2010 yılının en gözde kentiBir Elginkan yayını olan +1 dergisine konuşan İTÜ Mimarlık Fakültesi, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay'a göre İstanbul çok önemli bir kent ancak önemine koşut yönetilmiyor.![]() 2010 yılının “Avrupa Kültür Başkenti” seçilen kent açısından bu unvan uluslararası bağlarının güçlenmesi açısından önemli bir fırsat. 2010 yılı için Avrupa'nın dört “kültür başkenti”nden biri seçilen İstanbul, bugünlerde böyle önemli bir unvana sahip olmanın tatlı telaşını yaşıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, valilik, büyükşehir belediyesi, 13 sivil toplum örgütünden oluşan Avrupa Kültür Başkenti Girişim Grubu'nun (AKB) yanı sıra birçok üniversite, müze ve dernek şimdilerde kenti daha çekici kılmak adına harıl harıl çalışıyor. Bu çalışmalar içinde yer alan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ile Avrupa'nın kültür başkentlerinden biri olmanın önemi ve kente katacağı artı değerler üzerine görüştük. Öncelikle “Avrupa Kültür Başkenti” nedir? “Avrupa Kültür Başkenti” Avrupalıları birleştiren bir kavram. Değişik kültür katmanları ve halkları olan Avrupa'yı böyle bir tema ile birleştirmek, birbirini tanımak, daha iyi ilişkiler kurmak açısından önemli. Kültürel başkent olmaya layık görülen kentler zengin programlar hazırlayarak bu unvanı hak etmeye çalışıyorlar. Dünya kentlerinin birer “marka” olabilmek amacıyla yaptıkları çalışmalar içinde “Avrupa Kültür Başkenti” sıfatını taşımanın ne gibi avantajları var? “Avrupa Kültür Başkenti” olan kentler daha çok tanınma ve ziyaret edilme şansı elde ediyorlar. Bu vesileyle kentte güzel sanatların her dalında uluslararası bir izleyici kitlesine hitap eden etkinlikler düzenleniyor. Kentin nasıl göründüğü konusu ele alınıyor, iyileştirmeler yapılıyor. Otel ve lokantaların çeşitliliği ve fiyatları da bu çalışmalar içinde önemli bir yere sahip. Bu sıfatı taşımanın onursal yönü kadar ticari tarafı da önemli. Haber7 YORUM YAZIN ![]()
|
|