Çay sektöründe serbest piyasa şartları geçerli değil. Çaykur hâlâ "devlet" desteğinde piyasayı kontrol ediyor. Çay alımı yaparak Rize'nin kalkınmasına katkıda bulunuyor. Sonuçta biz Türkler çok ucuza, dünya fiyatlarında çay içemiyoruz. İthalat yüksek gümrük vergisi nedeniyle yapılamıyor. Markalar da yaptıkları reklamların karşılığını alamıyorlar. Lipton bile siyah dökme çay pazarından çıkmak üzere. Çünkü devletin akıllara sığmaz rekabetinde ayakta kalması mümkün değil... TNS Piar bizim için yine 18 yaş üstü 2003 kişiye "Aklınıza gelen üç çay markası nedir?" sorusunu sordu. Alınan yanıtlarda Çaykur'un hâlâ 2003 yılına göre anımsanma liginde ilk sırada (%71,7) olduğunu görüyoruz.
Lipton (38,9) ve Doğuş (38,6) ise ikinci ve üçüncü sırayı almış durumda. Özellikle Doğuş yaptığı reklam yatırımlarının karşılığını akıl payında almış görünüyor. Lipton'da ise bir akıl payı duraklamasının olduğu gerçek. Çünkü Lipton eskisi kadar cömert reklam yatırımı yapamıyor. Çünkü karşılığını alamıyor.
Biraz önce belirttiğim gibi pazar payı ve kârlılık açısından hem Lipton hem Doğuş özellikle dökme siyah çayda Çaykur'un haksız rekabeti karşısında boğuluyor. Gelecekte durum düzelir mi? Mümkün değil...
Niye bu kadar eminim? Bakın, Erkan Mumcu, Mesut Yılmaz'ın Rize'den DP adaylığına karşı çıkınca Mesut Yılmaz doğrudan "Bağımsız aday olurum" dedi çıktı işin içinden... Mesut Yılmaz neye güveniyor? Rize'de, akıl almaz çay politikaları ile devlet kesesinden beslenen 250 bin seçmene... Mesut Yılmaz ya da Tayyip Erdoğan seçilmem için ne söz vermesi gerek? Anladınız değil mi? Türkiye uzunca bir süre daha liberal ekonomiye ulaşmak için havanda su dövecek. Geçmiş olsun.
haber7