Baykal'ın çankaya adayı belli olduCumhuriyet Halk partisi Genel başkanı Baykal'ın Çankaya'da en çok kimi görmek istediğinin şifresi büyük ölçüde çözüldü. İşte Baykal'ın Çankaya stratejisinin kodları…![]() Baykal'ın Çankaya adayı belli oldu CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Çankaya'da en çok kimi görmek istediği sorusuna cevap bulabilmek için, ilk günden itibaren AKP iktidarına karşı izlediği politikasına ve son günlerde yaptığı konuşmaların satır aralarına göz atmakta yarar var. İşte Baykal'ın Çankaya stratejisinin kodları… 3 Kasım seçimlerinden sonra AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasağının kalkmasına CHP parti olarak destek verirken Deniz Baykal'ın temel düşüncesi şuydu: Eğer AKP lideri Erdoğan hükümetin dışında kalmaya devam ederse, giderek daha da fenomen haline gelecek, AKP Hükümeti iktidarda yıpransa bile Erdoğan bir kurtarıcı olarak kalmaya devam edecekti. Eğer Erdoğan'ın siyaseten önü açılır ve milletvekili seçilerek hükümette görev alması sağlanabilirse, zaten AKP iktidarının fazla uzun ömürlü olmayacağını düşündüklerinden ve ellerine yüzlerine bulaştıracaklarını öngördüklerinden dolayı, Erdoğan'ın siyasi karizması da seçmen nezdinde sarsılmış olacaktı. 3 Kasım seçimlerinde siyasi arena zaten allak bullak olduğundan dolayı, AKP'nin de kısa sürede yıpranması durumunda meydanın tamamen CHP'ye, yani Baykal'a kalması mümkün olacaktı. Erdoğan'ın siyasi yasağının kaldırılmasıyla ilgili CHP'nin öne sürdüğü örtülü gerekçeler Çankaya Köşkü tarafından da makul bulunmuş olacak ki, Cumhurbaşkanı Sezer, kişiye özgü olduğu aşikâr olan Erdoğan'la ilgili yasal düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi'nde dava açmadı. Yasaklar kalktı ve Erdoğan başbakan oldu. Hesaplar tutmadı… Fakat bu öngörüler gerçekleşmedi. Kimi çevrelerin 6 ay, kimilerinin en fazla 1 yıl ömür biçtiği AKP iktidarı geçen zaman içinde Ankara'da daha da kökleşti. AKP iktidarıyla siyasi zeminde baş edilemeyeceği anlaşılınca, kimi zaman askerle karşı karşıya getirilmeye çalışıldı. Görevi geçtiğimiz günlerde sonra eren Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'e belli çevrelerin hışmı da buradan kaynaklandı. Siyasi iktidara açıkça tavır almaması bazılarını rahatsız etti. Geçen zaman içinde Hükümet giderek daha profesyonel şekilde işe vaziyet eder hale geldi. Hükümeti erken seçime zorlama taktikleri de şu ana kadar bir işe yaramadı. Sert geçecek denilen yaz da geride kaldı. Politikasını, AKP'nin iktidarda başarısız olması ve bu yolla Erdoğan'ın siyasi karizmasının çizilerek meydanın kendisine kalması olarak belirleyen Baykal'ın bu stratejisi tutmadı. Erdoğan başkanlığındaki 59. Hükümet döneminde AKP oyları azalacağına giderek daha da arttı. Üstelik siyasi arenadaki boşluğa rağmen muhalefet partisi CHP'nin geniş halk kitleleri açısından iktidara alternatif olacak bir çıkış yakalayamaması, Baykal'ı yeni bir taktik izleme yoluna itti. Bu taktik, Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını istemiyormuş gibi davranarak aslında Erdoğan'ı Çankaya'ya yönlendirmek üzerine kurulu. Erdoğan Çankaya için gün sayıyor… Deniz Baykal, Cuma günü Adana havaalanında ayaküstü yaptığı ve satır aralarında önemli mesajlar içeren açıklaması nedense medyadan beklenen ilgiyi görmedi. Açıklama sadece Cumhuriyet gazetesinde; “Erdoğan Çankaya için şafak sayıyor…” başlığıyla yer aldı. Açıklamanın en dikkat çekici yanını, Erdoğan'ın olası Çankaya'ya çıkma planını Baykal'ın daha şimdiden kabullenmesi oluşturuyordu. Özal'ın Çankaya'ya çıkışına muhalefet için dönemin ana muhalefet partisi SHP'nin Meclis'i terk ettiği düşünülürse, Baykal'daki bu erken ön kabul, Başbakan Erdoğan için birçok avantajı beraberinde getiriyor. Baykal Adana'daki konuşmasında; ''Başbakan cumhurbaşkanı adayıdır ve karşısında da başka bir aday yoktur. Başka bir aday da çıkamaz. Başbakan mayıs ayında cumhurbaşkanı seçilecektir. O şimdi şafak sayıyor, gün sayıyor.'' Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkma düşüncesi varsa, bu sürece en çok karşı çıkması beklenen muhalefet lideri daha şimdiden böyle bir açıklama yapmışsa olsa olsa ancak teşekkür edilir. Herkes başkasını kendisi gibi bilir derler ya… CHP'de parti içi muhalefete göz açtırmayan ve anında ihraç mekanizmasını işleten Baykal, “Erdoğan'ın karşısına başka bir aday da çıkamaz. Başbakan mayıs ayında cumhurbaşkanı seçilecektir…” demek suretiyle de, “ben olsam öyle yapardım, karşıma aday çıkarmazdım…” demeye getiriyor olmalı. Üstelik Baykal, AK Parti grubu içinde Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını istemeyen ya da adaylık hevesine girmesi muhtemel milletvekillerine de bir bakıma, “sakın ha karşısına çıkmayın, başınıza iş alırsınız…” mesajı vermiş oluyor. Baykal'ın, Erdoğan'ın Çankaya'ya yolunu dikensiz gül bahçesi haline getirmeyi amaçladığı ortada… Erdoğan Çankaya çıkarsa… Baykal'ın neden Erdoğan'ı Çankaya'da görmek isteyebileceğine gelince… 1. Yaşı yetmişe dayanmak üzere olan, yapılacak ilk genel seçime partisinin başında son kez gireceği aşikâr olan Baykal'ın, kendi siyasi geleceğine ilişkin son hesapları, Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasının ardından gelişecek konjonktüre göre şekillendirmeyi düşündüğü anlaşılıyor. “Hele Erdoğan Çankaya'ya bir çıksın, ondan sonrasına bakacağız…” hesabı son günlerde ağır basmış görünüyor. Baykal Adana'da yaptığı konuşmada; “Şimdi geldiğimiz noktada erken seçim olasılığı kalktı. Seçim 5 yılda yapılacak” demek suretiyle erken seçimin gündemden kalktığını açıkça deklare etti. Meclis'te grubu bulunan en güçlü muhalefet partisinin seçim yok dediği bir ortamda, Meclis dışındaki partilerin şu saatten sonra ülkeyi erken seçim havasına sokabileceklerini düşünmek gerçekçi görünmüyor. Kuşkusuz Baykal'ın bu açıklaması, Çankaya seçiminden önce erken genel seçim ihtimalini tamamen gündemden çıkarırken, AKP'nin Meclis'teki mevcut sayısal çoğunluğuyla Cumhurbaşkanı seçmesinin önündeki engelleri de ortadan kaldırıyor. Yaptığı tüm açıklamalarla Başbakan Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını zımnen desteklediği anlaşılan Baykal'ın, Çankaya seçimlerinden birkaç ay sonra yapılacak genel seçimlerde Erdoğan'ın partisinin başında bulunmayacak olmasını CHP açısından avantaj olarak gördüğünde kuşku yok. Bu hesabın ne kadar yerinde olduğunu da kuşkusuz zaman gösterecek. 2. CHP'nin en sık başvurduğu yöntemlerden biri de, askerle sağ iktidarları sürekli karşı karşıya getirme çabası… CHP bugüne kadar hep bu tür gerilimlerden partisine siyasi avantaj sağlama çabasında oldu. Baykal yaptığı konuşmalarda bu konuda da ele veriyor kendini. Erdoğan'ın Çankaya çıkmasının ardından oluşacak 3'lü saç ayağının (AKP kökenli ‘Cumhurbaşkanı - Meclis Başkanı – Başbakan' üçlüsünün) ülkenin bazı etkin kurumlarından gerilim oluşturacağını ve bu şartlar altında bazı etkin kurumların CHP'ye adeta kurtarıcı muamelesi yapacaklarını hesap ediyor olmalı. Hani, “dervişin fikri ne ise zikri de odur” derler ya… Nitekim Deniz Baykal Adana'da yaptığı konuşmada, “Erdoğan'ın aday olmasının Türkiye'yi nasıl kutuplaştıracağını, nasıl gerginliklere sürükleyeceğini herkes biliyor. Nasıl başbakanlık yaptıysa cumhurbaşkanlığını da öyle yapacaktır...” demek suretiyle, Erdoğan'ın Çankaya çıkmasının ardından ülkenin gerileceğinin sinyallerini veriyor. Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasının ardından Baykal'ın öngördüğü kurumlar arası gerginlik gerçekleşir mi, bu ortam CHP'ye siyasi avantaj sağlar mı bilinmez. Ama bilinen bir şey var ki, Erdoğan bile Çankaya konusunda henüz nihai bir karar vermemişken, Baykal'ın çoktan Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasının ardından gelişmesi muhtemel sürece kendisini odaklamış olması Erdoğan için büyük avantaj görünüyor. İktidarda AKP'ye şans tanımayan ama bu hesapları tutmayan Baykal'ın, bakalım Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkması halinde CHP'ye ve kendisine gün doğacağını öngören beklentileri gerçekleşecek mi? Çok az kaldı. Yakında göreceğiz. YORUM YAZIN ![]()
|
|