Töre dizileri, mardin'de masaya yatırıldıGüneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde çekilen ve yöre halkı tarafından büyük bir tepki alan töre ve kan davalı konulu dizi ve filmler, Senaryo Yazarları Derneği tarafından Mardin'de masaya yatırıldı.![]() filmlerde işlenen konuların kentin imajını zedelediği gerekçesiyle tepki gösterirken, senaristler ise bu tür sorunların önüne geçmek için Mardin'de bir film ofisinin açılmasını istedi. Konferansta Mardin'le birlikte pek çok Güneydoğu ilinin film seti olarak kullanılmaya başlandığını belirten Vali Yardımcısı Kemal Kızılkaya, geçen aylarda Güneydoğu'da çekilen bir dizinin setine yapılan baskını da hatırlatarak, bölgede çekilen dizi ve filmlerin, bölgede yaşayan insanların hassasiyetlerini göz önünde bulundurmakla birlikte buradaki insanları bilinçlendirme veya eğitme prensibiyle çekilmesi gerektiği düşüncesine sahip olduğunu dikkat çekti. Burada yaşayan insanların kendilerini yansıtmayan senaryolara normal olarak tepki göstereceğine vurgu yapan Tarih Vakfı Yöneticisi Gürel Tüzün, "Sorun çok karmakarışık bir sorun değil, sorun ortada, hikayeler var, mekanlar var. Mekanların kullanılarak anlatıldığı filmler ve bu filmlerden incinen insanlar var. Hikayeniz bağlıyor burada yaşayan insanları. Burada çekim yapan arkadaşların buradaki insanlara karşı buradaki tarihe karşı bazı sorumlulukları var. Bu sorumluluktan kaçamazsınız. Hikayenizi özgürce anlatmak adına bu insanların tepkisini göz ardı edemezsiniz" diye konuştu. "FİLM OFİSİ KURULSUN" Senaryoların içeriğinden kaynaklanan sorunların önüne geçmek için buraya çekim yapmaya veya senaryo yazmaya gelen insanlara bir danışmanlık desteğinin verilmesi gerektiğini söyleyen Senaryo yazarı ve film yönetmeni Ezel Akay, "Burada Türkiye'nin ilk film ofisini açabilirsiniz. Bu ofis aracılığı buraya gelenlere hem rehberlik hem de bölgenin hassasiyetlerini anlatabilirsiniz. Köyde bunu yapamazsınız bundan hoşlanmazlar, Bu köydeki çekimler daha güzeldir. Alınacak izinler için bu prosedür izlenir" şeklinde konuştu. Bölgede çekilen bütün dizilerin, tamamen ticaret ve reyting kaygısıyla çekildiği, cahil bir kaç insanın bir araya gelerek bir tekniği kullanarak bir kanala para kazandırmak kaygısı olan bir iş olduğunu ileri süren İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim görevlisi Prof. Dr. Veysel Batmaz, "Bunun filmle, sanatla, senaryoyla, hiçbir alakası yok. RTÜK bu keşmekeşliğe müdahale edebilir. Bunun ifade özgürlüğü ile bir ilgisi yok. Dizinin çekildiği yerde eğer insanlar rahatsız oluyorsa yapılacak tek şey Valilik aracılığı ile RTÜK'e başvurarak dizinin durdurulmasını talep edebilir" dedi. SENDER Üyesi senaryo yazarı ve gazeteci Ege Gürgün ise çekilen dizilerde sahnelenen senaryoların en kolay yoldan ulaşılan ve hiçbir araştırma yapılmadan ucuz yollarla temin edildiği için sorunların yaşandığını söyledi. Dizileri ve filmleri masa başında oturan ve televizyon başında izleyerek eleştirenlere tepki gösteren senaristlerden Bora Kahyaoğlu, hiç kimsenin senaryo konularını sınırlandırma hakkının olmadığını söyledi. Konferansta konuşan İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Veysel Batmaz'ın, sözlerine de tepki gösteren Kahyaoğlu, "Bırakın Türkiye'de dünyanın hiçbir yerinde senaristlerin seçtiği konulara müdahale edilemez. Sayın profesörün söyledikleri ancak bir Hitler veya Missoloni Almanya'sın da yaşanabilir" diye tepki gösterdi. Toplantıda ayrıca söz alan vatandaşlardan Selman Çamurtaş, dizilerin bölgenin bu kadar sorunu varken sadece töre ve kan davaları üzerine yoğunlaşmasına tepki gösterirken, Sait Tunç ise öncelikli olarak toplumları sanatla eğitmek olan dizi senaristlerinin bölge halkının yanlışları ile baş başa bıraktığını ve olayları daha çok körüklediğini öne sürdü. Beş saatte yakın süren konferans sonunda ortak bir bildirinin hazırlanmasına karar verilmesi ile sona erdi. YORUM YAZIN ![]()
|
|