9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını öngören anayasa değişikliği ile ilgili, "Türkiye'de bölünmemiş müessese, bölünmemiş halk kesimi kalmamıştır. Bence ülkenin huzuru bozulmuştur" dedi.
Adalet Partisi'nin 47. kuruluş yıldönümü dolayısıyla DYP Genel Başkanı Çetin Özaçıkgöz ve beraberindekiler, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i Güniz Sokak'taki evinde ziyaret etti. Özaçıkgöz, meydanların Demirel'i özlediğini belirtti. Demirel'in oluşturduğu heyecan dalgasının artık olmadığını ifade eden Özaçıkgöz, "Sayın Demirel Türkiye'ye birçok eser kazandırmıştır. O yaratılan eserleri sat sat bitiremediler" dedi.
Süleyman Demirel ise, Türkiye gibi bir ülkeyi yönetmenin zor olduğunu belirterek, Türkiye'nin çok enteresan ve nazik bir coğrafyada bulunduğunu söyledi. Türkiye'nin geçmişten devraldığı birçok sorun bulunduğunu belirten Demirel, ancak Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin bir deha mahsulü olduğunu kaydetti. Eskiden gelen devlet anlayışının da etkisiyle iktidar ve muhalefetin çok partili sistemi sürdürme yolunda dalgalanmalar yaşadığını belirten Demirel, bu dalgalanmalarda kimin haklı kimin haksız olduğunun tartışılmasının gereksiz olduğunu savundu. Demirel, "İyisiyle kötüsüyle Türkiye'nin geçmişi hepimize aittir. Bir kısmını kabul edip bir kısmını reddedemeyiz" dedi. Türkiye'nin huzur içinde yönetilmesi, Atatürk'ün koyduğu istikamette yol alınması, laik, demokratik ve üniter cumhuriyetin korunması ve vatandaşlar arasında kardeşliğin korunması gerektiğini vurgulayan Demirel, demokratik bir Türkiye'de birlik ve beraberliğin önemli olduğunu söyledi. Karamsarlığa kapılmamak gerektiğini de ifade eden Demirel, "İçinde bulunduğumuz günler kaygılı günlerdir ama Türkiye Cumhuriyeti bunu aşacaktır" dedi.
LAİKLİK VURGUSU
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Demirel, başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını öngören anayasa değişikliğiyle ilgili olarak, bu konunun yeni olmadığını ve uzunca bir süredir tartışıldığını belirtti ve konu ile toplumun huzursuzluğa itildiğini savundu. Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu kaydeden Demirel, hukuk devletinde bu tür konuların tartışılmasının da normal olduğunu söyledi. Demirel, "Yapılan düzenlemeler sonucu bir ülkede, toplumun bir bölümü huzurluyken diğer bölümünün huzursuz olması iyi bir şey değildir. Türkiye'de böylesine bölünen kesimlerin yeniden birbirini anlaması, birbirini kabul etmesi ve birbirine karşı bir zıtlaşmanın içine girmeden yola devam etmesi zaman alacaktır" dedi. Demokratik cumhuriyetin laiklik ayağının tartışma içine girdiğini öne süren Demirel şunları kaydetti
"Anayasada değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez olarak nitelenmiş bulunan bu ayağın yandan dolaşarak zedelenmesi şeklinde iddialar vardır. Bu iddiaları temize çıkaracak olan yine ülkenin hukuk sistemidir. Mesele TBMM'nin çıkardığı kanunla bitmiyor, ondan ileride Anayasa Mahkemesi var. Anayasa Mahkemesi'ne gidilmesi söz konusudur. Beklenecektir, mahkeme karar verecektir. Daha önce verdiği kararlar var. Yargı organlarının verdiği kararlar var. Daha önce de söylediğim gibi hemen hemenTürkiye'de bölünmemiş müessese, bölünmemiş halk kesimi kalmamıştır. Bence ülkenin huzuru bozulmuştur. Bir ülkede baroları, üniversiteleri, siyaseti bölmek ve halkı bir evin içinde dahi bölmek suretiyle elde edilecek netice, herhalde sevinilecek bir netice değildir. Başka bir şeyi tartışmaya gerek yok, her şey neticesi ile ölçülür. Neticede ülkede huzursuz bir Türkiye yarattınız mı, yaratmadınız mı? 'Yarattık'. Ülkede bölünme yarattınız mı, yaratmadınız mı? 'Yarattık'. 'Huzursuzluk
ve bölünmenin önemiyoktur' diyenin alnını karışlarım. Yarattınız, bu hoş bir şey değildir, ıstırap içerisindeyim, fevkalade üzgünüm."
Cumhuriyetin kendini taşıyacak güce sahip olduğunu belirten Demirel, "Demokratik, laik cumhuriyete yönelik bir tehdit olduğunu halkın bir kısmı ve kurumları seziyor ki tedirgin oluyor. Bu dahi Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet taşıyabilme gücünün olduğunun işaretidir. Hiç kimse bugünkü düzeni başka bir düzene çeviremez. 'Bundan sonra ne yaparlar, acaba başka şeyleri de birer birer değiştirmek suretiyle rejimi değiştirebilirler mi?' Hayır, onu yapamazlar, kimse yapamaz" diye konuştu.
Başörtüsü konusunun ileride kamuda çalışanlar için de gündeme getirilmesi halinde büyük sıkıntılar ve bölünmeler olabileceğini de belirten Demirel, kendisinin 1970'li yıllarda başbakan olduğunu hatırlatarak, "Üniversitede okumak, Türkiye'de zaman zaman büyük sıkıntılar geçirdi. Türkiye'de üniversiteler okunamaz hale geldi şu sebepten, bu sebepten, o sebepten. Gencecik çocuklarımız birbirlerini kırdılar, geçirdiler. İnşallah o durumlara düşmez Türkiye" dedi.
İHA
