Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, Bitlis ve Elazığ İli Arıcak İlçesinde PKK'lılar tarafından kaçırılan köy korucularına yönelik yazılı basın açıklaması yaptı.
“90'lı yıllarda örgüt ideolojiyi savunurken, şimdi iş tamamen mafyalaşmaya çeteleşmeye dönüşmüştür” diyen Sözen: “Kimin kimle sorunu varsa hesaplaşmayı örgüt adı altında yapmaktadır. İş tamamen menfaate, uyuşturucu ve kara para ticaretine dönüşmüştür. İnsanlar üzerinden çok büyük pazarlıklar rantlar dönmektedir. Geldiğimiz noktada herkes her şeyi görmesine rağmen sorumluluk sahibi olan insanlar üzerlerine düşen görevi yapmamaktadırlar. Bakın dün Bitlis'te korucumuz kaçırılıyor gündüz ortası jandarma Valilikten operasyon izni istiyor ama maalesef Vali operasyon izni vermiyor” dedi.
“GENELKURMAY'IN ÇARESİZLİĞİ!”
Açıklamasında, Bitlis'te yaşanan kaçırılma olayının ardından Genelkurmay tarafından yapılan açıklamaya yer veren Sözen: “İşte Genelkurmay Başkanlığımızın konuyla ilgili açıklaması ‘Bölücü terör örgütü mensubu 10-15 terörist tarafından Çeltikli köyü-Bitlis karayolu kesilerek üç araç durdurulmuştur. Teröristler tarafından; sürücülüğünü Çeltikli köyünde görevli geçici köy korucusunun yaptığı araçta bulunan sekiz şahıs araçtan indirilmiş, bir geçici köy korucusu kaçırılmış, dört adet cep telefonu gasp edilmiş, diğer şahıslar ve araçlar olay yerinde serbest bırakılmıştır. Olayla ilgili planlanan operasyon, il valisinin onayını müteakip icra edilecektir'' Genelkurmayımızın bu açıklamasında görüldüğü çaresizliğin ifadesi vardır. Bu kaçırılan korucumuz şehit edilirse Vali bunun hesabını nasıl verecektir. O zaman bu korucumuzun katili örgüt suç ortağı da Vali olmuş olur. Bu olayla ilgili içişleri bakanlığı derhal soruşturma başlatıp soruşturmanın selameti açısından Vali açığa alınmalıdır” ifadelerine yer verdi.
“ÇÖZÜM SÜRECİ KORUCULARIN İDAM FERMANI SÜRECİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR”
Korucu camiası üzerinden siyaset yapılmaması gerektiğini ifade eden Sözen, şunları kaydetti: “Çözüm süreci korucuların idam fermanı sürecine dönüşmüştür. Bu böyle devam ederse hangi ilde korucumuz kaçırılırsa biz korucu camiası olarak kıstasa kıstas yoluna giderek o ildeki BDP ve HDP il başkanlarını rehin alırız. Yeter artık sabrımız kalmamıştır. Korucularımıza bu ülkede üvey evlat dördüncü sınıf vatandaş muamelesi yapılmaktadır. Korucularımız artık isyan etme aşamasına gelmiştir. Bu korucunun sahibi kimse çıkıp bu olaylarla ilgili önlem almalıdır. Korucularımız kaçırılıyor İçişleri Bakanlığından ses yok. Korucularımız şehit ediliyor İçişleri Bakanlığından ses yok. Devlet yetkililerine açıkça sesleniyorum, bu iş bireysel kan davasına dönüşmeden bunun önlemini alın yoksa yarın ipin ucu elinizden kaçar ve geri dönüşü olmayan büyük olaylar yaşanır. Barış varsa hepimiz barıştan yanayız. Huzur varsa hepimiz huzur istiyoruz. Kardeşlik varsa hepimiz kardeşiz. Korucularımızın barış süresi boyunca en ufak olumsuz bir olayı karıştığını duyan gören var mı? Biz bu sürece saygı gösterirken birileri saygısızlık yapmaya devam ediyor ve bu saygısızlıkları yanına kar kalıyor. Kardeşlik te düşmanlık ta tek taraflı olmaz. Bir taraftan kardeşlik var diyeceksiniz sonrada insanlarımızı öldürmeye devam edeceksiniz. Sayın İçişleri Bakanımız kendi kardeşi kaçırıldığında hangi tepkiyi verecekse korucularımızın da kaçırılma olayına aynı tepkiyi vermesini bekliyoruz.”