Miraz 2'inci sayısına hazırlanıyorÖnümüzdeki ay yayınlanacak olan derginin 2. sayısının merakla beklendiğini bildiren İmtiyaz Sahibi İsmail Söylemez, ilk sayının hızla tükendiğini vurguladı![]() Yaptığı açıklamasında Miraz Dergisi'nin içeriği ve yayın politikası ile yapılan eleştiriler ve yöneltilen soruları değerlendiren Söylemez; “Miraz dergisi, onlarca insafsız soru ve çekincelerin arasında adımlamaya başladığı yolcuğunda hiç ummadığı bir ilgiyle karşılaştı. Dergi çok kısa bir süre içerisinde tükendi. Henüz ikinci sayının çıkmasına bunca vakit varken oluşan bu durum beklentilerimizin çok çok üstünde olup muhteşem bir sevinç kaynağı olmuştur bizler için. İkinci sayımızı bu sevinç yumağı içerisinde hazırlamaya başlamış bulunmaktayız. İkinci sayıyı beklemekte olduklarını ifade eden mesajlar, telefonlar ve şifahi iletiler, ilk sayıya gösterilen sıcacık ilgi, ikinci sayının hazırlanmasını daha bir zor kılmıştır. Bu ilgiye layık güzellikte bir inşa oluşturmanın gayretiyle elimizden geldiğince çaba sarf etmekteyiz. Titreşen bir ürkeklikle başladığımız bu düş yolculuğunda bizi yalnız bırakmayan değerli dostlarımıza, güzel yürekli okurlarımıza göstermiş oldukları sıcacık ilgiden ve şık desteklerinden ötürü teşekkür ediyoruz” dedi. Miraz Dergisi'nin ilk sayısına yöneltilen eleştirileri cevaplayan Söylemez şunları söyledi. Miraz neden Zaza tarihine yer vermiyor? Miraz Dergisi “felsefe ve edebiyat” içerikli bir dergi olduğu için tarih ya da diğer konulara yer vermiyor ve vermeyecektir. Miraz ilk sayısında da olduğu gibi siyaset ve politikadan uzak bir yayın anlayışını takip edecektir. Miraz neden standart bir dille yazılmadı, neden standart bir alfabe tercih edilmedi? Miraz, Zazacanın standartlaşmasını istemekte ve dilemektedir ancak bu durumun henüz Zazaca'nın birçok yörede yazılmamış olması nedeniyle dilin orijinalitesini zedeleyeceğine inanmaktadır. Bu yüzden de dilin standardizasyonu ileriki aşamalarda düşünmektedir. Henüz ciddi bir Zazaca okur-yazarlığı oluşmadığı için de, tek bir alfabenin oluşturulmasının dayatma olacağı düşünülmüştür. Bu yüzden de tek bir alfabenin de oluşması zamana bırakılmıştır. Bu ne biçim Zazaca, ben hiç birşey anlamadım… Miraz'da farklı ağızlar var anlamıyoruz! Maalesef bunu kıramadık henüz. İnsanlarımızı hâlâ Zazacayı kendi köyünde, kendi aşiretinde konuşulan küçük bir dil olarak algılıyorlar. Kendi yorumlamaları dışındakini ise reddediyorlar. Oysa Zazaca Türkiye sınırlarsı içerisinde yaklaşık 4-6 milyonluk bir kitle tarafından ve nispeten geniş bir coğrafyada konuşulan bir dildir. Bu nedenle de ağız farklılıklarının olması son derece doğaldır. Eğer farklı ağızlarda birkaç okuma yapılırsa bu problemin aşılabileceğine inanıyoruz. Miraz'da neden sözlük verilmedi? Neden dil bilgisi ile ilgili açıklamalar yok? Yukarıda da belirttiğimiz gibi “felsefe ve edebiyat” diye belirtilen çerçevenin zedelenebileceği kaygısıyla bu tür bir ekleme yapılmamıştır. Miraz Zazacanın dil mi olduğuna yoksa lehçe mi olduğuna inanmaktadır? Miraz; hali hazırdaki kanaati itibariyle Zazacanın bağımsız bir dil olduğuna inanmaktadır. Bütün bilimsel çalışmalar da bu kanaati pekiştirmektedir. Oskar Mann, Minorsky, Jakobson, Karl Haddank, J. Blau ve benzeri. Ancak; Miraz Zazacanın lehçe ya da dil olup olmamasını çok da önemsemiyor. Önemli olan Zazaca'nın yazılıyor olması ve bu dil ile kaliteli ürünlerin sunuluyor olmasıdır. Miraz, Zazacanın kaybolma tehlikesiyle muhatap olan bir dil olduğuna inanmakta ve bunu engellemek adına sadık bir derlemeci anlayışla tarihe not düşmek kaygısını gütmektedir. Zazacaya hizmet etmekte olan insanlar bu yönleriyle önemsenir ve desteklenirler ürünleri de yayınlanır: Zazacayı Tanzanyancanın bir lehçesi olarak da kabul etseler, bir kök dil olarak da kabul etseler, önemli olan Zazacaya hizmet edip etmedikleridir. Bu itibarla, dilimize hizmet eden her çabayı önemser ve takdir ederiz. BİNGÖL KENT HABER YORUM YAZIN ![]()
|
|