Solhan Toplum Sağlığı Merkezi Sorumlu Hekimi Dr. İsat, 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
İsat, “ AIDS, Acquired İmmuno Deficiency Syndrome kelimelerinin kısaltılması olarak ortaya çıkmış, ülkemizde ise Edinilmiş Yetersiz Bağışıklık Sistemi Sendromu olarak bilinmektedir. İlk AIDS tanısı 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri' nde bir hastaya konmuştur. O günden bugüne AIDS tüm dünya için bir sağlık sorunu haline geldiğini söyleyen Toplum Sağlığı Merkezi sorumlu hekimi Dr. Erdal İSAT, “ UNAIDS tahminlerine göre 2006 itibariyle dünyada 40 milyon erişkin HIV taşıyıcısı vardır. 2006 yılında yeni HIV vakalarının tahmini sayısı 4.3 milyon (3,6-6,6)dur. HIV/AIDS'li çocuk sayısının 2,3 milyon olduğu tahmin edilmektedir ve bu vakaların yaklaşık olarak 530.000'i yeni HIV(+) vakalarıdır. 2006 yılında AIDS'den ölen vaka sayısı ise yaklaşık 2.9(2.5-3.5) milyondur. Bu enfeksiyonların % 95'den fazlası gelişmekte olan ülkelerde meydana gelse de günümüzde HIV dünyadaki her bölge için bir tehdit unsuru halini almıştır. Afrika'nın bir çok ülkesinde özellikle sahra altı bölgesinde bulunan ülkelerde HIV/AIDS hala önemli bir tehdit unsuru oluşturmaya devam etmekle birlikte Kenya, Uganda ve Zimbabwe gibi sahra altı Afrika ülkelerinde başarılı kontrol ve tedavi programları ile azalma sürecine girmiştir. Epideminin 2. sıklıkta görüldüğü güney ve güney doğu Asya' da azalma sürecine giren ülkeler arasında Kamboçya ve Tayland bulunmaktadır. Bunların yanı sıra yaygınlıkta 3. sırada bulunan doğu ve orta Asya'daki trend özellikle damar içi madde kullanımına bağlı olarak artmaktadır” diye konuştu.
“Ülkemizde 1 Ekim 1985 – 30 Haziran 2007 itibariyle 2073 HIV/638 AIDS vakası olarak toplam 2711 vaka bulunmaktadır” diyen İsat, sözlerine şöyle devam etti:
“Cinsiyete göre dağılımda erkek vakaların sayıca kadın vakalara göre fazla olduğu görülse de özellikle üretken çağlarında bulunan 15-19 yaş aralığında genç kızlarda vakaların erkeklere oranla daha çok görülmesi dikkat çekmektedir. Vakaların % 69'unu erkekler oluşturmaktadır ve ülkemizde enfeksiyondan en fazla etkilenen nüfus grubu 25-39 yaş grubundadır. Enfekte olanların yarısından çoğu hastalığın korunmasız cinsel ilişki yoluyla kapmıştır.% 52 Homo/Biseksüel Cinsel İlişki toplam sayının %8'ni ve damar içi ilaç bağımlıları da toplam sayının %6'nı oluştururken, kan naklinden ortaya çıkan vakalar %2,3'te kalmaktadır. Metropol iller ile turistik illerde daha fazla vaka görülmekle birlikte, hemen tüm illerimizde vakalarımız mevcuttur. Bildirilen kişilerin %16'ı ise yabancı uyrukludur. AIDS, cinsel temas ve kan yolu ile geçer. Ayrıca mikrobu taşıyan gebe kadından doğacak çocuğuna bulaşabilir. Bugüne kadar kesin tedavisi ya da aşısı bulunamamıştır. AIDS mikrobu HIV adlı bir virüstür. Bu virüs, vücudun savunma mekanizması olan bağışıklık sistemini hasara uğratır. AIDS' e yakalanan kişiler, vücutları artık diğer mikrop ve hastalıklara karşı savaşamadığı için ölürler.”
AİDS mikrobunun belirtisinin 15 yıl gibi uzun bir zaman olabileceğini kaydeden İsat, “Vücudunda AIDS mikrobu olan herkeste AIDS' e ait hastalık belirtileri görülmeyebilir. Hatta bu belirtisiz süre 15 yıl gibi uzun bir zaman olabilir. Ancak mikrobu alan kişi, belirtisi olmasa bile başkalarına bulaştırabilir. Bir insanda AIDS mikrobu olduğunu belli edecek herhangi bir işaret yoktur. Bu insanların görünümü son derece normal ve sağlıklı olabilir. Aşırı zayıflama, çökkünlük gibi belirtiler hastalığın ilerlemiş son dönemlerinde ortaya çıkar. AIDS mikrobu bir insandan diğerine sadece belirli yollarla bulaşabilir. Cinsel ilişki ile: Vajinal, anal ve oral cinsel ilişki ile enfekte kadından erkeğe, enfekte erkekten kadına ya da enfekte erkekten erkeğe bulaşabilir. Kadına bulaşma riski erkekten daha fazladır. Bugün için dünyada ve ülkemizde HIV yayılımında en fazla rol oynayan bulaşma yolu; “heteroseksüel ilişkiler” dir. Kan yolu ile: AIDS mikrobu taşıyan kişiden kan, organ, doku vb. nakli ile, sterilize edilmemiş (mikroptan arındırılmamış) iğne, enjektör gibi aletlerin tekrar yada ortak kullanılması ile (özellikle damardan uyuşturucu kullananlar bu yolla mikrobu almaktadır) bulaşabilir. Ayrıca jilet, tırnak makası, dövme yaptırmak, kulak deldirmekte kullanılan kanamaya neden olacak aletlerin sterilize edilmeden kullanılmasında da ufakta olsa bir risk vardır. Bu yolla bulaşmalar tıbbi önlemlerle büyük ölçüde önlenebilmektedir. Enfekte anneden gebelikte, doğumda yada doğumdan sonra emzirme yoluyla bebeğine bulaşabilir. AIDS yukarıda sayılan yolların dışında günlük yaşam koşullarında sosyal ilişkilerden bulaşmaz. Çünkü AIDS mikrobu dış ortamda yaşayamayan, dayanıksız bir virüstür. AIDS mikrobunun kimde olduğunu bilemezsiniz, bu nedenle korunmasız her ilişkide risk olduğu bilinmelidir, kondom (prezervatif) kullanılmalıdır. Birden fazla kişi ile korunmasız cinsel ilişki yüksek AIDS bulaşma riski taşır. Hayat kadınları ile korunmasız cinsel ilişki yüksek AIDS bulaşma riski taşır. Korunmasız eşcinsel ilişki yüksek AIDS bulaşma riski taşır. Damar yoluyla uyuşturucu kullanımı yüksek AIDS bulaşma riski taşır. Günlük yaşamdaki sosyal ilişkilerle AIDS bulaşmaz. AIDS'e yakalananlar dışlanmamalı onlara destek olunmalıdır” şeklinde konuştu.