Ak parti'den bdp'ye tepkiBarış ve Demokrasi Partisi (BDP) Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Balukenin önceki gün Dörtyol Saat Kulesi önünde yaptığı basın açıklamasına karşın yazılı bir basın açıklamasıyla Balukennin sözlerine tepki gösteren bulunan Ak Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı, BDPnin kendi günahlarını Ak Partiye yıkmaya çalıştığı belirtildi.![]() “Evvela şunu belirtmek gerekir ki; Ak Parti'yi Kürtlere karşı soykırım ve dış güçlerin taşeronluğunu yapmakla suçlamak en hafif tabiriyle bir basiret ve düşünce fukaralığı ile ifade edilebilir. Eminiz ki; bu gülünç iddialara kendileri bile inanmıyorlar ve sadece söylenmiş bir sözleri ve Ak Partiye yönelik yapılmış bir eleştirileri olsun diye bu iddiaları ortalığa savuruyorlar.”denilen açıklamada, önce ellerine bir sözlük alıp “soykırım” kelimesinin ne anlama geldiğine bakmalarını, sonra da Beşşar Esed'in yanında kimin saf tuttuğunu, kimin ondan silah alarak onun işine yarayacak şekilde hedef gözetmeksizin Türkiye topraklarında kan döktüğünü, haraç aldığını, adam kaçırdığını, kendisi gibi düşünmeyenlere tehditler savurduğunu, kimin Ergenekon ve küresel güçlerin Türkiye'ye yönelik hedeflerine paralel olarak eylemler yaptığını ve yönlendirildiğini çok iyi gözden geçirmelerini tavsiye ettiklerini kaydettiler. “BDP KENDİSİNİ KAPATTIRMAK İÇİN ÇABA SARF EDİYOR” “Bu ülkede Kürt sorunun çözümü için en uygun psikolojik ve demokratik zemin Ak Parti döneminde oluşturulmasına rağmen, terör eylemlerini en şiddetli ve sınır tanımaz dereceye taşımak Kürtlerin mi, yoksa başkalarının mı işine geliyor?” denilen açıklama, “ Kürtlerin yaşadıkları coğrafyadaki devasa yatırımları, hizmetleri, teşvikleri baltalamak ve engellemek Kürtlerin mi, yoksa başkalarının mı işine geliyor? Kürt sorununun siyasi yoldan çözümüne bu kadar yaklaşılmışken köprüleri atıp silaha ve şiddete sarılmak Kürtlerin mi, yoksa başkalarının mı işine geliyor? Böylelikle kısa bir tefekkür ve ufuk turundan sonra hem soykırım dedikleri eylemleri, hem de dış güçlerin taşeronluğunu kimin yaptığını daha iyi öğrenmiş olacaklardır. Eğer bu ülkede yaşanan sorunların baş sorumlularını arıyorlarsa kucaklaştıkları insanlara baksınlar. Onlara bakınca hem onları, hem de kendilerini göreceklerdir. Ayrıca açıklamada BDP'nin kapatılması ve kendilerinin de hapse atılması yönünde beyanların olması da ilginçtir. Şu bir gerçektir ki; BDP son zamanlardaki eylem ve söylemleriyle adeta kendisini kapattırmak için özel bir çaba sarf etmektedir. Çünkü huzuru ve istikrarı baltaladıklarının ve özellikle bu noktada Kürtlerin tepkisini çektiklerinin farkındalar. Dolayısıyla kapatma davasına maruz kalıp partilerinin kapatılması onlar için bir istismar alanına dönüşecek ve bundan nemalanarak gerilim ve istismar siyaseti üzerinden kaybettikleri kanı yeniden almaya çalışacaklardır. Bir ihtimal de; partilerini kapattırıp Kürt sorununu sadece silahla ve kanla çözülebileceğine dair bir algılama üretmek.. Umarız ki bu doğru değildir. Madem partilerinin kapatılmasına dair kaygıları var, o halde Anayasa Referandumundan önce Ak Parti'nin parti kapatılmasının zorlaştırılması yönündeki Anayasa değişikliği talebini neden kabul etmediler? Kasıtlı olarak meclise gelmeyip parti kapatılması ile ilgili maddenin düşmesini sağlayan kimlerdi acaba? Parti kapatmanın en çok mağduru olanlar, parti kapatılması ile ilgili maddeye destek vermiyorlar. Bir deyim vardır; “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” ifadelerine yer verildi. “SİZ BAŞKALARIYLA, AK PARTİ BİNGÖ İNSANIYLA KUCAKLAŞIYOR” Barış için ölümü dahi göze aldıklarını iddia ederek adeta günah çıkarıldığı belirtilen açıklamada, “ Acaba BDP'nin ve terör örgütünün hangi eylemleri barışı sağlamaya yönelik merak ediyoruz. Yol kesmekle mi, güvenlik güçlerine saldırarak mı, Ramazanda ve Bayramda kan dökerek mi, mayın döşeyerek mi, çocuk ve kadın katili Beşşar Esed'nin yanında saf tutarak mı, iş makinesi yakarak mı, haraç toplayarak mı, sağa sola tehditler savurarak mı, yoksa hizmetleri engelleyerek mi barışı sağlayacaklar. Ölme konusunda özel bir gayretlerinin olduğunu bilmiyoruz ama öldürme konusunda mahir olduklarını iyi biliyoruz. Kalkınma Bakanımız Sayın Cevdet Yılmaz' a yönelik Bingöl'e getiremediği hizmetleri bir kenara bırakıp farklı yollardan halkı kandırmaya çalıştığı yöndeki beyanatlar karşısında ise ancak gülünür. Sayın Bakan'ın Bingöl'e getirdikleri hizmetleri ayrı ayrı izah etmeye dahi gerek görmüyoruz. Zaten Bingöl insanı bunu çok iyi biliyor. Şunu sormak gerekir ki; acaba kendileri ne zamandan Bingöl'e hizmet gelmesini dert edindiler? Ne zamandan beri böyle bir kaygılar var? Bu beyanlar, hizmet getirme derdinden çok, gelen hizmetleri engellemeyi amaç edinen bir zihniyetin akıl ve feraset karşısındaki acizliği ve intiharıdır. Sormak istiyoruz; acaba Bingöl'e ne gibi bir hizmetiniz oldu? Hangi taşı alıp bir başka taşın üstüne koydunuz? Bingöl insanı almış olduğu hangi hizmeti size borçlu? Siz başkalarıyla kucaklaşıyorken Ak Parti Bingöl insanıyla kucaklaşıyor. Siz patlayıcıları Bingöl insanını öldürmek için canlı bombalarla patlatırken, Ak Parti patlayıcıları Bingöl halkına hizmet etmek için devasa duble yollar yaparken dağları yarmak için patlatıyor. İşte aradaki farkı budur. Yine Sayın Bakanımıza yönelik Zaza'lık eleştirisine gelince; en iyi Zaza aklıyla ve inancının gerekleriyle hareket eden Zazadır. Bingöl insanın da bu özellik ziyadesiyle var. Beylik sloganlarla, örgüt öğretileriyle Zazalık savunulmaz. Bizler kendi dilimize sahip çıkmayı terör örgütünün öğretilerinden öğrenecek değiliz. Diline sahip çıkmak terör örgütüne sahip çıkmakla olmaz. Ak Parti Zazacayı okullarda seçmeli dil haline getirirken sizler de Zazaları öldürmekle ve rencide etmekle meşgulsünüz. Zazalık anlayışlarımız arasındaki fark da budur. Zaza birisinin bu ülkede bakan olması için kimseye köle olması gerekmez. Milletine köle olması yeterlidir. Başkalarına kölelik ise ancak BDP zihniyetini ifade eder. Ayrıca Zaza olan sayın Cevdet Yılmaz ve yine bir Zaza ve hemşerimiz olan Ak Parti Diyar bakır milletvekili sayın Cuma İçten'in birlikte baraj inşaatı açılışı için, yani Kürtlere yapılan bir hizmetin açılışı için yolculuk ettikleri esnada makam araçlarının güzergahına mayın döşeyenler, Zazaların haklarını savunduğunu iddia eden ve muhabbet ve hayranlıkla kucaklaştığınız terör örgütü mensupları değil miydi?” “BU TAVIR MİLLETİMİZİ APTAL YERİNE KOYMAKTIR” Açıklamanın devamında, “ Hiçbir değer ve kural tanımadan bu kadar kan döken ve milletimize bu kadar acı yaşatan bir zihniyetin, sanki hiçbir şey olmamış gibi kendi günahlarını Ak Parti'nin sırtına yığarak kendisini bir barış güvercini gibi göstermeye çalışması riyakârlığın zirve yaptığı bir haldir. Bu tavır her şeyden önce milletimizi aptal yerine koyup dalga geçmektir. Çok şükür ki; insanlarımız kuzu taklidi yapan kurtların ipliklerini pazara çıkarabilecek kadar akıl ve vicdan sahibidir.” YORUM YAZIN ![]()
|
|