Yaşam İçin Sivil Toplum Derneği Başkanı (YİSTOD) Başkanı Mahmut Buyankara, yaptığı yazılı açıklamada Bingöl'de oluşan su sıkıntısına değindi.
“Her yıl yaz aylarında Bingöl'de su sıkıntısı yaşanır ve nede olsa sadece 3 ay yaşıyorsunuz bu sıkıntıyı diyerek kimse ilgilenmez” diyen Buyankara, Bingöl'de bişey olmaz anlayışı, her alana hâkim olduğu gibi bu alana da hâkim olduğunu söyleyerek: “Üşendiğimizden midir? Nedendir bilinmez, ama herkes geçiştiriyor, kimse etliye sütlüye bulaşmak istemiyor. Bingöl Belediyesinin toplam 16 bin m3 depolama kapasitesi olan 4 adet depo yapmakta olduğunu geçenlerde basına yansıyan bir haber ile duymuş olduk. Ayrıca bir ikisine bizzat şahit oldum. Depolar Bingöl'ün 2 günlük su ihtiyacını karşılıyormuş. Herhangi bir arıza, kaza, Kürük suyunda meydana gelebilecek heyelan vesaire durumunda iki gün suyumuz var demektir. Peki bu depolar yeterli mi? Bence değil, kesinlikle çok daha ciddi önlemler alınmalı. 15-20 gün bir ay depolama kapasitesine ulaşılmalı” dedi.
“Kazmayı vursanız 2 metrede suyu bulacağınız bir şehirde su bulunamıyor”
‘Allah'tan Urfa veya Konya'da değiliz yoksa halimiz nice olurdu' diyen Buyankara: “Kaç dönemdir belediye başkanlığına seçilen yöneticilerimizin üstün becerileri ve öngörüleri sayesinde Bingöl gibi küçük ve her tarafından temiz derelerin aktığı, nereye kazmayı vursanız 2 metrede suyu bulacağınız bir şehirde insanlar içecek su bulamıyor. Allah'tan Urfa veya Konya'da değiliz yoksa halimiz nice olurdu. Bence bu susuzlukta asıl ilginç olan konu 3 Temmuz 2012'de Belediye Başkanının yerel basına yansıyan “İçme suyu şebekesinin yenilenmesiyle birlikte kaçak suyla daha etkin mücadele etmek için "Su Yönetim Sistemi" olarak da bilinen "Scala sistemini" devreye koyacağız. Bingöl'de kaçak ve kayıp su oranı yüzde 50 civarındadır” şeklindeki açıklamaları oldu. Aslında suyumuz var fakat özellikle sebze ekenler olmak üzere bahçesi olanların ekseriyeti kaçak su kullanıyor. (kullanmayanları tenzih ederim) Belki başka kesimlerde var ben bilemiyorum. Birde su patlakları ve arızlarının zaman kaybetmeksizin ivedilikle onarılması gerekiyor. Bildiğim bir-iki örnekten dolayı gerekli özenin gösterilmediğini biliyorum. Yeterli denetim yapılsa sorun çözülür ve Scala sistemini bir yıl daha bekleyip gecenin 3-4'ünde musluktan akacak bir damla suyu beklemek zorunda kalmayız. Muhtemelen bireysel olarak bir denetim yapsam kaçak su kullanan 50 kişi tespit ederim. Koskoca belediye herhalde bundan daha fazlasını yapabilir. Birinci ağızdan yüzde 50 oranındaki kaçak ve kayıp su olduğu söyleniyor. Demek ki murat nehrini şebekeye verseniz yine de yetmeyecek. Düzenli bir şekilde faturasını ödeyen ve buna rağmen yazın bu sıcağında, oruç ayında iftarda ve hatta sahurda bile su bulamayan vatandaşın ne suçu var” diye konuştu.
“Belediye kaçak su ihbar hattı oluşturup kamuoyuyla paylaşabilir”
Buyankara: “Öte yandan kaçak su kullanan insanlar bilsinler ki eğer Allah'a inanıyorlarsa Allah bunun hesabını onlardan soracaktır, inanmıyorlarsa da. Fakat biz istiyoruz ki oylarımızla seçtiğimiz, düzenli olarak ödemelerimizi yaptığımız Belediye de hesap sorsun, gerekli cezaları kessin ve cumhurun hakkını korusun. Bir yanda kaçak su kullanan az bir kitle öte yanda bütün bir şehir halkı. Sayın Belediyemiz scala sistemini beklemeden acil bir şekilde bu işe el atmalıdır. Bizlerde, evlerinin bodrumlarında/bahçelerinde, inşaatlarda vs. kaçak çekilmiş hatları kullananları ihbar ederek belediyeye elimizden gelen desteği vermeye hazırız. (örneğin belediye kaçak su ihbar hattı oluşturup kamuoyuyla paylaşabilir) Böylece kaçak oranını yüzde 20'lere 10'lara düşürürsek herkesin suyu akmış olur. Ne kadar çok depo yaparsak yapalım, yüzde 50 oranındaki kaçak ve kayıp suyu önleyemediğimiz sürece bu şehirde su sıkıntısı devam eder. Ayrıca şehir şebekesinden içme suyu verilen köyler muhtemelen, doğal olarak ve doyasıya bağ bahçe suluyorlardır. Bunlarla ilgili de gerekli önlemler alınmalı ve aşamalı bir şekilde şehir suyuyla ilişkileri kesilmelidir. Birileri kabak yetiştirecek diye insanlar içme suyundan mahrum kalmamalı” şeklinde konuştu.