendirdiğimizde inşaat sektörü için en uygun ilin ve tekliflerin Isparta olduğunu düşünerekten kentsel dönüşüm projelerimize burada başladık ve halen devam ediyoruz.

Bingöl'den ayrılmış olmamın sebebine gelince, aslında ayrılmadım, bir ayağım halen Bingöl'de. Sadece inşaat sektörü adına nitelikli ve modern yapıları daha yakından görmek, vizyon ve bakış açılarımızı geliştirmek adına çıktım. İlerleyen zamanlarda burada edindiğim tecrübelerimizi mutlaka Bingöl'ümüzde de hayata geçireceğiz inşallah. Bingöl'den tümüyle ayrılmayı hiç düşünmedim,  düşünmüyorum da..!

Şuanda Isparta'da yerleşik durumdasınız ve önemli projelere de imza atan bir şirketin yönetim kurulu başkanısınız. Bingöl'den Isparta'ya gidip böyle bir atılım gerçekleştirme fikri nasıl oluştu?

Bildiğiniz üzere Kentsel Dönüşüm, eski yapıların yıkılarak can ve mal kaybını önlemek adına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın başlattığı çok doğru bir projeydi ve ülkemizin deprem kuşağında olduğunu düşünürsek bu çalışma için geç kalındığını bile söyleyebiliriz. Bu sebeple Isparta'da eski yapıların çok olması hasebiyle burada başlamaya karar verdik.

Eski yapı ve mimarilerin varlığını sürdürdüğü Isparta'da bir anda modern yapılar inşa etmenizin kamuoyu tepkisi nasıl oldu? Bir tercih sebebi oldunuz mu?

Şirket merkezimizin Ankara olması ve Ankara'dan Isparta'ya gelmiş olmamız bizim için hem avantaj hem de dezavantaj sağladı. Dezavantajımız yerli ve tanınmıyor oluşumuzdu. Ama bu problemi doğru bir iletişimle çözerek, ilk projemizi de planladığımız bir dönemde bitirip Isparta kamuoyunda hem bir güven kazandık, hem de projelerimizin güzelliğiyle önemli bir ilgi ve beğeni topladık.

Mesela; Isparta'ya ilk geldiğimde yapılan tüm inşaatların şantiyelerini gezerek bunların dışında bir mimari ile çalışmalarımızı başlatarak farkındalık yarattık.  Isparta ilinde olmayan farklı çalışmalar ile dikkatleri üzerimize çektik ve tüm vaatlerimizi zamanında yaparak kalitemizden de ödün vermeden sektörün ve halkın taktirini ve beğenisini kazanmayı başardık çok şükür. Bu sebeple 2015 yılında başlattığımız çalışmalarımız hiç aksamadan devam etmektedir. Bunun karşılığı olarak da tüm dire satışlarımızı inşaat teslim süresinden önce bitirdiğimizi görmek bizim burada bir tercih sebebi olduğumuzun da en güzel kanıtıdır.

Şuanda Isparta ve çevresinde devam eden projeleriniz var mı? Gelecek yıllar için çılgın bir proje hazırlığınız bulunuyor mu?

Isparta'da 350 daireyi yaparak teslimatlarını gerçekleştirdik hamdolsun. Şu an ise pandemiden kaynaklı yasakların getirdiği sıkıntıları aşıp villa projesine başladık ve bundan sonraki yıllarda villa projesini devam edeceğimizi düşünüyorum. Yapacağımız villa projeleri çok daha beğeni almamıza sebep oldu ama tatbiki her kesin villa alma durumu olmadığından diğer taraftan da 2+1, 3+1, 4+1 ve 5+1 projelerimiz de aynen devam edecektir. Şu ana kadar Isparta'da son beş yılda yaptığımız yatırım bedeli 117 milyon lira olarak gerçekleşti. Nasip olursa 2021 yılının sonun da 200 milyonluk bir yatırım bedeline ulaşmış olacağız inşallah.

2015 yılında Isparta'da kapalı otopark hizmetli (kapıcı) ve 24 saat güvenlikli site kültürünü ilk başlatan firma olurken şimdide aynı şartlarda kapalı otopark kapıcı ve 24 saat güvenlikli site şeklinde villa projesini de ilk başlatan firma olmanın gururunu yaşıyoruz.

İş dünyasında önemli görev ve çalışmalar yapmış bir isim olarak, iş hayatına atılacak gençlere ne tür mesajlarınız olur?

Her sektörde aynı paralellikle gelişmeler var. Rekabet çok yoğun. İnsanlar iyi pozisyonlarda iş bulmak için daha fazla mücadele etmek ve daha donanımlı olmak zorundalar. Her şeyden önce bir işi istemek, o işe uygun bir pozisyonda olmak ve o işin istediği nitelikte insanlar haline gelmek son derece önemli. Bir işi istemenin ve onu sevmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kendini adamak, herkesten farklı olmak ve bunların sonucunda uzman olmanın sırrı bu. Kendisini geliştiren, günlük gelişmeler içerisinde daima kendisine önlerde yer bulmaya çalışan, araştıran, sorgulayan nitelikteki insanlar her zaman istediği iş ortamında çok başarılı olacak ve farklı çözümler üretecektir. Fark yaratmak ise günümüzde her zaman önde olmak demektir. Buradan çıkarmamız gereken mesaj, kendimizi iyi tanıyalım. Biz nasıl bir insan yapısıyız? Hangi karaktere sahibiz? Bunun içerisinde bizim bulunmak istediğimiz ve orada başarılı olabileceğimiz iş kolları neler? Bunları iyi analiz edelim. Yani kendimizin insan kaynakları yöneticisi olalım. Daha sonra da karar verdiğimiz noktaya doğru geriye bakmadan emin adımlarla ilerleyelim. Daima en önde ve en farklı olmaya bakalım. Rekabette öne geçmenin tek yolu bu. Bütün gençlere bunu tavsiye ediyorum.

Son olarak; sektörel faaliyetleriniz kadar siyasetle de iştigaliniz bulunuyor. Bir dönem Bingöl'de AK Parti İl Başkan adaylığınız da olmuştu. Şuanda siyasetle bağınız ne derecededir? Geleceğe dair bir siyaset ışığı var mı?

Şimdiye kadar aktif siyaseti hiç düşünmedim. Sadece bir ara yapılan kamuoyu araştırmasında halkımızın teveccühü nedeniyle ismimiz AK Parti Genel Merkezine iletilmiş ve bende Ankara genel merkeze davet edilmiştim. Davete icabet ederek gittim, kısa bir tanışma ve görüşme sonrasında çıktım. Tahminim, beni çok beğenmediklerinden (!) bir daha siyaset adına hiç bir görüşmem yada talebim olmadı.

2007 yılında Bingölspor yöneticiliğini yaparken siyasete hazırlık yaptığım düşünüldü. Sonra TÜMSİAD Bingöl Şube Kurucu Başkanlığına getirildiğimde ilk seçimlerde aday adayı olacağım konuşuldu. Sonra TÜMSİAD Genel Merkez Yönetim Kuruluna seçilirken de aynı şeyler konuşuldu. Tabi bunlar benim adama güzel şeylerdi. Halkımızın beni bu göreve layık biri olduğumu düşünmeleri benim açımdan çok değerlidir. Oysaki ben sürekli olarak iş dünyasında hayal ettiğim şeyleri gerçekleştirmeye çalıştım ve inşallah Rabbim nasip ederse iş dünyasında devam etmek istiyorum. Çünkü daha yolun başında olduğumu düşünüyorum.

Ülkemize milletimize hizmet etmenin yolu sadece siyaset değil ve olmamalıdır. Ben şahsen şantiyemizde yüzlerce insanı istihdam ederken yaşadığım mutluluğu hiç bir şeye değiştirmem. Bunun keyfi ve hazzı çok daha başkadır. Ama ilerde siyasette nasibimiz varsa bununda karşısında durma şansımız olamaz ama benim şu an için öyle bir hayalim yok açıkçası.

Kaynak: Detay Dergisi