Savcı avcı: alparslan arslan ajanBir cumhuriyet savcısı düşünün. Halen görevde olsun ve Şemdinli iddianamesi nedeniyle görevden alınan savcı Ferhat Sarıkaya'yı savunup, onu meslekten uzaklaştıranlara meydan okusun. "Olmaz öyle şey” demekte haklısınız. Ferhat Sarıkaya bile çıkıp kendini savunmazken…
![]() İşin aslı bende bir kaç gün öncesine kadar sizden farklı düşünmüyordum. Ancak hafta sonu İzmir'e yaptığım seyahat bu konudaki düşüncelerimi bir anda değiştirdi. Çünkü yukarıda saydığım tezleri, hatta daha fazlasını cesurca açıklayan, bununla da yetinmeyip “karanlık ilişkileri” kitaplaştıran bir cumhuriyet savcısıyla tanıştım. Adı; Gültekin Avcı. Bayındır Cumhuriyet Savcısı. Meslek yaşamında 15 yılı geride bırakmış. Yemyeşil bir beldenin en tenha mekanında konuşmaya başlamadan önce soruyorum; -Gültekin Avcı ismini daha önce duymuş gibiyim. Sizi nereden tanıyor olabilirim? Cevap gecikmiyor. Meğer Gültekin Avcı, yanan Mercedes 403 otobüsler davasında görevlendirilen savcı değilmiymiş! “Sonra” diyorum, bu davadan sonra ne oldu? -Siirt'e gönderildim. Cezaevi savcısı olarak… Devam ediyoruz. Savcıya kitabını bir çırpıda okuduğumu söylüyorum. İçinde çok çarpıcı tespitler var. Bunları halen görevde olan bir cumhuriyet savcısının kaleme alması, olayı çok daha farklı boyutlara taşıyor. Hele ki Şemdinli davasından sonra Türkiye'de artık yürekli savcıların görev yapamayacağını iddia eden de bir cumhuriyet savcısı olunca… “Savcı Ferhat Sarıkaya'nın ihracıyla Türkiye'den savcılık müessesi ihraç edilmiştir. Adeta ülkeden cumhuriyet başsavcılığı teşkilatı yok edilmiştir! Açık söylemek gerekirse bundan böyle askeri yapılanmayı ilgilendiren soruşturmanın peşine giden bir cumhuriyet savcısı bu ülkede bulunamayacaktır! ” Bayındır Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, meslektaşı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihraç edilmesini bu sözlerle eleştiriken, çok önemli bir soruyu gündeme taşımış oluyor; “Acaba bundan sonra ucu askeri yapılanmalara uzanan soruşturmalar rafa mı kalkacak?” Savcı Gültekin Avcı'ya göre Şemdinli olayının ardından gerçekleşen Danıştay saldırısı, silahlı kuvvetler içindeki illegal yapılanmaları bir kez daha gün ışığına çıkardı. Ona göre iki olay arasında ortak yönler var. Bunlara çok fazla değinmeden konuşmasına başka bir çarpıcı iddia ile devam ediyor; “Danıştay saldırısı fevkalade planlı bir operasyonel istihbarat eylemidir. Bir likidasyon ajanı tarafından yapılan hem operasyonel hem de psikolojik harekatı gerektiren bir istihbarat eylemidir Danıştay saldırısı…” Peki amaç ne? Danıştay saldırısını planlayanlar, aslında ne yapmak istediler? Savcının bu soruya da bir yanıtı var. “Avrupa Birliği yolunda atılan adımları kesintiye uğratmak ve bu meclise cumhurbaşkanını seçtirmemek asıl amaçlar olarak sıralanabilir. Ama göz ardı edilmemesi gereken başka önemli bir nokta var. Bana asıl amaç bu gibi geliyor. Danıştay saldırısını planlayanlar, yeni bir 28 Şubat süreci başlatmak istediler!” Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı'nın bu anlattıkları, mesleğini nasıl etkiler; bunu şimdilik kestiremiyorum. Ancak sohbete son verip, oturduğumuz masadan kalkarken söylediği son söz; kendisine verilecek her türlü cezaya hazırlıklı olduğunu gösteriyor; -Ölüm tehditleri alıyorum. Biliyorum artık benim için her şey çok kritik bir noktada. Olsun! Bu can bu vatana feda olsun! *Meraklısına not: Bayındır Cumhuriyet Savcısı Gültekin Bayındır'ın Şemdinli ve Danıştay olaylarının şifrelerini yazdığı "Karanlık İlişkiler" adlı kitap birey yayınlarından satışa sunuldu. YORUM YAZIN ![]()
|
|