Ankara'da yapılan ‘Barış Yürüyüşü'nün ardından Bingöl'e dönen Demokratik Toplum Partisi (DTP)'li İl Genel Meclis Üyeleri ile Belediye Meclis Üyeleri, Ankara'daki yürüyüşün değerlendirmelerini basına aktardı. Basın açıklamasını Belediye Meclis Üyesi Faruk Anşin okudu.
TBMM‘nin, Ankara'daki yürüyüşe karşı takınmış olduğu tavrıyla Kürt halkını görmezlikten geldiğini, halkların kardeşlik dokusunu zedeleyici, bütünleyici yapısını bozucu bir yapı arz ettiğini öne süren Anşin,”Bizlere karşı üvey evlat muamelesini ve sözde vatandaş bakışının uygulana geldiğinin ve TBMM'nin de bunu onayladığını aşikâr bir delilini sergilediğini tüm çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Barışta ısrar istememize rağmen TBMM'nin kapılarını sürgülemesi, uzanan dost elini tutmaması, Kürt halkının en doğal ve vazgeçilmez insani haklarına kulak vermemesi, bizleri derin endişelere ve üzüntülere sevk etmiştir” dedi.
Tarihin seyrine bakıldığında Kürt halkının, sinesini açarak Alparslan'ları kabul ettiğini, Yavuz Sultan Selim'lere arka çıktığını söyleyen Anşin, Kürt halkının, Kurtuluş Savaşı döneminde de Sivas ve Erzurum Kongrelerine ev sahipliği yaptığını, komşu olmanın gereklerini, vazifelerini eksiksiz yerine getirdiğini belirtti.
Anşin; “Bizler fert olarak, parti olarak, seçilmişlerimiz olarak, kurucusu olduğumuz TBMM'nin kapılarını dostane çalmaya, barışın sağlanmasının sahip çıkılması, ateşkesin kalıcılaştırılması, silahsız, kavgasız, kansız bir düzen ve demokrasinin oturtulması, kör şiddet döngüsünün ve inkarcı resmi ezberin, bozulmasının sağlanması, Kürt-Türk kardeşliğinin sabote edilmemesi için PKK'ca tek yanlı ilan edilen ateşkese cevap olunması, demokratik alandaki açılımların pratikleştirilmesi, Kürt insanıyla barışık bir siyasetin belirlenmesi ve bu yönde tarihi bazı adımların atılması için Ankara'ya doğru (VEFA BİLİRLER DİYE) seçilenlerimiz olarak kararlı adımlarla barış için yürüdük. Ancak Kürt halkının tarih boyunca sergilediği özverili, dostane yaklaşımı görmediğimizi teessüfle belirtme gereği duyuyoruz. Yine Ankara'da bulunduğumuz aynı saatlerde Meclis Başkanı Bülent ARINÇ'ın destur alırcasına, kara kuvvetler komutanını ziyareti, tarafımızca manidardır ve ne anlam ifade ettiğinin de idrak ve bilincini taşıyoruz. Yine başbakanın bir yeniçeri misali iki ileri bir geri edasıyla “Kürt sorunu benim sorunumdur” tezi yerini “düşünmesen Kürt de yoktur; sorunu da” safsatasına bırakmıştır” diye konuştu.
Bukalemun siyaseti güden siyasetçilerin, kendilerine verecek hiçbir şeylerinin olmadığını çok iyi bildiklerini aktaran Anşin; “Şunu açıkça vurguluyoruz ki barışı sahiplenmeme savaşta ısrardır” dedi.
‘Şiddeti meşrulaştırma onu arzulamadır' diyen Anşin, İnkârcı ve imhacı siyaset konseptlerini tekrar uygulanırlığının resmiyeti; hukukun ve demokrasinin çiğnenirliğinin açık ilanı olduğunu ifade etti.
Anşin, şöyle devam etti “Değerli halkımızdan istemimiz din üzerinden takiyye yapan takiyyecileri, Mustafa Kemal'i kendine perde edinen çığırtkanları deşifre etmeleri seçimde oylarıyla seçim sandığına gömmeleri; hayatlarının her karesine, demokratik duruşu, kararlılığı yansıtmaları barışı sahiplenmeleri ve dalgalandırmalarıdır. Savaşın damgasını vurduğu Bingöl toprakları ve halkı olarak “Yaşasın Barış Ve Yaşasın Halkların Kardeşliği” diyoruz”
BİNGÖL KENT HABER