Şura kararlarına yök'ten sert tepkiYÖK ve Rektörler Komitesi, 17'nci Milli Eğitim Şurası'nda alınan kararları benimsemediklerini kaydetti
![]() 17'nci Milli Eğitim Şurası'nın üniversiteye giriş sisteminde uygulanan farklı katsayıyı “alan” formülüyle kaldırmasına YÖK ve rektörler komitesi tepki gösterdi. Rektörler Komitesi'nden yayınlanan bildiride Şuranın katsayıya ilişkin “temennisinin kesinlikle benimsenmediği” kaydedilirken, Yükseköğretim üst kurullarının iradesi dışında gerçekleştirilebilecek girişimlere karşı yasal zeminde gayret gösterileceği bildirildi. ÖSS'de bu konuda bir değişiklik yapılmayacağı da vurgulandı. YÖK Başkanı Teziç, Şuraya katılmamalarının gerekçesi olarak “Amaca hizmet edecek aracın içinde bulunmayı doğru bulmadık” derken, 15 yeni üniversitenin rektörlerinin belirlenmesine ilişkin yasa değişikliğinin siyasi iradenin üniversite kadrolarında etkin olma isteğinden kaynaklandığını ifade etti. Yüksek öğretim Kurulu (YÖK) ve Rektörler Komitesi, 17'nci Milli Eğitim Şurası'nda ÖSS'de uygulanan farklı katsayıya ilişkin alınan temenni şeklindeki kararın “Kesinlikle benimsenmediği”ni kaydetti. Ayrıca, ÖSS'de de bu yönde bir değişiklik olmayacağı belirtildi. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Şuraya, imam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye doğrudan geçişini sağlama amacını taşıdığı için katılmadıklarını kaydederken, 15 yeni üniversiteye rektör atamasına ilişkin çıkarılan yasa düzenlemesini siyasi iradenin üniversitelerde kadrolaşma isteğinden kaynaklandığını bildirdi. Rektörler Komitesi YÖK Başkanı Erdoğan Teziç başkanlığında sabah saatlerinde toplandı. Komite, 14-17 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen 17'nci Milli Eğitim Şurası'na ilişkin bir bildiri yayınladı. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç tarafından okunan bildiride, Şura'nın “İmam hatip lisesi mezunlarına uygulanan engelin aşılması” olarak ünlendiği belirtildi. Şura'nın bu yöndeki temenninin benimsenmesiyle sona erdiği ifade edilen bildiride, yaklaşan 2007 Öğrenci Seçme Sınavı sürecine ilişkin öğrencilerde ve yakınlarında doğabilecek tereddütleri gidermek amacıyla 2 maddelik bir karar alındığı kaydedildi. MESLEK LİSELERİ İLE GENEL LİSELER AYRI ALANLARDIR Bildiride, mesleki eğitim ile genel eğitimin amaçları, konuları ve fiziki alt yapıları bakımından farklı iki ayrı eğitim öğretim alanı olduğu, mesleki eğitimin uygulamaya yönelik özel bilgi ve beceriyle donatılmış ara insan gücü yetiştirmeyi hedeflediği, genel liselerin ise öğrencilerin üniversiteye hazırladığı vurgulandı. Bildiride, bu duruma karşın meslek liseleri ve öğretmen liselerinin eğitim fakülteleri, ilahiyat fakülteleri ile mesleki ve teknik eğitim fakültelerine öğrenci yerleştirmede özel avantaj sağlayan ek katsayı uygulamasına da tabi oldukları belirtildi. ŞURA KARARINI KESİNLİKLE BENİMSEMİYORUZ Bildiride, şura kararlarının zorunlu olmayan temenni niteliği taşıdığı karalar olduğu hatırlatılırken bu tür temenni kararlarının bile vahim sonuçlar doğuracağı meslek lisesi öğrencilerinin üniversiteye girebilme beklentisiyle mesleki eğitim ve öğrenimlerini sekteye uğratmaları tehlikesini doğurabileceği ifade edildi. Bildiride, şura kararına ilişkin kesin tavır ise şu cümlelerle ifade edildi.: “Rektörler Komitesi Türk yüksek öğretiminde ve ülkemizin insan kaynağı planlamasında onarılamayacak tahribata yol açacağı düşündüğü bu temenni kesinlikle benimsememektedir. ÖSS'DE DEĞİŞİKLİK YAPILMAYACAK Bunun gerçekleşmesi için yüksek öğretim üst kurullarının iradesi dışında girişimde bulunulması halinde, bu girişimleri engelleyebilmek amacıyla her zamanki gibi yasal zeminde bütün gayretleri sebatla sürdüreceğini ve yaklaşan öğrence Seçme Sınavında bu konuda değişiklik yapılmayacağını kamuoyuna açıklamayı bir görev bilir.” İHL'NE ARAÇ OLMAK İSTEMEDİK YÖK Başkanı Teziç, gazetecilerin şuraya katılmamalarını gerekçesini sorması üzerine kendilerine ulaşan belge ve dokümanlarda şuranın amacının meslek lisesi ve imam hatip lisesi mezunlarına üniversiteye doğrudan geçişi sağlamak olduğunun anlaşıldığını belirtti. Teziç, “Bu amaca hizmet edecek şuraya katılmayı yerinde görmedik. O aracın içinde bulunmayı doğru bulmadık. Bu temennilere ortak olmak istemedik” dedi. SİYASİ İRADE ÜNİVERSİTEDE ETKİN OLMAK İSTİYOR Teziç, 15 yeni üniversitenin kurucu rektörlerinin belirlenmesine ilişkin TBMM Milli Eğitim Komisyonunca hazırlanan ve Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilen yasaya ilişkin sorular üzerine de, bu yöndeki düzenlemelerin siyasi iradenin üniversite kadrolarında etkin olma istekliliğinden kaynaklandığını belirtti. Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç'ın yetkisi olmamasına karşın söz konusu taslağı hazırladığına dikkat çeken Teziç, “Yasa, siyasi iradenin kendi ağırlığını hissettirme amacını taşıyor” dedi. Teziç, yasal düzenlemelerde siyasi iradenin amacından önce kamusal amacın güdülmesi gerektiğini belirtirken, Cumhurbaşkanı Sezer'in değerlendirmesinden sonra kendileri açısından yasal girişimlerin de söz konusu olabileceğini anımsattı. Teziç, Plan Bütçe Komisyonu'nda YÖK ve üniversite bütçelerinin görüşülmesinde daima temsilci buldurduklarını söylerken, kendisinin görüşmeyene katılmayacağını ifade etti. PROFOSÖRÜN KEMALİZMİ ELEŞTİRİSİ BİLİMSEL ÖLÇEDE DAYANMIYOR YÖK Başkanı Teziç, bir soru üzerine de Kemalizmin “İlerlemeden çok gerilemeye tekabül eden” bir anlayışa dayandığını savunan Gazi Üniversite İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla'nın görüşlerinin bilimsel ölçüde dayanmadığını söyledi. YAYLA İÇİN İNCELEME Öte yandan Yayla'ya ilişkin Gazi Üniversitesi'nin Kemalizme ilişkin sözleri ve AKP Gençlik Kolları'nın paneline izinsiz gitmesinden dolayı inceleme ve soruşturma açıldığı, bu süreçler tamamlanana kadar, Yayla'nın derslere girmemesinin kararlaştırıldığı bildirildi ANKA YORUM YAZIN ![]()
|
|