Seni özledik doktor abiBu yazıyı birkaç gün önce darı dünyadan dar-ul ukbaya teşrif eden, hayatımıza anlam kazandıran canım abim, Risale-i Nur aşığı, Dr. Ubeydullah Ayan'ın anısına duygularımı yazmayı kendime bir borç bildim. Ayrılık, hayatta yaşanması en zor, ama her insanın muhakkak yaşadığı veya yaşayacağı sahnelerden biridir. Gözyaşı ve veda sözleriyle biran önce atlatılmak istenir bu sahne. Bazen de dillerin konuşamadığı, sadece gözler ve gönüllerin konuştuğu biran olur ayrılık. Gerçek hayatta kimi ayrılıklar vardır. Bir daha kavuşma ümidiyle ayrılırsınız sevdiklerinizden. Ama kimi ayrılıklar da vardır ki bir daha kavuşmak söz konusu değildir. Ayrılırsınız... Ve ayrılırsınız. Kavuşmak mı? Belki... Ama kim bilir, nerde ve nasıl? Ölüm de böyle ayrılıklardan birisi. Ayrılıkların en acısı belki... Belki de, tam tersi, kavuşmak Sevgili' ye. Görünüşte fani dünyadan, fani sevdiklerinizden ve artık değer ifade etmeyen malınızdan, mülkünüzden ayrılırsınız. Ama iyi hazırlanmışsanız bu âna, işte o zaman bu, ayrılıktan çok kavuşmaktır, fani olmayan Yâr' e ve ebedi hayata. Bu da ayrılığın bir başka boyutudur. Doktor abimde rabbimin izni ve inayeti ile gerçek sevgiliye kavuşanlardandır. İnşallah… Ne seni unutacak kadar zaman geçecek, ne de geçen zaman seni unutturmaya yetecek. Bırakıp gitsen de unuttuk sanma, zaman alışmayı öğretir unutmayı asla. Çünkü sen bizlere öyle bir yaşam verdin ki zihinlerimize nakkaş misali mutluluğu hayat dolu olmayı sevgiyi saygıyı nakşettin. Biz senin üzüldüğünde, kederlendiğinde, derinlere dalıp” hawar delal hawar delal” deyişini özledik. Biz senin İçtima-i dersler kitabı yastık altı değil koltuk altı kitabınız olsun kerata deyişini özledik. Rahmetli Barış Mançu'nun seslendirdiği bir şarkıda; akşam olunca kuşlar dönerken bir hüzün çöker dolar gözlerim, ıssız ovaya yağmur inerken bir hüzün çöker dolar gözlerim, kim aramış kim bulmuş dertlerine çare, ölüm Allah'ın emri ayrılık olmasaydı. Tıpkı bu şarkı sözlerinde dediği gibi abim senin gidişinde içimizde derin yaralar bıraktı. Ama biz biliyoruz ki Rabbimin izni ve inayetiyle senin aramızdan ayrılışın Mevlana misali Yaradan'a kavuştuğun gün, Efendimiz (SAV),Üstadımız Bediüzzaman Said-i Nursi'ye komşu oluşunun bir başlangıcıdır. Biz senin neşe dolu yaşantını, bizi bir arada tutan köprü misali civanmertliğini özledik abim. Biz senin sana sorduklarında abi Meryem, Zehra nasıllar? Sen de altını çize çize Meryem değil Meryem Ana Zehra değil Fatıma-tüz Zehra diyen şefkat dolu örnek babalığını özledik. Yaşamayı yaşatmayı, gönüllere taht kurmayı sende gördük. Zor olacak sensiz yaşamak, bak yine bayram geliyor abim. Senin çok sevdiğin köyümüze gideceğiz, kurbanlarımızı keseceğiz ama bu bayram yoksun yanımızda. Sensiz çok zor geçecek abi bu bayram. Biz senin bayramda çocuklara para vermek için kerata bana borç ver bayramdan sonra sana veririm deyişini özleyeceğiz abi. Emanetlerin emanetimiz, Rabbimin izniyle aldığımız son nefese kadar Meryem bizim Meryem Anamız, Zehra bizim Fatıma-tüz Zehra'mız olacak. Sözün özü biz seni çok özledik, çok özleyeceğiz doktor abimiz… Mekânın Cennet makamın Makam-ı Mahmud olsun… Hamza AYAN / Sosyolog YORUM YAZIN ![]()
|
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ 14 Kasım 2017 Söz ile icraat09 Kasım 2017 Sahipsiz bir şehir bingöl07 Kasım 2017 Iş-kur ile yoksullaşmak!31 Ekim 2017 Adam olacak çocuk
|