Aydın doğan: vergi kaçıran şerefsizdirHıncal Uluç, POAŞ haberleri ile ilgili olarak Fatih Altaylı'dan gelen bir mektubu yayınladı. Aydın Doğan hemen akabinde bir tekzip yayınlatarak, "vergi kaçıran şerefsiz" dedi.![]() Hıncal Uluç dün köşesinde "POAŞ uzlaşması ve Fatih Altaylı!" başlıklı bir yazıya yer verdi. Yazı POAŞ haberleri konusunda Faih Altaylı'dan Hıncal Uluç'a gönderilmiş bir mektubu içeriyordu. Söz konusu mektubun içeriğine tepki gösteren Aydın Doğan Avukatları aracılığı ile Hıncal Uluç'a bir tekzip gönderdi. Göndelire tekzip, gazetede Hıncal Uluç'un köşesi dışındaki bir sayfada yayınlandı. İşte Hıncal Uluç'un yazısı ve bu yazıya gönderilen tekzip metni: POAŞ uzlaşması ve Fatih Altaylı!..POAŞ olayı SABAH tarafından gündeme getirilmiş ve zamanın Genel Yayın Müdürü, ayni zamanda köşe yazarı Fatih Altaylı'nın pek çok yazısına konu olmuştu. Geçen hafta başında, Maliye Bakanlığı ile POAŞ arasında, vergi borçlarının bir bölümü üzerinde anlaşmaya varıldığı, borçların büyük bir bölümünün ve faizlerin affedildiği haberi gelince, bu sütunlarda olayın medyadaki sahibine çağrı yaptım.. "Bir şey söylemek istersen, köşem açık" diye.. Fatih'ten bir mektup aldım. Konu ile ilgili bölümlerini aynen yayınlıyorum. Fatih diyor ki.. ![]() Önce bu haberin hikâyesini anlatayım. Haber bazılarının iddia ettiği gibi hükümet tarafından bize iletilmedi. POAŞ'taki vergi incelemesini ve bir rapor yazıldığını bize ilk olarak duyuran POAŞ içindeki bir kaynaktır. Böyle bir raporun hazırlandığını öyle öğrendik. Ardından ekonomi muhabirimiz Rahim Ak, raporun varlığını Maliye kaynaklarından teyit ettiğinde tarih 2006 yılının Mart ayıydı. Bunu takiben raporun yazım aşamasını adım adım takip ettik. Ağustos 2006'da raporun yazımının İstanbul'da tamamlandığını öğrenince Gelir İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu'nu aradım ve raporun durumunu sordum. Vergi gizliliği gerekçesiyle bilgi vermeyi reddetti. Daha sonra raporun Merkezi Okuma Komisyonu'nda ele alınmak üzere Ankara'ya gittiğini öğrendim. Bu arada çeşitli defalar Gelir İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu ile konuştum. Her seferinde raporun varlığını reddetti ve bunu haber yapmamız halinde yasal yaptırımlarla karşılaşacağımızı söyledi. Rapor Kasım 2006'da Merkezi Okuma Komisyonu'ndan çıktı. Bu sırada Maliye içindeki bir kaynak, bize bu raporun işleme koyulmasının engelleneceğini Doğan Grubu ile Maliye arasında böyle bir uzlaşma sağlandığını ve raporun 2006, 31 Aralık gecesi zaman aşımına uğrayacağını fısıldadı. Bunun üzerine defalarca Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ı aradım. Bir yanıt alamadım. Bu arada köşemde raporun varlığından haberdar olduğumuzu yazdım. Bu sırada bir vergi uzmanı dostum ziyaretime geldi ve "İşte aradığın rapor" diyerek bir kopyasını gösterdi. Osman Arıoğlu'nu aradım. Raporun zamana aşımına uğratılacağı dedikoduları olduğunu söyledim. "Böyle bir şey olmaz, Ayrıca sizi ilgilendirmez. Her rapor işleme konulur diye bir şey yok" dedi. Bunun üzerine Teke Tek programına konuk olduğu akşam Başbakan'a raporun ayrıntılarını anlattım ve "Bir işlem yapmayacak mısınız?" diye sordum. Bilgileri not aldı ancak hiçbir yanıt vermedi. İki gün yanıt bekledim ve zaman aşımına uğramasına kısa bir süre kala raporu yayınladım. Olayın öyküsü budur. Israrlı bir takipçiliğin sonucu oluşmuş bir haberdir. Hükümetin Doğan Grubu'nu sıkıştırması için bizim yayın yapmamıza gerek yoktur. Rapor tek başına iyi bir sıkıştırma nedenidir. Hatta bu raporun ortaya çıkmadan Doğan Grubu'na karşı kullanılması hükümetin çok daha işine gelir. Grubun gazetelerinin hükümete verdiği desteğin samimi olduğu konusunda daha inandırıcı olur. Bizim yayınımız DoğanHükümet ilişkisinin su üzerine çıkmasını sağladığı için her iki tarafı da sıkıntıya sokmuştur diye düşünüyorum. Zaten SABAH'a TMSF tarafından el koyulması ile ilgili süreç de bundan sonra başlamıştır. Normal şartlarda cezası ve gecikme faizleriyle birlikte 3 milyar YTL (Eski para ile 3 katrilyon lira ya da 2,3 milyar dolar) olan vergi aslı ve cezası SABAH'ın özgürlüğünün kısıtlandığı bir dönemde kuşa çevrilmiştir. Tüm vergi uzmanlarının ve Maliyecilerin "1,2 milyar YTL'nin altına inmesi mümkün değil" dediği borç 275 milyon YTL'ye düşürülmüştür. Vergi borcu neredeyse yok seviyesine indirilmiş olsa da, benim açımdan mesele kapanmıştır. Yalan dedikleri haber doğru çıkmış, Doğan Grubu vergi kaçakçısı olarak tescillenmiş, kayıtlara geçmiştir. Aydın Doğan şahsen 50 yıl vergi şampiyonu olsa da ödeyeceği miktar, kaçırdığı tescillenen verginin KDV'si kadar bile olmayacaktır. Doğan Grubu ile ilgili haberlerimizde hükümet etkisi yoktur. Bu haberlerden dolayı bana zaman zaman "Şerefsiz eski patronu hakkında yazıyor" dendiğini de biliyorum. Benim eski veya yeni patronlarımın vergi kaçırma, haksızlık usulsüzlük yapma hakkı yoktur. "Eski patronu olduğu için yazmıyor, yazamıyor şerefsiz" diyeceklerine, "Eski patronu hakkında bile yazıyor şerefsiz" demelerini yeğlerim. Sana sevgilerimi sunuyor, neredeyse bir aydır yazamadığı için kudurmak üzere olan bir gazeteciye köşeni açtığın için teşekkür ediyorum. Sevgiler. Fatih Kardeşin. CEVAP VE DÜZELTME METNİ Sabah Gazetesi'nin 22 Mayıs 2007 tarihli nüshasında, Hıncal Uluç'un köşesinde güya Fatih Altay-lı'ya söz vermek görüntüsü altında, yayınlanan yazıda, müvekkilim Aydın Doğan ve Yönetim Kurulu Başkam olduğu şirketleri hakkında hayasız iftiralara yer verilmiştir. Müvekkilimin kişilik haklarını ve . itibarını ağır şekilde zedeleyen bu yazı hakkında yargı yoluna gitme hakkımızı saklı tutarak bu iftira ve karalamalara aynı köşeden cevap verme hakkımızı kullanıyoruz: 1. Yazıyı kaleme alan kişi, açık bir kasıtla, müvekkilim Aydın Do- ğan'ın "Vergi kaçakçılığı tescil edilmiştir" diyerek kendisini kamuoyu önünde vergi kaçakçısı olarak ilan etmektedir. Bu ifade ya cahillik, ya da açık bir kin ve düşmanlığın eseri olabilir. Söz konusu olay, Petrol Ofisi ve îş Bankası'nın ortaklık dönemine aittir. Yapılan işlem bir vergi kaçakçılığı değil, vergide yorum anlaşmazlığıdır. Vergi Usul Kanunu'nun 359'un-cu maddesi, "Vergi kaçakçılığını" açık bir şekilde tarif etmektedir. Aynı Kanunun, uzlaşma ile ilgili Ek 1. maddesinde, kaçakçılık suçu dolayısıyla oluşan vergi cezasının uzlaşma konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu maddenin anlamı şudur: "Maliye Bakanlığı bir vergi kaçakçısı ile uzlaşma masasına oturamaz. Nitekim Maliye Bakanlığı da bunu vergi kaçakçılığı olarak görmediği için masaya oturmuştur. Dolayısıyla Aydın Doğan'a vergi kaçakçısı demek, hem ahlaken hem de hukuken ağır bir suçtur. Bu iftirayı atanlar yargı önünde hesabım verecektir. 2. Petrol Ofisi'nin söz konusu vergi uygulaması, o dönemdeki iki ortak olan Doğan Holding ve tş Bankası'nın uzman hukukçuları tarafından bütün ayrıntıları ile incelenip gerçekleştirilmiştir. Nitekim bu ihtilaf ortaya çıktıktan sonra dünyaca tanınmış iki bağımsız denetleme şirketi, bu vergi uygulamasının tamamen huku ka uygun olduğu şeklinde görüş bildirmiştir. KPMC, Doğan Grubu ile çalışmayan bir bağımsız denetim şirketidir. Şirketin 28.01.2007 raporu bu uygulamanın tamamen normal olduğu şeklindedir. Bir başka denetim şirketi olan Denet de 19.01.2007 ve 16.03.2007 tarihlerinde iki ayn raporda yapılan işlemin kanuna uygun olduğu görüşünü belirtmiştir. Türkiye'nin en tanınmış ve güvenilir vergi uzmanlarından Yılmaz Öz-balcı, 24.03.2007 tarihinde Maliye Bakanlığı ile Mahkeme'ye verilmek üzere hazırladığı raporunda aynı yönde görüş bildirmiştir. Aynca Petrol Ofisi'nin bağımsız denetçisi olan Deloitte Touche ve Doğan Holding'in bağımsız denetçisi Price Waterhouse, yaptığı inceleme sonunda, şirketin vergi uygulamasını kanuna uygun gördüğü için karşılık ayrılmasına gerek görülmemiştir. Uluslararası denetim şirketlerinin kurallarım ve titizliğini bilen nisanlar, bunun ne anlama geldiğini anlar. Ama cehalet ve nefretten gözü dönmüş bir kalemşorun bu hukuki ve ahlaki gerçekleri anlamasmı bekleyecek kadar saf değiliz. İyi niyet ancak iyi niyet sahibi insanlardan beklenebilir. 3. Yazıyı kaleme alan kişi, cehaletiye birleştirdiği kötü niyetim, Maliye ile yapılan uzlaşmada "Cezanın kuşa çevrildiğini" söyleyerek devam ettirmiştir. Maliye Bakanlığı'nın bugüne kadar yaptığı uzlaşmaları, gazete sayfalarından izleyen herhangi bir okuyucu bile bu ifadenin hayasız bir iftira olduğunu farkedebilir. Maliye Bakanlığı bugüne kadar çok sayıda uzlaşmayı sonuçlandırmıştır. Bunlar arasında tamamen sıfırlanan uzlaşmalar vardır. Yüzde 10, yüzde 20, yüzde 30'Ia sonuçlananlar da bulunur. Yani bu konuda Petrol Ofîsi'ne yapılmış özel bir muamele kesinlikle söz konusu değildir. Ayrıca dünyanın her yerinde birçok şirket, maliye bakanlıkları ile bu tür vergi ihtilaflarına düşer ve uzlaşmalara gider. Bunlar şirket devlet ilişkilerinin en normal işlemleridir. Geçmişte bu tür yüzlerce uzlaşma olduğu halde, bu kötü niyetli kalemşorun yazdığı sütunda bunlar için "Kuşa çevrildi ifadesi" hiç kullanılmamıştır. 4. Danışılan vergi uzmanları ve denetim şirketlerinin tamamı, müvekkilimizin sonuna kadar haklı olduğunu ve kesinlikle yargıya gidilesi gerektiği tavsiyesinde bulundu. Yargılamanın uzun süreceği, bu süre içinde şirket hisselerinin etkilenece ği, özellikle de küçük yatırımcının zarar göreceği dikkate alınarak uz laşma yolu tercih edilmiştir. Ama bunun bazı kötü niyetli kişilerce "Vergi kaçakçılığının tescili" olarak takdim edileceğim tahmin edileme miştir. İyi niyetli ve kendinden emin bir insan tahmin de edemez. 5. Müvekkilimin bütün kamuoyuna açıkça ifade etmek istediği husus; ''Vergi kaçakçılığı şerefsizce bir eylemdir. Bir insanın ülkesine karşı işleyebileceği en ağır suçlardan biridir. O nedenle vergi kaçıranlar şerefsiz, hayasız insanlardır, vergi kaçırmanın vatan hainliği" olduğudur. Ancak aynı şiddetle şu duygularını da ifade etmek isteriz ki, hayatı boyunca vergi şampiyonları listesinde yer alan, hayatı boyunca herkesi vergi vermeye teşvik eden bir insanın, vergi uyuşmazlığı ile ilgili bir konuda tamamen kasıtlı ve kötü niyetli olarak kamuoyuna "vergi kaçakçısı" olarak sunmak bundan da büyük bir şerefsizlik ve haysiyetsizliktir. Bu cevap ve düzeltme metninin basm yasası 14. maddesi gereğince aynı sayfa ve sütunlarda yayınlanmasını, diğer yargı yollarına başvurma hakkımız saklı kalmak kaydı ile vekil olarak talep ediyorum. 22.05.2007 Aydın DOĞAN Vekili YORUM YAZIN ![]()
|
|