Papa aslında kendi kalesine gol attıPapa'nın çirkin sözleri, hayırlı bir sürecin başlangıcı olamaz mı? Papa densizlik yaparken, Müslümanlar yeni değer üretemez mi? İşte mevcut fotoğrafın artı ve eksileri...![]() Doç. Dr. Osman Özsoy, haber7 okurları için 11 Eylül sonrası gelişmeler ile Papa'nın sözleri sonrası meydana gelebilecek olumlu gelişmeleri kıyasladı: İslam'a ilgi arttı… Amerika İslami İlişkiler Konseyı (CAIR), ABD yayınlanan en etkin 50 gazete üzerinde yaptığı araştırmada, İslam'la ilgili yazılan makale sayısının, 11 Eylül saldırılarından sonra bir önceki yıla göre %18'lık bir artışla 1655'e ulaştığını tespit etti. Batılılar, gerçek İslam'ı öğrenme merakıyla başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere İslam'la ilgili kitap ve yayınlara, İslami sitelere hızla yönelmeye başladılar. Bu ülkelerdeki camiler ve İslam-Kültür merkezleri ziyaretçi akınına uğradı. Kur'an-ı Kerim en çok satılan kitap oldu… Amerika'da Kur'an-ı Kerim satışlarında rekor kırıldı. 11 Eylül saldırılarından sonraki 2 ay içinde İslam'la ilgili kitap satışları milyonu aştı. Avrupa'da da benzer tablo yaşandı. Belçika'da Kur'an-ı Kerim tercümeleri satışı %30 arttı. Hollanda da ise 2002 yılında 2001'e göre üç kat Kur'an-ı Kerim satıldı. Yunanistan'da da Kur'an tercümeleri satışında rekor sayıya ulaşıldı. Türk-İslam kültürünün dünyanın yakından tanıdığı marka isimlerinden olan Mevlana Celalettin Rumi'nin eserleri Amerika'da en çok satanlar listesinde baş sıraya oturdu. Bugün Batı dünyasında İslam hakkında, 11 Eylül saldırıları öncesine göre çok daha fazla şey biliniyor, İslam çok daha fazla tanınıyor. 11 Eylül saldırılarından sonra İslam'ın terörle ilişkilendirilemeyeceğine dair mesajların verildiği uluslar arası toplantıların sayısında da büyük artış oldu. 11 Eylül saldırılarının hemen ardından İtalya'nın Triste şehrinde 17 Orta Avrupa ülkesinin katıldığı zirvede, terörü İslam'la bağdaştırmanın doğru olmadığı, söz konusu saldırının İslam'la ilgisinin bulunmadığı resmen açıklandı. Yine 2001'de Brüksel'de 'Monoteist Dinler: Yahudilik, Hıristiyanlık, İslam arasında İşbirliği ve Barış içinde Birarada Yaşama' Konferansı gerçekleştirildi. Charlemagne binasında yapılan toplantının amacı, 11 Eylül sonrasında Müslümanlara karşı oluşabilecek 'Haçlı ruhunun Avrupa'da önüne geçmek' ve 'Medeniyetler Çatışması' ihtimalinin yerine 'dinlerarası barış ve işbirliği'ni oturtmak olarak açıklandı. Kısacası, 11 Eylül saldırılarının İslam'a saldırmak için bahane edilmesi projesi bir bakıma ters tepti. Aksine, İslam dünya gündemine oturdu. Gerçek İslam hangisi sorusu tartışılmaya başlandı. İslam dünyasında da, diğer din mensuplarına İslam'ı anlatabilme yönünde samimi çabalar oluştu. İlişkiler artırıldı. İslami yayınlar çoğaldı… Gelelim Papa'nın açıklamalarına… Roma Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri Papa 16'ıncı Benediktus, bir zamanlar ilahiyat eğitimi verdiği Almanya'nın Bavyera eyaletinde bulunan Regensburg Üniversitesi'nde 12 Eylül'de yaptığı konuşmada, Bizans İmparatoru 2. Manuel Paleologos'a atfen sarf ettiği; "Muhammed'in yeni diye getirdiği sadece şer ve insanlık dışıdır. Tıpkı kendi inancını kılıçla yayması gibi" sözleri yeni bir krizi tetikledi. Papa'nın son konuşmasında dile getirdiği düşünceler, aslında düne kadar söylenmiyordu da, bugün ilk kez ifade edilen şeyler değil… Kilisenin baskıcı sisteminin egemen olduğu Batı dünyasında İslam'ın ilk yayılmaya başladığı günden beri İslam'la ilgili temel öğreti, günümüze kadar hep aynı zihniyet içinde gerçekleşti. Hala da öyle… İslam'ı ortadan kaldırmanın şart olduğunu savunanların başında gelen Aziz Peter The Venerable (1092-1156), Robert Ketton'dan (1110–1160) Kur'an-ı Kerim'i Latince'ye tercüme etmesini istedi. Robert Ketton bu sipariş üzerine kasıtlı bir tercüme işine girişti. Amacından saptırılmış bir şekilde Kur'an-ı Kerim'i tercüme etti. Bu konudaki niyetini de şöyle açıkladı; “Kur'an zındıkların membaı, Hıristiyan kilisesinin varlığını tehdit eden yıkıcı hareketlerin sebebidir. İçindekilerin akla ve mantığa aykırı bir kitap olduğu ispatlanmalıdır”. Bu çabalardan sonra Haçlı Seferleri daha da hız kazandı. Aynı daveti Papa III. İnnocent 1213 senesinde daha kuvvetli bir şekilde tekrarladı. Bu durum günümüze kadar böyle sürüp gitti. Kimi zaman bu zihniyetin sözcülüğünü Başkan Bush yaptı, kimi zaman şimdi olduğu gibi Papa… Şu an yapılması gereken… Papa'nın İslam'ı şiddetle örtüştüren son açıklamaları dünya gündemine oturdu. Şimdi tüm dünyanın gözü İslam ülkelerinin vereceği tepkide... Papa son açıklamalarıyla, aslında Müslümanlara büyük bir fırsat da sundu. Eğer Papa'nın 12 Eylül'deki sözlü saldırısıyla gelişen konjonktür iyi değerlendirilebilirse, tıpkı 11 Eylül saldırıları sonrası yaşananlarda olduğu gibi birçok hayra vesile de olabilir. 11 Eylül saldırıları sonrasında İslam'ın teröre çanak tuttuğu şeklinde genel bir saldırıya, dışlanmaya, tecride maruz kalan Müslümanlar, eğer Papa'nın İslam'ı şiddetle örtüştüren 12 Eylül tarihli açıklamalarına kırıp dökmeden, medeni bir şekilde tepki verebilirlerse, büyük bir oyunu ve kökleri çok eskilere dayanan tarihsel önyargıları da bertaraf etmiş olacaklar. Papa'nın İslam'ın şiddete çanak tuttuğu şeklindeki iddialarına verilecek en iyi cevap, buna kızarak ortalığı yakıp yıkmak, tehditler savurmak değil, bu haksız iddiayı medeni bir şekilde protesto ederek İslam'ın gerçek yüzünü göstermektir. Provokasyonlara dikkat… Papa'nın hezeyanlarına Müslümanların olgun tepki vermesi birçok oyunu bozacağından, bu durum işine gelmeyen çevrelerin Müslümanların haklı tepki gösterilerini amacından çıkarması ve provoke etmesi de açık ihtimal dâhilindedir. Eğer İslam dünyası, Papa'nın İslam'a yönelik bu ağır hakaretine tepkilerini kırıp dökmeden dile getirebilirse ve hazır dünya kamuoyunun dikkati bu konuya yoğunlaşmışken İslam'ın gerçek yüzünü yansıtma konusunda hızlı bir çaba içine girilirse, Batı dünyasındaki geniş halk kesimlerinin İslam'la ilgili önyargılarını da bertaraf etme fırsatı doğmuş olacaktır. Eğer tepkilerin dozu kaçar ve şiddet boyutu ağırlık kazanırsa, Papa'nın ekmeğine yağ sürülmüş, “ben dememiş miydim…” deme fırsatı kendilerine verilmiş olacaktır. Kısacası Papa, 12 Eylül'de yaptığı konuşmada aslında yeni bir şey söylemedi. Vatikan'ın İslam'a olan tarihsel duruşunu bir bakıma tekrar etti. Son açıklamalarıyla bir bakıma İslam'ı dünya gündemine oturtmuş oldu. Şimdi Müslümanlara düşen en önemli vazife, gerçek İslam'ın ne olduğunu ve örnek bir Müslüman'ın nasıl olması gerektiğini dünyaya yansıtmaktır. 11 Eylül saldırıları sonrasında yaşananlar kısa vadede moral bozucu bir tablo ortaya koymuşsa da, orta ve uzun vadedeki sonuçları itibariyle bir bakıma İslam'ın lehine olmuştu. Bakalım Papa'nın İslam'a yönelik 12 Eylül 2006 tarihli sözlü saldırısı ne tür gelişmelere fırsat aralayacak… Oluşan konjonktürü iyi değerlendirebilirsek, aleyhimize gibi görünen mevcut tabloyu lehimize çevirebiliriz. Adı barış anlamına gelen yüce dinimizin evrensel mesajını dünyanın dört bir bucağına daha şevkle ulaştırabiliriz. Kaldı ki hem insanlık buna muhtaç, hem de bu üstümüze vazifedir. Papa densizlik yapsın, biz değer üretelim. Gecikmeden… Doç Osman Özsoy / mesaj@osmanozsoy.com YORUM YAZIN ![]()
|
|