Tüm yurtta olduğu gibi Bingöl'de de KESK Bingöl Şube ve Temsilcilikler, 21 Aralık'ta yapılan genel grev nedeniyle ortak basın açıklaması yaptılar. Dün saat 12.00'da Dörtyol Saat Kulesi önünde yapılan grevde üyeler davul zurna ve sloganlar eşliğinde grev yaptılar.
Yapılan basın açıklamasını KESK üyesi olan Eğitim-Sen Bingöl Şube Başkanı Metin Kılıç tarafından okundu.
“AKP hükümeti sermayenin bütün ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamak için gece gündüz demeden çalışıyor. Patronların taleplerini karşılamak için peş peşe yasal düzenlemeler yapılırken, kamu emekçilerini sefalet ücretlerine mahkûm etmekten, kazanılmış haklarımızı elimizden almaktan çekinmiyorlar” diyerek konuşmasına başlayan Kılıç, şu ifadeleri kullandı:
“Yaşadığımız sorunlara çözüm üretmek bir yana, sürekli yeni sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Kamu emekçilerinin çalışma ve yaşam koşulları giderek kötüleşiyor. Angarya çalışma, performans değerlendirme ve benzeri pek çok uygulama ile yaşamımızı cehenneme çevirdiler. 9 Yıllık AKP iktidarında, kamu hizmetleri adım adım ticarileştirildi. Bugün parası olmayanlar eğitim ve sağlık hakkından tam anlamıyla yararlanamıyorlar. Parasız eğitim, parasız sağlık isteyenler ya polis şiddeti ile karşı karşıya kalıyor ya da tutuklanarak cezaevine konuyor. AKP döneminde, kamuda esnek, güvencesiz ve performansa dayalı çalıştırma daha da yaygınlaştı. Taşeronlaştırma ve özelleştirme uygulamaları ile kamu hizmetleri sermayenin sınırsız talanına açıldı. Esnek, güvencesiz ve kuralsız çalışma tüm kamu istihdamını ve yaşam alanlarımızı kuşatmış durumda. Hükümetin kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi için çıkardığı yasalar yetmezmiş gibi, şimdi de kanun hükmünde kararnameler ile sermayeye hizmette sınır tanımadıklarını gösteriyorlar. Kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi, piyasa mantığıyla yürütülmesi süreci KHK düzenlemeleri ile son aşamaya gelmiştir. GATS anlaşması hükümleri doğrultusunda çıkarılan 35 adet KHK ile gerçekleştirilen değişikliklere baktığımızda kamu hizmetlerinin yürütülmesinde tamamen piyasa dilinin ve özel sektör mantığının egemen kılınmaya çalışıldığı görülmektedir. KHK düzenlemeleri ile eğitim, sağlık gibi geniş kamu hizmeti alanları tamamen piyasaya açılırken, “eşit işe eşit ücret” kandırmacası ile sadece üst düzey yöneticilerin ücretlerinde iyileştirmeler yapılmış, başta eğitim emekçileri olmak üzere, kamu emekçilerinin büyük bir bölümünün mali haklarında herhangi bir değişiklik olmamış, hatta bazı kurum personeli gelir kaybı yaşamıştır. AKP hükümeti, pek çok konuda olduğu gibi, “eşit işe eşit ücret” konusunda da kamuoyunu yanlış bilgilendirmiş, mevcut eşitsizlikleri gidermek yerine, KHK düzenlemeleri ile yeni eşitsizlikler ve adaletsizlikler yaratmıştır. Devletin anayasal sorumlulukları arasında yer alan yeni istihdam alanları yaratma, eğitim, sağlık, sosyal gü¬venlik ile ilgili görevler yerine getirilmiyor. Yurttaşı müşteriye, kamu hizmeti vermesi gereken kurum¬ları ticarethaneye, kamu emekçilerini performansa dayalı çalışan işletme görevlilerine çevirmeye çalışıyorlar. AKP hükümeti geleceğimizi karartmayı amaçlayan emek düşmanı politikalarla, kazanılmış haklarımızı gasp etmeye yönelik hesaplar peşinde koşmaya devam ettikçe, çalışma ve yaşam koşullarımızın daha da kötüleşmesi kaçınılmazdır. Ancak şu çok iyi bilinmelidir ki, kamu emekçileri bu oyunu bozmaya kararlıdır.”