İş, siyaset ve bürokrasi dünyası ile sivil toplum örgütleri ve özel sektöre yönelik “Bingöl Online Aktüel” adıyla başlattığımız röportaj serisinin ilkinde konuğumuz, uzun yıllardır İstanbul'da sivil toplum faaliyetleri yürüten ve çokça faaliyete imza atan Bingöl Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu Başkanı Halis Atar oldu.
Sivil toplumun amacı, bugüne kadar yaptıkları, yapamadıkları ve var olan sorunları konuştuğumuz röportajda önemli konulara dikkat çeken Atar, statü, çıkar ve kazanç eksenli yaklaşımlarla bir neticeye varılamayacağını, varılsa da bunun kişisel olup memlekete hiçbir katkısının olmayacağını savundu.
İşte Atar ile röportajın öne çıkan başlıkları ve satır aralarındaki önemli mesajları…
HALİS ATAR KİMDİR?
Halis Atar; 1973 yılında Bingöl İli merkez Gökçeli köyün dünyaya geldi. İlkokulu köyünde, ortaokulu Bingöl merkezde, liseyi de İstanbul'da okudu. Ailesi, 1990'da terör nedeniyle köyden kente göç etmek zorunda kaldı. 1993'te İstanbul'a gitti ve özel sektörde çalıştı. 1994'te askere gitti ve vatani görevini tamamlayıp Bingöl'e döndü. İş olanaklarının zayıflığı nedeniyle 1996'da tekrar İstanbul'a gitti ve 1999'da evlenince tümüyle buraya yerleşti.
1996-2001 yılları arasında bir inşaat firmasında formen olarak çalıştı. 2001-2004 yılları arasında döviz alım satım işiyle ilgilendi. 2004'te Fatih Belediyesi'nin iştiraki olan Halktaş A.Ş.'de çalışmaya başladı ve çeşitli birimlerde müdürlük görevi yürüttü.
2012'de Bingöl İl Derneği başkanlığına seçildi, 8 yıl bu görevi yürüttü. 2023'te İstanbul'da bulunan Bingöl derneklerinin bir araya gelmesi, dernekler arasında diyalog, birlik, beraberlik ve organizasyon görevini gören bir kurumun olmaması eksikliği üzerine bazı derneklerle ilk adımı atıp Bingöl Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu'nu kurdular ve burada başkanlık görevine getirildi.
Aynı zamanda Bilkent Holding bünyesinde bulunan Tepe Servis ve Yönetim A.Ş.'de Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Temizlik işleri Müdürlüğünü yürütüyor. Bu işlerinin haricinde kurumsallaşma konusunda danışmanlık hizmeti verdiği bazı firmalar olup, aile şirketi aracılığıyla organik ürün alım satımıyla da ilgileniyor.
Evli ve 3 çocuk babasıdır.
İSTANBUL'DA YAŞAYIP DENİZİ GÖREMEMEK GİBİ BİR ŞEY…
Uzun yıllardır İstanbul'da bulunuyorsunuz. Genelde İstanbul denilince akıllara yoğun trafik ve koşuşturmaca geliyor. Sizde günlük yaşam nasıl?
İstanbul bambaşka bir dünyadır, yüzölçümü ve nüfus yoğunluğu bakımından birçok ülkeden daha büyük ve kalabalıktır. Anadolu ve Avrupa yakası diye iki ayrılan koca şehirde herhangi bir yakadan diğerine bir iş, ziyaret ya da taziye vesilesiyle geçme zorunluluğu, o gününüzün tümüyle harcanacağı anlamını taşıyor.
Yeni alternatif yol üretimleri olmayınca haliyle yoğunluklar belirli merkezlerde toplanıyor, bu da trafiği durma noktasına getirerek bir çileye dönüşüyor. Dolayısıyla bizler de koşuşturma ve stres içerisinde bir yaşam mücadelesi vermeye devam ediyoruz. İstanbul'u, burada yaşayanlar haftada belki bir gün gezebiliyor. O da işi ve ekonomik koşulları buna müsaade ediyorsa tabi ki. Çok şükür haftada bir de olsa eş, dost, akraba ziyaretleri yapabiliyor, bu vesileyle stresimizi atabiliyoruz. Öyle insanlar var ki, İstanbul'un sadece bir yerini görmüş, diğer bölgelerine hiç gidememiş. Düşünün ki, İstanbul'da yaşayıp denizi görememek gibi bir şey…
Kamu görevinizden ziyade daha çok sivil toplum kuruluşlarındaki aktifliğiniz ve üstlendiğiniz görevlerle biliniyorsunuz. Bu görevler sürecinde neler yaptınız?
Evet, kamuda 20 yılımı tamamladıktan sonra 2023 Temmuz'da emekliye ayrıldım. Şu anda Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde görev yapıyorum.
Yine İstanbul'da 8 yıl Bingöl İl Derneği başkanlık görevini yürüttüm. 2 yıllık pandemi sürecini saymazsak, 6 yıl aktif ve dolu dolu bir görev süremiz oldu. Bu süreçte İstanbul'daki hemşehrilerimizin kaynaşmasını, dayanışmasını ve birlikteliğini sağlayacak etkinlik ve organizasyonlar düzenlenmesi, üniversite öğrencilerimize burs verilmesi, Bingöl'ümüzün tanıtımını sağlayan etkinlikler yapmak, Bingöl'de kırsaldaki öğrencilerimizin kışlık giyim ihtiyaçlarını karşılayacak kampanyalar, eğitimci öğrenci ve siyasetçi bürokrat buluşmalarını sağlamak, İstanbul'da faaliyet gösteren il ilçe ve köy derneklerin birbirlerini tanıma ve kaynaşmasını sağlamaya dönük ortamların hazırlanması ve daha birçok konuda etkinlikler düzenledik.
BİR DUA, TÜM YORGUNLUĞUNUZU ALIR
Gönüllülük esasına dayalı olan STK'larda görev almanın cazibesi nedir? Koşuşturmaca ve yorgunluk sizlerde hiç “Neden kendimi yoruyorum?” sorusunu sordurdu mu?
Evet, bir sivil toplum kuruluşunun başkanlığını yapmak, yönetici pozisyonunda olmak çok kıymetlidir ancak bu bir büyüklük göstergesi değildir. Bu işler fedakârlık gerektirir, eşinizden, çocuklarınızdan, yakın çevrenizden, hatta hayatınızı idame ettirdiğiniz işinizden zaman zaman feragat etmenizi gerektirir. Bazen bir öğrencinizin sorununu çözmek, burs verip sıkıntısını hafifletmek, yolda kalmışa koşmak, bir cenazenin naklini gerçekleştirmek ve bunları yaparken hayır duası almak, üzerinizdeki tüm yorgunluğu alıyor ve “iyi ki bu hayra vesile olabildim” diyerek kendinizi motive edebiliyorsunuz. Bu yönüyle değerlendirdiğimizde yorgunluktan ziyade bir mutluluk vesilesi oluyor.
ÖNCELİĞİMİZ HER DAİM ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİMİZ OLDU
Hangi kuruluşlarda yer aldınız bugüne kadar? Ve bu kuruluşların hemşehrilerinize ne gibi katkıları oldu? Hemşehriler bu dernekleri ne kadar sahiplendi?
Bugüne kadar Bingöl İl Derneği'nde başkan yardımcılığı ve 8 yılda başkanlık yaptım. Bingöl dernekleri federasyonunda yönetim kurulunda yer aldım, Erdemliler Hareketi Derneği'nde Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulundum, Bingöl Gelişim Platformu'nda yer alıp, bir dönem Doğu Güneydoğu Anadolu Konfederasyonunda görev aldım. Halihazırda Bingöl Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu başkanlığı görevini yürütüyorum.
Bu kuruluşlarda yer alırken önceliğimiz çoğunlukla farklı illere üniversite okumaya giden imkânı kısıtlı öğrencilerimiz oldu. Günde bir öğün yemekle ayakta kalmaya çalışması, parası olmadığı için uzun yolları yürümesi, geceleri aç yatması, kalacak yeri olmadığı için parklarda yatılması, ihtiyaçlarını karşılayacak gücü olmadığı için eğitimini bırakmayı düşünmeleri… Bunlara şahit olmak ve yer yer öğrenci kardeşlerimizden bunları dinlemek, bu uğurdaki çabamızı daha da kamçıladı. Bu nedenle öğrencilerimiz öncelikli olmak üzere diğer tüm alanlarda çabamızı sürdürüyoruz.
Yine memleketimizin yatırım alması, iş insanlarımızın bu alanda adım atması için de çeşitli görüşmelerimiz, tavsiyelerimiz ve aracılık hizmetlerimiz oldu, olmaya da devam edecek.
Gurbette olabilir, 1400 kilometre ötede yaşıyor ve orada hayatımızı idame ediyor olabiliriz ama her zaman doğduğumuz, büyüdüğümüz, taşına toprağını âşık olduğumuz, uğruna her türlü fedakârlığı yaptığımız ve yapmaya devam edeceğimiz Bingöl'ümüz için uğraştık, uğraşmaya devam edeceğiz.
GÜNLÜK EN AZ 750 BİN KİŞİ TABELAMIZI GÖRÜP DERNEK ADIMIZI OKUYOR
Sayısız hemşehri derneği var İstanbul'da. Bu bir avantaj mı, dezavantaj mı? Siz kalıcı bir eser bırakabildiniz mi bugüne dek? Ekleyecek olursak, bu derneklerin kuruluş amacı gerçekten bir dayanışmayı sağlamak mı, yoksa kişisel öne çıkış hamlelerinin bir neticesi mi?
İstanbul'da şu anda Bingöl il, ilçe ve köy derneklerinin sayısı 100 civarında. Çoğunluğu köy derneklerinden oluşan bu derneklerimiz, genellikle adı geçen bölge insanları arasında kaynaşmayı ve dayanışmayı sağlamak amacıyla kurulmuştur. Bu gayet öneli ve yararlı bir adımdır. Lakin yeri, yurdu olmayıp sadece evrak üzerinde var olan bazı dernekler ise sadece kurucu kişiler tarafından bir statü kazanmak, kamu, bürokrasi siyasi ya da çeşitli çevrelerde ‘Başkan' sıfatıyla yer edinmeye dönük kurulmuştur. Bunu da inkâr edemeyiz. Amaç bu olunca, toplumsal katma değeri de olmuyor maalesef.
‘Bizler ne yaptık?' dersek, şöyle ifade edeyim ki, Bingöl İl Derneği başkanı olduğum zaman ilk 6 ay içerisinde İstanbul'un en önemli noktalarından biri olan Edirnekapı'nın göbeğine o günkü yönetim kurulumuzla birlikte bir binayı ihale yoluyla kiraladık ve Bingöl'ümüzün adının yazılı olduğu tabelamızı astık. Bu tabelayı günlük 750 Bin ile 1 milyon kişi arasında okuyabiliyor. Bu bile çok önemli bir tanıtımdır, çok kıymetli bir hizmet adımıdır.
ETKİN VE İCRACI BİR YAPIYA İHTİYAÇ VAR
Bingöl adıyla çeşitli federasyonlar kuruldu. Bu federasyonların katkısı nedir? Gerçekten birliği sağlayabildiler mi? Ne yapıldı ne yapılmadı? Bunca yıl hemşehri derneklerinde görev üstlenmiş biri olarak bu konudaki görüşünüz nedir?
Yaklaşık 20 yıldır İstanbul'da iki tane federasyonumuz vardı. Dönem koşullarına göre kendilerince bir dizi faaliyetleri oldu ancak gelinen noktada Bingöl'ümüzün tanıtımının beklenen etkinlikte yapılamaması ve İstanbul'da yaşayan hemşehrilerimize dokunma noktasında yeterli etkinin yaratılamaması üzerine 2023'te bir grup kanaat önderi ve sivil toplumu kuruluşları ile yaptığımız istişareler neticesinde bu federasyonların birleşmesi ve etkin bir yönetimle icracı konuma gelmeleri, bu da mümkün değilse lav edilmesi hususlarını tartıştık. Beklenen sonucun alınmaması üzerine yeni bir federasyonun kurulması ve kurulacak olan federasyonun baskısıyla birleşmenin söz konusu olabileceği kanaatiyle yeni bir federasyon kurduk.
Aktif, güçlü yönetime sahip, ben merkezcilikten uzak, dayanışmanın ana çatısı olabilecek, Bingöllülerin birliği ve şehrin tanıtımı gibi alanlarda etkin olabilecek bir federasyon anlayışıyla bu adımı attık. Tabi hemen akabinde dördüncü bir federasyon daha kuruldu.
Bunun üzerine üç ayrı toplantı yaptık ve neticesinde birleşme konusunda epey yol katettik. Bir federasyonumuz kendini feshetti ve 3 tane federasyonumuz halen duruyor. En kısa zamanda bu federasyonların bire düşürülmesi ve tüm derneklerimizi bir araya getirerek birlik ve beraberlik sağlaması konusunda çalışmamız devam ediyor.
KİŞİSEL İHTİRASLARIMIZ BİRLİĞİMİZE ENGEL OLMAMALI
Biraz sıkıntılı bir süreç anladığımız kadarıyla. Ve sanırım başkanlık görevi üstlenmiş kimseler statülerini kaybetmek istemeyebilir. Bu anlamda il, ilçe, köy ya da farklı bir isimle, özelde Bingöl adıyla faaliyet gösteren dernek ve federasyonlardan beklentiniz nedir?
Bu konuda tüm derneklerden istirhamım şudur; Bingöl ismiyle 3 federasyonun gereksiz olduğunu düşünüyorum. Bir tane federasyon veya bu imkânsız ise bir konfederasyon olabilir. Bu anlamda önümüzdeki günlerde yapacağımız dernek başkanları toplantısında bir birlikteliğin sağlanması adına dernek başkanları arasında bir seçim yapılması gündemde. Bunun olabilme olasılığı yüzde 50 diyebiliriz. Federasyon başkanlarımız da isterlerse bu gerçekleşebilir. Eğer sadece federasyonlar siyaset yapmak veya bazı çıkarları elde etmek için bir araç olarak kullanılmak istenecekse, bu birleşme mümkün olmaz. Derneklerimizin de bu durum karşısında gerekli refleksi göstermelerini ve birlikteliğin sağlanmasının önüne engel olanlar çıkarsa şayet gerekli tavrı almalılar.
Unutmayalım ki, dernekler, federasyonlar ya da diğer sivil toplum kuruluşları sadece seçim zamanlarında heyecana gelmemeli ve siyasetçilerin vatandaşla buluşma ihtiyacını hissettiği zamanlarda ortaya çıkmamalı. Bu yapılar tüm siyasi partilere eşit mesafede olmalı, kendi hemşehrileri ve memleketi için çabalamalı, tüm etkinliklerinin ve atılacak adımların merkezinde ‘memlekete fayda', ‘hemşehrilere fayda' olmalıdır. Bu amaçlardan uzak her tutum kişisel çıkarlara hizmet eder, memleket ve hemşehriler asla bundan bir yarar göremez.
Siyaset üstü bir kurum olma bilinciyle, kişisel heveslerden uzak, memleket için yarar sağlayıcı adımların gücüyle birlik ve beraberliğin sağlanması en büyük arzumuzdur. İnşallah aklıselim hareketle bunu başaracağız.
Kişisel heveslerden uzak, benlik duygusundan arınmış, siyaset üstü bir kuruluş olma bilinci ve kişileri değil kurumsal kimliği önceleyen bir yapının inşasıyla memleketimize ve hemşehrilerimize yararlı olabilmek en büyük arzumuzdur. Bu doğrultuda yaklaşılırsa birlik de sağlanır, fayda da… Kişisel ihtiraslarımız birliğimize engel olmamalı…
YOL ARKADAŞLARIMA VE DESTEK SUNAN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM!
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey olacak mı?
Bizlere bu fırsatı sunduğunuz için Bingöl Online ailesine teşekkür ediyor, Bingöl'ümüz ve hemşehrilerimiz için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum. Ayrıca, bugüne kadar ilimiz, hemşehrilerimiz ve özellikle öğrencilerimiz için yaptığımız faaliyetlerde emek harcayan, katkı sunan tüm yönetici ve üye arkadaşlarım ile iş insanlarımıza sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Elde edilen başarılar ekip çalışmasının ve iç dinamiklerimizin dayanışmasının bir neticesidir. İnşallah bu birlik ve dayanışmamız ilelebet devam edecek ve daha da güçlenerek yeni hizmetlere vesile olacaktır.