Bu seçimin en büyük özelliği, yeni parlamento, yeni cumhurbaşkanını seçebilecek mi?
‘Seçemezse ne olacak?' soruları akıllarda soru işareti.
Biraz yakın tarihin derinliğine inildiğinde 1946'da başlayan çok partili hayattan günümüze kadar nelerin yaşandığı da önem arzetmekte.
1946 seçimleri, tarihe “Hileli Seçim” olarak geçti. Çünkü açık oy, gizli tasnif yapılıyordu. CHP zihniyeti DP'nin oylarının bir kısmını yok etmişti. Halk, tepkisini 1950'de sandığa yansıtmış, DP, 1950 seçimlerinde tek başına iktidara gelmişti. Statükocu anlayış 1960 darbesiyle Menderes Hükümeti'ni devirmiş, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin karanlık sayfalarında bir başbakanın idamı yerini almıştı. 1965 seçimlerinde DP'nin devamı olan Adalet Partisi, halkın büyük desteğiyle iktidar olmuş, 1971 muhtırasına da mazhar olmuştu.
1980 ihtilalinden sonra Kurulan ANAP, 1983 yılında yapılan seçimlerde halkın yine büyük desteğiyle (%45.1) tek başına iktidar olmuş, statükocu anlayıştan muzdarip halk bunu 1987 seçimlerinde de tekrar göstermiş, Özal liderliğindeki ANAP, yine tek başına iktidarı elinde tutmuştu.

Özgürlükçü Özal, siyasi yasaklı olan eski liderlerin tekrardan siyaset sahnesine dönmelerine olanak sağlayan yasaları hazırlamış, referandum sonucu kılpayı da olsa yasakların kalkması halkın oyuyla kabul edilmişti.
1997 yılında Refah-Yol Hükümeti Post-Modern bir darbeyle iktidardan uzaklaştırılmış, statükocu anlayışın devam ettiği kendini göstermişti.
1999 yılında kurulan üçlü koalisyon hükümeti de ekonomide meydana gelen depremle tarih sahnesindeki yerini almıştı.

2000'li yılların başında siyasette bazı olguların değişmesi gerektiğine inan Recep Tayip Erdoğan ve arkadaşları “Milli Görüş Gömleğimizi” çıkardık tarzında beyanlarıyla yeni bir parti ile tarih sahnesine çıkmışlardı.
3 Kasım 2002 Genel seçimlerinde tek başına iktidar olan AK Parti, Türkiye'de Özal'ın başlattığı “Türkiye çağ atladı” olgusunun devamı olduklarını, yaptıkları “acil eylem planları”yla göstermeye başladılar. 1999–2002 yılları arasında ekonomik darboğazla uğraşan Türkiye'yi bir anda Milli ekonomisi hızla büyüyen, yabancı sermayenin hızla aktığı, milli gelirin fert başına birkaç yıl öncesine göre iki katına çıktığı, Avrupa'nın en büyük 6. büyük ekonomisi haline gelen bir Türkiye yarattı.

Ancak, onlar da 1982 Anayasası'na göre cumhurbaşkanı seçecekleri günü beklerken, bir anda Anayasa Mahkemesi'nin aldığı şok kararla neye uğradıklarını şaşırdılar. Kimi çevreler, kararın siyasi olduğunu söylerken, kimileri de karardan son derce memnun oldular. Üstüne üstelik 27 Nisan e-bildirgesiyle gelenek bozulmadı, 10 yıl sonra bir hükümet daha muhtıra yemiş oldu.

Ancak, görünen o ki halkın çok büyük çoğunluğu bu sefer tepkisini büyütecek. Hükümetin haksızlığa uğradığını, cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde diğer partilerin meclise girmeyerek, kendilerini temsil etmediği düşüncesinde. Bunun tek adresinin sandık olduğu gerçeğiyle herkes 22 Temmuz'u bekliyor.

Seçime sağduyunun hakim olacağından kimsenin şüphesi yok. 23 Temmuz sabahı sonuç ne olursa olsun, kardeşlik, barış ve huzur olsun. Bunun aksini düşünmek üçüncü dünya ülkesi olmakla eşdeğer. Oysa biz gözümüzü Avrupa'ya diktik. Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olan Türkiye, demokrasi alanında bu başarıyı inşallah 23 Temmuz sabahı gösterecek.

133 bin seçmen oy kullanacak
Genel seçimler için geri sayım yarın sabah oy kullanma saati ile birlikte sona ermiş olacak. Yarın yapılacak genel seçimlerde, Türkiye genelinde 726'sı bağımsız olmak üzere toplam 7 bin 395 aday yarışacak. 14 siyasi parti seçimlere katılacak. 85 seçim bölgesinin bulunduğu seçimde, 42 milyon 533 bin 41 seçmen, 158 bin 700 sandıkta oy kullanacak.
2002 yılı seçimlerinde 119 bin 40 seçmenin bulunduğu Bingöl'de bu rakam 2007 seçimlerinde 133 bin 616 seçmen bulunuyor. 2002'de kullanılan oy sayısı 93 bin 211, geçerli oy sayısı ise 88 bin 862 olarak belirmişti. 2007'nin sonuçları da 23 Temmuz sabahı ortaya çıkacak. Bingöl merkezde 66 bin 249 seçmen 257 sandıkta oy kullanacak. Toplamda ise 133 bin 616 seçmen 611 sandıkta oy kullanacak.

Oy Verme Saatleri
Her seçmen, hangi sandık seçmen listesine yazılmış ise ancak o sandıkta oy kullanacak. Oy verme işlemi Bingöl'de saat 07.00'da başlayıp 16.00'da sona erecek.
Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen oy vermenin bitiş saati geldiği halde sandık başında oylarını vermek üzere bekleyen seçmenler varsa, sandık kurulu başkanı bunları saydıktan sonra sıra ile oylarını kullanmalarına izin verecek. Ceza infaz kurumları ve tutukevinde oy verme saat 08.00'de başlayacak ve Yüksek Seçim Kurulunca başka bir süre belirlenmemiş ise saat 17.00'de sona erecek.

Parmaklar Yine Boyanacak
Oy verme işlemi tamamlanıp seçmenin imzası alındıktan sonra ve seçmenin sol el işaret parmağının tırnağı ile etinin birleştiği yer çıkmayan boya ile boyanacak. Görme özürlüler, felçliler, elleri eksik olanlar veya bu gibi bedeni aksaklıkları açıkça belli olanlar o seçim çevresi seçmeni olan ve o sırada sandık alanında bulunan akrabalarından birinin, akrabası yoksa diğer herhangi bir seçmenin yardımı ile oylarını kullanabilecek. Hamileler, hastalar ve özürlüler sıra bekletilmeden oylarını verecek.
Öte yandan bugün saat 18.00'dan itibaren tüm siyasi partilerin bayrak, poster ve afişleri indirilmeye başlanacak. Adayların seçim sürecinde kullandığı seçim araçları güvenli bölgelere çekilecek ve siyasi propaganda yapılamayacak.

BingolOnline / Bingöl Kent Haber

0