KİM KİMDİR FİRMA REHBERİ Hemen Üye Ol Üye Girşi
Uye Girişi
Giriş
Beni Hatırla
Yeni Üye Kayıt
Haber sitemizin aktivitelerinden yararlanmak için üyelik başvuru yapın.
Hemen Üye Olun
Uye Hizmetleri
 
02 Mayıs 2024 Perşembe
°C

Stk'lar amacından sapıyor!

Üyelerinin ekonomik, sosyal, kültürel ve demokratik alanlarda yaşanan hak ve ihmallerini korumak misyonuyla kurulan sendikalar ve çeşitli konularda değer üretmek, sorunları dillendirmek temelinde kurulan sivil toplum örgütleri, genelde Türkiye, özelde ise Bingöl’de amaçlarının dışında hareket ediyor. Karaarslan, ‘Solcu, sağcı iktidarcı, muhalefetçi’ gibi kategorilere bölünen sendikaların durumuna, ‘sendika hiçbir zaman mevcut statükonun yâda yasanın sendikası olmamalıdır’ sözleriyle dikkat çekti.

Stk`lar amacından sapıyor!
20 OCAK 2015 SALI 19:44
0
2343
11
AA aa

Bingöl'deki sivil toplum örgütü sayısı 200'e dayandı. Çeşitli temeller üzerine kurulan STK'lar, aktif olarak memleketin refahı için çalışmakta yerine, çeşitli konularda ideolojik fikirler temelinde basın açıklamaları yaparak kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar.

İlin kalkınması, değer üretmek, kentin çeşitli sorunlarını dillendirmek, aktif olmayan STK'ları harekete geçirmek gayesiyle yakın zamanda kurulan ‘STK'ların ortak platformu' bir süre ayakta kaldıktan sonra ‘siyasi gayelerden' dolayı yok oldu.

‘MİLLETVEKİLİ BELİRLEME, VEKİL OLMA' GAYESİ

Oluşum içerisinde bulunan bazı isimler/kesimler, kısa süre sonra siyasi arenada belirgin olmak için çaba sarf edince, tüm gaye ‘memleket sevdası' olmak yerine ‘pazarda iplik yarışına' döndü.

STK'ların ortak Platformu'nda yer alan TEMA Bingöl Temsilcisi Cuma Karaarslan ile platformun dağılışını konuştuk.

Platform içerisinde yer alan STK'ların önce varlık sebeplerini unuttuğuna işaret eden Karaarslan: “Sonra seçime ve geçime karışınca işler pazarda iplik yarışına döndü. Birileri biraz öne çıkınca ya milletvekili olmaya, yâda milletvekilini biz belirleyeceğiz demeye başladılar. Ben bu nedenle sadece suya toprağa dokunarak seçimle geçim arasında kalmamaya özen gösterdim. Bu siyaset belirleme hadsizliği ve siyasete girme haddi, işini unutan ve erteleyen insan ve STK sayısını arttırdı. Adeta bir isim muamması ile ‘ne iş olsa yaparım, ama bir işi de sonuçlandırmam' der gibi toplumun gözüne baka baka vitrine oynama hepimize zarar verir. Ben STK olarak toplumun siyasi yâda başka bir meselesine sadece savunduğum evrensel değerler zora ve zarara uğradığında karışırım, seçimi ben yapmıyorum, halk yapıyor ve herkesin sadece bir oyu var. Herkes bu oy mukabilinde siyasi müdahildir. Bunun adı demokrasi ve şu anda en geçerli model bu. Sivil toplum siyasileştiği gün biter. Demokraside kural vardır, bir oy vardır. Kural budur ister beğenin ister beğenmeyin” dedi.

“STK'LAR DEĞER ÜRETEREK VAR OLUR”

STK'ların değer üretmek var olacağına işaret eden Karaarslan: “Bizim bakış açımız şöyle; size göre değerli olanın başkasına göre değeri yoksa bu taraflılığa işaret eder. Bir sivil toplum oluşumunun kendisine taraf olana sahip çıkması kendisi için önemli olabilir ama umum açısından hiçbir değeri yoktur. Eğer siz evrensel ortak değer üreten bir şeye sahip çıkıyorsanız ve bu koşulsuz İnsanlık adına ortak değer üretiyorsa o zaman varlığınızın dayanakları oluşacaktır. Mesela toprağı seversiniz toprak herkesin ortak faydasınadır dersiniz. Bu değeri korumanın ve geliştirmenin başka bir yolu var mı diye çareler üretirsiniz. En değerlisi ortak değerlere konu talan, yanlış bilgi, yanlış müdahale ve enformel yaklaşımların önüne geçerek insanların bilinç düzeyinde ve yöneticilerin farkındalık düzeylerinde değişim yaratabilecek nüveler taşımalısın” dedi.

STK'ların siyasi yâda ırki bir meseleyi ön palana taşımakla sivil toplum olmaktan çıkarak, örgüt yapısına bürüneceğini vurgulayan Karaarslan: “Bütün bu siyası, sosyal ve Irki unsurları varlık olarak kabul eder ve önemserim elbette, ama kendi varlığını başkasının yok oluşu üzerine bina eden anlayışları anlamakta zorlanırım. Yani bir düşünce kendimize hayat hakkı veriyor ve başkasının hayat hakkına göz dikiyorsa orda iki şey yanlıştır, biri düşüncem, diğeri kendim. Ne olursak olalım evrensel değerler ile ne için çabaladığımızı samimi olduğu müddetçe önemserim. Bu nerede yaşarsak yaşayalım bizim aramızda yâda başka coğrafyalarda yaşayan tüm insanlığa bir evrensel bağış gibi bir ruh olmalı, Dinler arası, Irklar arası yada coğrafyalara arası farklılıklar tatlı bir rekabeti ve öğretimizi güçlendirici olmalı. Aksi ve saygı içermeyen ve büyük yâda küçük toplulukların değer verdiği ve inandığı asli unsurlara saldırmak yada onlarla alay etmek evrensel bakışımızı yitirişimizden ve aşırı fanatik tarafgirlik ruhuna kapılmamızdan geliyor. Kuruluş amacına uygun kurulmuş olsalar da başka amaçlara hizmet ederek bulundukları STK kuruluşları araç olarak kullananlar, hem kendilerine hem de STK anlayışının toplumsal tabana yayılışı önünde en büyük handikapı üretmiş olurlar” ifadelerine yer verdi.

“GAYE HİZMET DEĞİL, MENFAAT”

Bingöl'ün STK sayısının Türkiye ortalamasının üzerine çıktığını ifade eden Karaarslan, birçok STK'da gayenin ‘hizmet' değil menfaat olduğunu söyledi.

“Ya müdür olmak ya milletvekili olmak için ya da bir yerlere gelebilmek için o sivil toplum sürecinden geçmeyi kendimize zorunluluk kılmışız” sözleriyle durumu özetleyen Karaarslan: “İnanmadan yapıp asıl yapacaklarımızı en sonraya nihai hedefe ertelemişiz, galiba işimizi yapıp geri çekilmek yerine, işimizi göstermelik yapıp, daha ileriye göz dikince fukaralık ve yoksunluk birlikte toplumun her kademesine yayılıyor. Yapın ve geri çekilin. Dinginlik, metanet, sabır, yapınca balık bilmezse Halık bilir anlayışı ile tek yol üretmek lazım. STK'lar Kendi harcamasıyla da değil, başkalarının, devlet ve diğer kaynaklar, sponsorparası dernek veya vakfın parasıyla yapılacak işleri kendi paraları ile yapıyormuş gibi yapabilecek özü yakalamalı. Ortada fiziksel bir aktivite olmadan gündeme oturmak ya da halkın yanında yer alıp benimseyen bir çok STK ben insan haklarını savunuyorum ve hep buradayım, çevreyi savunuyorum buradayım ve çevrenin sorunu var oldukça ben de buradayım demesine rağmen bir süre sonra savunduğu değerleri unutup kendi STK'sını savunmaya ve korumaya başlıyor.Sivil toplum eğer hem senin ve hem ötekinin ise sivil toplum kuruluşudur. Biz çevreyi, toprağı, doğalvarlıkları, Suyu ağacı önemseyen bir vakıfız. Bunu söylerken bunun bir tarafı yok. Her görüş ve her kesimin toprağa suya ve ağaca ihtiyacı var. Bunu hep beraber de yapabiliriz tek başımıza da devam ettirebiliriz. Ama biz toplumsal bir tabana yaymak siyaset üzerinde farkındalık üreterek yasaları çıkarma dayatması bilinciyle yapıyoruz. Küçük ama güzel etkiler üretiyoruz. Tüm STK' ları suçlamıyorum elbette sayılarınca ve var olma amaçlarınca olgun değerler üreten Bingöl de de başka alanlarda da kamu yararı ve insan yararı saygınlığını ortaya koyan pek çok STK var. Ben bu oluşumları bekleyen tuzaklar ve sadece amacının ötesine göz diken ve buraları bir araç olarak kullanan kişileri suçluyorum.

“İNSANIN HAKKI EVRENSEL DEĞERDİR”

İnsan yeryüzünün en değerli varlığıdır. Tüm mülk melekût ve ceberutun evrensel öğretisinin aynasıdır. Bu anlamda zalimin hakkı hariç her mazlum ve haksızlığa uğramış kişinin hakkını savunmakta evrensel bir erdemdir. Haksızlığa uğrayanın ırkı dini aidiyeti ne olursa olsun sahiplenilmeli, Ben insan haklarının sağcısını solcusunu anlayamıyorum. Siz anlıyor musun bir insana bir şey oluyorsa bir hak derneği susuyor, öteki konuşuyor, diğer insana bir şey olunca diğeri sustu öteki konuştu, adeta bir tiyatro gibi. insan hakları her kesi her kesimi hatta doğayı ve içindeki alemi tümüyle haksız bir anlayışa karşı korumak ve hatta farkındalık düzeyini arttırmak olmalı.

“STK'LAR YÖNETİCİ DEĞİLLERDİR”

Yönetenlerin farkındalığını ve çalışmalarını motive eden kurumlar olmalıdır. Bu amaçla olsalar bile kaybettikleri ve altından kayan zeminleri tarafgirliklerinden dolayı güvensizliği de birlikte yaratmıştır. Bunun için STK'ların yeniden inanan ve erdem yüklü ruhları inançları ile sınır tanımayan bir hal ile meselelere yaklaşımı önemlidir. Yani STK yada her birey toplumun vicdanını taşımayı, savunduğu değerleri yereli ile değil tüm evren ile örtüşen değerler ile yaklaşımını ortaya koyabilmeli, tıpkı Fırat'ın kenarında bir kuzunun bir kurdun aç kalması yada zulme uğramasını kaygı edinen değerler gibi bizde göğe bakıp sınır ötesi hepimize insanlığa yarayan değerleri arttırmalıyız.”

“ESKİDEN SENDİKALARIN RENGİ KIRMIZIYDI”

Sendikaların var oluş gayesine dikkat çeken Karaarslan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ülkemizde garip şeyler oluyor tıpkı insan hakları ve diğer alanlar gibi birde sendikalarımız var. Solcu, sağcı iktidarcı, muhalefet vs. Bakın sendika hiçbir zaman mevcut statükonun yâda yasanın sendikası olmamalıdır. Sendika kendi mecrası içerisinde özellikle kendi üyelerinin özlük haklarını kullanmak ve kullandırtmakla mükellef ve üyelerinin haklarını koruyan bir kurumdur. Yani bunu kime karşı yapacak elbette hükümete ve mevcut idareye karşı yapacak. Peki idareden iktidardan yana ise ne yapabilir ki. Türkiye'de sendikalar önce fikir sonra tarafgirlik tuzağında debeleniyor. Bir zamanlar iyi hatırlayın kırmızı sarı ve beyaz diye ayrıldık. Sarıya bile ihanet sendikaları derler, kırmızı olması gerekirdi. Kırmızı yani hani kırmızıdan kasti bugünkü kırmızı çizgileriniz değil renk olarak muhaliftir kırmızı. Sarardığınızda bozulmaya başlamışsınızdır. Beyazsa hiç sendika değilsinizdir demektir. Sendikanın rengi kırmızıydı. Yani statüko için sendika değil o statükonun yanında olsa da kendi üyeleri yada toplumun menfaatine olan kişi yada eş kurumlarda olmak daha iyi Sivil toplumu da aynı kategoriye koyuyorum şimdi dindarın hakkı tek başına savunulamaz sağcının yada solcunun hakkı tek başına savunulamaz kürdün yada Laz'ın Çerkez'in Türkün hakkı değil, tüm insanlığın hayvanın çevrenin ötekinin diğerinin evrensel değerlerde oluşan STKlara ihtiyacımız var.

SİYASET VE STK MESLEK OLUNCA TOPLUMUN YIKILIŞ DÖNEMİDİR

Çünkü herkes vitrinde herkes toplumu kandırmanın gidişatı içerisinde. Bütün mesele milletvekili olma aday olma aday adayı olma belediye başkanı olma müdür olma gibi gidişata döndü. Ne yazık ki Toplumun inancını, örfünü, geleneğini kullanıp ve bir anlamda toplumu hiçe sayan ve toplumun garibanlığını kullanan insanların hayatlarına biraz erdem ve değer katma zamanı geldi. Toplumun her kademesinde her değeri, içsel derinliği olmadan kullanmış ve hala bukalemunca siyaset ve riyaset yürüten mekanizmalar var. Ben 50 yaşındayım nerdeyse Bingöl'de iktidarın hiç değişmeden devam ettiğine şahidim. Birçok insan gibi hepimiz yaşadığımız beldeyle ilgili sorumluluklarımızı yerine getirmediğimiz sürece istediğimiz kadar maskeli yaşam seçersek seçelim sonuçta kendimiz olmadan değer üretmemiz mümkün değil. Her dönemde aynı yerde olanların başarılı görüldüğü bir anlayış inanç zeminini de kaybeder. Bu her dönem aynı yerde kalanların iki yüzlülükleri ve riyakarlıklarının başarısıdır. Bingöl'ün örneği de böyledir. Dönemsel olarak bakın. Bu parti geldi birileri dışarıda kalır öbürü gelir diğerleri dışarıda kalıyor. Sahayı kullanan iki taraf arasındaki değişim gibidir. Bir taraf imtina eder dışarıda kalır. Neden kalıyorsun. Mahalle değilmi burası, hepimizin değil mi? İçine doğru girmişsek eğer birçok şerefleneceğimiz eylem de de bulunabiliriz.

Biz şu an anda Bingöl'de bu proje ekibi kurduk, siyaseten bakmıyoruz, Bingöl ün çevresi ve insanına katkı sunmak için proje ekibimizde her inanç ve görüşten insan var, bu nedenle bunu önemseyerek söylüyorum. İlk defa oluşmuş ama belediye Başkanımızın üretken iş anlayışı ile oluştu. Ama daha önce de bu oluşum için gönüllü ve de para harcayan biriydim. Belediye başkanlarının o dönemde o somurtkan başkasını çekemeyen yapısı ve korkusu bunu oluşturmamıza engel oldu. Kim kaybetti. O somurtkan ve içine başkasının alınmasına tahammül etmeyen anlayışlar kaybetti. Sivil toplumlarda şu anda aynı. Birçok oluşum oluyor haberleşiyoruz. Geçen bir çalışma ortamında bir sunum sonrası, biri bana dedi ki tüm sunumu burada yaptın kendine düşman ürettin. Ben de neden ki İsrail'den daha fazla sayımız var sivil toplum kuruluşu olarak. O kadar sayımızı var ama bir mahalle kadar etkimiz yok. Son günlerde ziraat mühendisleriyle ilgili bir toplantı yapıldı169 yıldır varız diye. İyi ki 169 yıldır varsını olmasaydınız keşke. İşte tohumumuz yok tarlalarımız toprağımız aynı değil bozuldu. İşte genetiğimiz bozuldu, her iki kişiden biri şeker hastası. Tüm bunlar biz varız diye bu durumda. Nedenmi, çünkü zeminimiz asli işimizi yapmaktan uzaklaşmış ve altımızdan kaymış, her taraftan bir saldırı ve ekonomik istila var. Biz de yaşanan çemberin içinde enformasyona yenilerek ufak ve cılız çıkan sesimiz içinde diğer gür seslere yenik düşüp boğulmuşuz. Bütün her şey içinde ben sivil toplumun yapısını önemsiyorum. Bu birazda basının meselesi olmalı. Basın sivil toplumu öne çıkardığında kimi çıkarıp kimi çıkarmayacağına bireysel ya da yönetsel karar vermemeli. İradi olmalı. İki tarafın iradesinde ki eylemleri olmalı. Yanlışlar da konulmalı. Yarın biz tema olarak veya bir başka grup olarak yanlış yaparsak onu da yazın. Yazın ki bu bize kendimizi düzeltme motivasyonu versin.

Toprağın suyun bize bizimde o varlıklara ihtiyacımız var, ortak ve evrensel değerler her bireyin savunması gereken erdemli bir anlayıştır. Tarafgirlik değil, ortak değerlerdir. Tıpkı trafik kuralları gibi, Trafik kurallarının dini ırkı mezhebi yoktur, uyulması gereken ortak yaşam değerleridir. Çevrede ve ortak savunuculuk alanımızda bulunan değerlerde böyle anlaşılmalı ve geliştirilmelidir.” 

YORUM YAZIN
Profiliniz ziyaretci statüsünde görünüyor. Yorumlarınız aşağıdaki isimle yayınlanacaktır
Değiştir
Dilerseniz web sitemize üye olarak daha özgün bir profil oluşturabilir ve yorumlarınızı hesabınızdan takip edebilirsiniz
Kodu Girin
Yapacağınız yorumların şiddet ve hakaret içermemesine lütfen dikkat edin. Aksi taktirde yorumlarınız onaylanmayacaktır. Gönder
Dost Ali (@Misafir_18432)
21 Ocak 2015 Çarşamba 20:29
Tamamıyla doğru
Aydın ZOROĞLAN (@Misafir_18430)
21 Ocak 2015 Çarşamba 20:02
Bu kamera şakası mı? Bunları söyleyen cuma mı? hey Allahım ! yok canım kesin kamera şakasıdır.
Ahmet KOÇ (@Misafir_18427)
21 Ocak 2015 Çarşamba 16:58
Bu cuma belediye başkanı yada vekil olur. Kimse tutamaz. Benim favorim Cuma. Yürü be cuma kim tutar seni? Bir de kapasite olsa var ya sana biat ederdim.
Doğan BUYANKARA (@Misafir_18426)
21 Ocak 2015 Çarşamba 16:55
Nerden nereye cuma. Neydin ne oldun? Gerçi seni tanıyan tanır pek değişmedin ama. Şu an kendini de aşmak üzeresin
Heval KARAASLAN (@Misafir_18425)
21 Ocak 2015 Çarşamba 16:52
Vallahi CUMA söylediklerinin hepsi doğru ama bunu söylemek san düşmüyor abi. Bu söylediklerini Bingöl de en son söyleyecek kişi sensin. Belediye Başkanına vuracağın darbeyi herkes görecek. İnşallah başkanımız çabuk ayıkır. Bu memlekette en fazla nemalanan sensin. İşe gitmeyen aldığını helal etmeyen insandan korkmak lazım. Söylediklerin doğru ama gerçekten sana yakışmamış be abi.
ismail (@Misafir_18424)
21 Ocak 2015 Çarşamba 15:49
Kimse kişisel bakınca öyle ama söylenen doğru bence,sonunda insan için evrensel değerler gereklidir,ben cuma nın dediğine parmak basarım
Ayşe Hatipoğlu (@Misafir_18420)
21 Ocak 2015 Çarşamba 13:01
Cuma eskiden neydin ne oldun Ya eskiden solcuydun şimdi AKP ci oldun bir de milleti eleştiriyorsun. Gözün açık gideceksin Bu memlekette sana belediye başkanlığı ve vekillik olmayacak zaten kapasiten de yetmez buna.
Veysel KARAGÖZ (@Misafir_18418)
21 Ocak 2015 Çarşamba 12:58
Sen vekilliğe aday değil misin. Eskiden neydin ne oldun CUMA...
mehmet karaman (@Misafir_18417)
21 Ocak 2015 Çarşamba 12:56
TEMA dan niye bahsetmiyorsun? yaptıklarını bilmesek yiyicez söylediklerini.TEMA sivil toplum kuruluşu değil mi? Eskiden sendikalar kırmızıydı diyorsun peki sen de eskiden kırmızıydın şimdi AKP den aday oldun. Şimdi de AKP nin kuyruğundan ayrılmıyorsun. Bu ne perhiz bu ne halana turşusu? Sen yeşil sendikalara taş atacağına kendine bak. Aynaya bak kardeşim. Biz sendikacı ve AKP li olarak bu millet için kimin ne yaptığını çok iyi biliyoruz. Geçmişin kırmızıları yeşil olmuş. Birde beslendiği nemalandığı yerlere dil uzatıyor.
Birdal erdemli (@Misafir_18416)
21 Ocak 2015 Çarşamba 12:41
Bu herkesin sorunu,önemli bir konu ama herkes bir şeye taraf olunca tarafsızlığın ve ortak değerlerin hükmü kalmıyor. Ötekileştiren bir yapı var, ya bizden sin yada hiçsin diyorlar ya
Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir
©Copyright 2017
Haberler, Fotoğraf Galerisi, Video Galerisi, Köşe Yazıları ve daha fazlası için arama yapın