Bingöl M Tipi Kapalı Cezaevinde geçirdiği ağır hastalıklardan dolayı hayatını kaybeden Orhan Dursun'un ağabeyi Ramazan Dursun konuştu. Kardeşinin mide kanseri olmasına rağmen sağlıklı bir şekilde tedavi edilmediğini ileri süren Dursun, cezaevi yönetimine sitem etti. ‘Hücre cezalarıyla kardeşimi öldürdüler' diyen Dursun, cezaevi yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.
Kardeşi Orhan Dursun'un cezaevi disiplini yönetimi tarafından defalarca hücre cezasına çarptırıldığını ifade eden ağabey Dursun: “Kardeşim cezaevinde iken geçirdiği rahatsızlığa rağmen disiplin kurulu tarafından defalarca hücre cezasına çarptırıldı. Kardeşim, disiplin kurulunun hücre cezalarına itiraz etti fakat infaz hâkimliği, cezaları teker teker onadı” dedi.
“KESİCİ ALET İÇERİYE NASIL GİRDİ!”
Orhan'ın kesici alet bulundurma suçundan Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada 2 yıl hapis cezası ile 5 gün hücre cezasına çarptırıldığını, görevli bir gardiyan ile hastanede tartıştığı gerekçesiyle disiplin kurulu tarafından yine 7 gün hücre cezasına çarptırıldığını ifade eden Ağabey Dursun: “Kardeşim cezaevinde iken rahatsızlandı. Durumu kötüleşince görevli gardiyan kontrolünde Bingöl Devlet Hastanesine götürüldü. Bu esnada gardiyan ile tartıştığı ve tehdit ettiği ileri sürülerek, disiplin kurulu tarafından hücre cezasına çarptırıldı. Kardeşim buna karşılık İnfaz hâkimliğine itiraz etmiş, fakat cezası onanmıştır. İnfaz hâkimliği tarafından onanan cezanın ardından tutanağın bir örneği bize ulaştı. Kardeşim verdiği ifade de hasta olduğunu, kimsenin ona inanmadığını söylemiş. Orhan'ı tedavi eden doktor da ifadesinde aynı beyanı kullanmıştır, fakat buna rağmen hücre cezası verildi. Öte yandan kesici alet suçlamasıyla 2 yıl hapis cezası ve yine hücre cezası verildi. Oysa kardeşim ifadesinde aletin kendisine ait olmadığını, oda değişikliği yapıldığı esnada kardeşim ile aynı odada bulunan bir mahkûm tarafından bir diğer odada bulunan mahkûma iletilmesi için kardeşimin eşyaları içerisine bırakılmış. Aslında buradaki temel konu kesici aletin kime ait olduğu değil, cezaevine nasıl girdiğidir. Eli kolu bağlı mahkûmlar içeriye nasıl kesici alet sokabilir ki? Bunun da araştırılması gerekir” diye konuştu.
“OTOPSİ RAPORU ÇIKINCA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM”
Kardeşi Orhan'ın tedavi edildiği Elazığ'da yaşamını yitirdiğini ifade eden Dursun, yapılan otopsi sonucunu beklediğini ifade ederek, cezaevi yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Dursun: “Kardeşimin mide kanseri ve kalın bağırsak sorunları gibi ağır hastalıkları bulunuyordu. Bunu defalarca dile getirmesine rağmen hastanede sağlıklı bir şekilde tedavi edilmemiştir. Kardeşim mide kanaması geçirdiğinde bize ‘gıda zehirlenmesi geçirdi' dediler. Hastanede mide kanaması geçirdiğini öğrendik. Kardeşim hastanede tedavi altına alınmadan önce 5 gün cezaevi revirinde tutuldu. Mide kanamasının ardından Bingöl Devlet Hastanesi'ne götürüldü. 2 ay içerisinde rahatsızlığı nedeniyle cezaevinden Bingöl Devlet Hastanesi'ne 20 kez gitti. Burada sadece ağrı kesici iğne yaparak geri gönderildi. Bu da ağrılarının artmasına neden olmuştur. Bingöl'de yanlış bir tedavi uygulanmıştır. 3 gün Bingöl Devlet Hastanesi'nde yoğun bakıma alındı. Yoğun bakımda ameliyat edildi. Sonraki gün Bingöl'den Elazığ'a sevki yapıldı. İhmal ve gecikmeli tedaviler yüzünden kardeşim sevk edildiği Elazığ'da hayatını kaybetti. Şimdi otopsi raporunu bekliyorum, rapor çıksın tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağım” şeklinde konuştu.
Dursun, geçtiğimiz yıl tünel kazarak cezaevinden firar eden 18 mahkûmun ardından cezaevinde işkencelerin arttığını ifade ederek, kardeşinin de kötü muameleler ve ihmaller yüzünden yaşamını yitirdiğini söyledi.