Baykal'ın 'islamiyete saldırı' öngörüsüCHP lideri Baykal, Papa'ya, ''Türkiye'ye hoş geldiniz. Türk halkının konukseverliğine inşallah burada tanık olacaksınız. Burada bir dost milletin, sevgi ve anlayış dolu yaklaşımı içinde ağırlanacaksınız'' diye seslendi.![]() Deniz Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmaya, Papa 16. Benediktus'un Türkiye ziyaretini değerlendirerek başladı. CHP Genel Başkanı Papa'nın, Türkiye'yi ziyaret kararını aldığını ve bunu yürürlüğe koyduğunu ifade eden Baykal, ''Bunun, Türkiye'de ve dünyada çok büyük bir ilgi, hatta bir heyecan yarattığına tanık oluyoruz. Bugüne kadar Türkiye'ye daha önce başka papa ziyaretleri yapılmıştır. Bu ziyaretlerin hiç biri bu kadar yüksek bir heyecan yaratmamıştır'' diye konuştu. Hem Türkiye'de hem Türkiye'nin dışında bu ziyarete ilişkin çok yüksek bir ilginin, heyecanın, kaygının, telaşın şekillenmekte olduğunu belirten Baykal, şunları söyledi: ''Bu ziyaretin, böyle bir duyarlılık yaratması hiç şaşırtıcı değil. Bunları çok doğal karşılamak gerekir. Çünkü, bir süreden beri maalesef dünyada, bir süre hiç olmazsa unutulmuş olan bir konu, dinlerarası ilişki konusu sakıncalı bir biçimde dünya gündemine taşındı. İslamiyetle Hristiyanlık arasındaki ilişkinin, maalesef son dönemlerde hiç gerekmediği halde, haklı kılacak hiçbir neden olmadığı halde, çok sakıncalı bir biçimde gündeme getirildiğine tanık oluyoruz. Bundan, büyük üzüntü duyuyoruz. Sadece biz değil, aklı başında her inançtan, her dinden pek çok insan, bu tablodan rahatsızlık duyuyor. Bunun sonucu olarak da bu olumsuz gelişmeyi kontrol edebilmek için girişimler yapılıyor, bir yeni anlayış ortamı yaratılması ihtiyacı vurgulanıyor, bu doğrultuda yaygın çabalar yaygın çabalar sergileniyor. Medeniyetler çatışması denilen olay, aslında bu olaydır. Medeniyet tarifi adı altında yumuşatılmak istenen gerçek, ne yazık ki farklı inançlara sahip topluluklar arasındaki farklılıklar konusudur. Bunun medeniyetler çatışmasına dönüşmesi ihtimali, dönüşmesi yolunda sergilenen çabalar, gayretler hepimizi büyük üzüntüye sevk etmektedir.'' ''ESKİ ÇAĞLARIN KÜLTÜRÜ'' Baykal, insanlığın her zamankinden daha çok barışa ihtiyacı bulunduğu bir dönemde, birdenbire çok daha eski çağların özelliği olan çatışma kültürünün, yavaş yavaş şekillendirildiğini söyledi. Bunun, dünyanın temel sorunu olduğunu ve aşılması gerektiğini vurgulayan Baykal, ''Maalesef son zamanlarda bu çatışmaya katkı veren olumsuz süreçler işlemeye devam ediyor'' dedi. İSRAİL FİLİSTİN ÇATIŞMASI Bu süreçlerden birinin İsrail-Filistin çatışması olduğunu kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu, çok tehlikeli bir süreci başlatıyor. İşi çığırından çıkaran, en büyük haksızlıklara maruz kalındığı duygusunu kuşaklar boyu insanlara, çocuklara, gençlere veren ve çatışmayı çığırından çıkaran ana olumsuzluk kaynaklarının başında maalesef bu geliyor. Bu sorunun bir an önce çözülmesi lazım. Dünya, bunca ihtilafı çözdü, şimdi bu ihtilafı çözemez durumda. Acz içinde bunun giderek yaygınlaşmasına, ortamı zehirlemesine, duyguları tahrip etmesine, insanları birbirine düşürmesine, insanları-insanlığı bölüp parçalamasına seyirci kalınıyor. Buna bir an önce son vermek lazım. İsrail-Filistin ihtilafı noklanmalıdır. Orada huzur bir an önce sağlanmalıdır. Orada tehlikeli bir çatışma var, bu çatışma bir inanç ve din husumeti olarak algılanıyor. İnanç ve din husumeti olarak algılanınca bunun çok tehlikeli yansımaları ortaya çıkıyor.'' ''DİN SALDIRISI'' Son zamanlarda yeni bir mücadele tarzı olarak kendisini gösteren terör uygulamalarının, çok yanlış bir biçimde ve çok tehlikeli olarak bir ''dinsel nitelikli mücadele tarzı'' olarak kavrandığını hatırlatan CHP Genel Başkanı Baykal, ABD'ye yönelik 11 Eylül saldırısının aslında bir ''din saldırısı'' olarak tanımlanmış olmasının çok sakıncalı sonuçlar doğurmaya başladığını ifade etti. Baykal, şöyle konuştu: ''Giderek terörle bir kutsal din, bir büyük din, bir büyük barış dini özdeşleştirilmek istenmiştir. Bu, giderek insanların inançlarına göre farklılaştırılması yolunu açmıştır. Tehlikeli bir gelişme başlatmıştır. Bu, maalesef kontrol altına alınamamıştır. Her inançta ortaya çıkabilecek terör gruplarının, inanç tarifi ile değerlendirilmesi, yapılabilecek en büyük yanlıştı. O grupları, hak etmedikleri bir büyük itibara, meşruiyete ve güce kavuşturmak anlamına geliyordu. Bu hata maalesef yapılmıştır, hala da yapılmaya devam ediliyor. İşte böyle bir ortamdayız. Böyle bir ortamda maalesef son dönemlerde İslamiyete yönelik saldırılar, çeşitli çevrelerden yaygınlaştırılmak istenmiştir. Danimarka'daki karikatür krizi ve çeşitli yayın organlarında İslamiyet'e, İslamiyet'in kutsal kavramlarına karşı, aziz peygamberine karşı, Kuran'ı Kerim'e karşı saygısızca tavırlar, Müslüman dünyayı çok ciddi şekilde rencide etmiştir, kırmıştır. Bunlara karşı yükselen tepkiyi bir yeni kriz doğurmayacak duyarlılık içinde, dikkat içinde herkes yönlendirmeye çalışılırken maalesef çok büyük bir yanlış yapılmıştır ve Papa bizzat tam bu ortamın içinde İslamiyetin özüyle ilgili, çok yanlış, gerçeklerden kopuk ve icapsız, gereksiz, anlamsız bir değerlendirme ile tabloya tuz-biber ekmiştir.'' ZİYARETİN ZAMANLAMASI Baykal, Papa'nın ziyaretinin böyle bir ortamda gerçekleştiğine dikkati çekerek, ''Böyle bir ortamda, böyle bir tedirginliğin ortaya çıkması doğaldır. Bunu herkesin anlaması lazım. Eğer ortada bilinçli, planlı bir provokasyon söz konusu değilse zamanlama yanlış olmuştur, talihsiz olmuştur'' diye konuştu. Bu zamanlamayı yönlendirmesi gereken yetkililerin bütün bunları dikkate alarak, bu ziyaretin daha uygun bir zamanda, daha uygun bir bir programla gerçekleşmesi için üzerine düşen etkin girişimleri yapamadığını öne süren Baykal, ''Bu süreci seyretmişlerdir'' dedi. Papa'nın iki ayrı kimliğe sahip bir şahsiyet olduğunu kaydeden Baykal, hem büyük bir din adamı, hem de bir devlet başkanı olduğunu söyledi. Papa'nın bu ziyaretinin, devlet başkanı kimliğinden çok bir kilise başkanı, Katolik kilisesinin en yüksek şahsiyeti kimliği ile yapılan bir ziyaret olduğunu ifade eden Baykal, şöyle konuştu: ''Bu ziyaretin amacı da Türkiye'deki Ortodoks kilisesi ile Roma'daki Katolik kilisesi arasındaki ilişkiyi yeni bir barış ve uyum ilişkisi içine çekmek, geçmiş ihtilafları unutmak, acı günlere yönelik duyguları geride bırakıp yeni bir anlayış dönemini açmaktır. Bu yönüyle çok saygıdeğer bir girişimdir. Hristanlığın kendi içindeki ihtilafların aşılmasından, bu doğrultuda en yetkili kişilerin inisiyatif almasından biz mutluluk duyarız. Ama Hristiyanlığın kendi kiliseleri arasındaki barış arayışının, Hristiyanlık ile Müslümanlık arasındaki barış arama ihtiyacını kesinlikle gölgede bırakmasını da uygun görmeyiz. Asıl ihtiyaç, anlaşılıyor ki şu sıralarda Hristiyanlıkla İslamiyet arasında bir karşılıklı barış ortamının şekillenmesine yardımcı olmaktır. Kiliseler arası dayanışma anlayışından kaynaklanan ziyaret, öyle anlaşılıyor ki bizim yetkililerimizi bu konuya seyirci kalmak durumuna sokmuştur. Yani inisiyatif kullanamamışlardır. Olayı yönlendirememişlerdir. Ve bunun sonucu olarak bugün bu ziyaret, bizim yetkililerimizin nezaret ettiği, seyrettiği ve üzerlerine düşen ev sahipliğini yapmak durumunda oldukları bir ziyaret haline dönüşmüştür.'' Papa'nın, ''Ortodoks yortusuna katılmak istediğini'' bildiğini söyleyen Baykal, bütün bunların ''daha geniş görüşlü bir zaman anlayışı içinde'' planlanmasının mümkün olabileceğini söyledi. YORUM YAZIN ![]()
|
|