Kültür caddesindeki Elit Sinema ve Kültür Merkezi Mavi Salonunda 1. Bingöl Sempozyumu açılışı yapıldı. Açılışta bir konuşma yapan Vali Vehbi Avuç, sempozyumu tarihi bir olay olarak değerlendirdi. Bingöl'ün tarihi, ekonomik ve tarımsal olguları başta olmak üzere bütün değerlerinin araştırılıp tartışılacağı 2 günlük bilimsel çalışmanın Bingöl'de ilk kez yapıldığını ifade eden Vali Avuç, ''Bingöl tarihinde bir ilkin gerçekleşmesi olan 1. Bingöl Sempozyumu bizleri onurlandırdığı kadar Bingöl halkının da övünmesi gereken tarihi bir olaydır.'' dedi.
Konuşmasında Bingöl'ün nüfus ve okuryazarlık durumunu da anlatan Vali Avuç, 57 bin vatandaşın okuma yazma bilmediğini belirtti. Avuç, ''2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre ilimizin genel nüfusu 253 bin 739'dur. Bu vatandaşlarımızdan 57 bin 300'ü maalesef okuma-yazma bilmemektedir.'' diye konuştu.
1. Bingöl Sempozyumu düzenleme komitesi adına konuşan Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Mahfuz Söylemez, sempozyumda Bingöl'ün dünü, bugünü ve geleceği üzerinde durulacağını bildirdi.
Sempozyumu düzenlemekteki amaçlarını anlatan Söylemez, ''Şehrimizin tarihi arka planıyla beraber bugünü de tartışılarak daha geniş bir şehir olması için nelerin yapılması gerektiği üzerinde durulacaktır. Çünkü sağlam bir dün olmadan, sağlıklı bir bugün veya gelecek inşa edilmeyeceği inkâr edilemez bir gerçektir. Tarihten aldığımız enerji, ışık ve güçle sorunlarımızı daha rahat çözeriz.'' dedi.
Çoğunluğu Bingöllü akademisyenlerden oluşan konuşmacıların yer aldığı sempozyumun açılışında Bingöl Milletvekili ve TMBB İdare Amiri Feyzi Berdibek ve Belediye Başkanı Hacı Ketenalp da birer selamlaşma konuşması yaptı.
Konuşmasında sempozyumun Bingöl'ün tanıtımında önemli rolü olacağını söyleyen Berdibek, sempozyumun Bingöl'ün tanıtımı için önemli olduğunu söyledi.
Berdibek şöyle konuştu: “Bingöl'ün adının böyle güzel şeylerle anılmasına vesile olan ve bu anlamlı günü hazırlayanları tebrik ediyorum. Tabuları yıkma adına güzel bir etkinlik olarak değerlendiriyorum. Bu tür etkinliklerin devamının gelmesi gerekir. Bingöl'ün geleceğini konuşacak olan akademisyenlerimize hoş geldiniz diyorum. İlin ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan konuşulacağı sempozyumu destekliyorum.” dedi.
Sempozyumun Bingöl için bir milat olacağının altını çizen Ketenalp, Bingöl'ün geleceğine ışık tutacak bu organizasyonu gerçekleştirenleri kutladığını söyledi. Ketenalp konuşmasına şöyle devam etti. “Sempozyum gerek tarihi gerek coğrafi ve gerekse ekonomik açıdan bir değerlendirme konumunda gerçekleşecektir. İlimiz için büyük önem arzeden bu çalışmayı hazırlayanları kutluyorum.”
İşte Cumartesi günü açılış konuşmalarının ardından Bingöl tarihinin konu edindiği ve 1.Oturum Mavi Salonda konuşan akademisyenler ve konuları şöyle:
Prof. Dr. Salim Öğüt'ün yönettiği saat 10:00'da başlayan 1. Oturum akademisyenleri ve tebliğ konuları şöyle gerçekleşti:
Doç. Dr. Abdurrahman Acar (Bingöl ve Çevresinde İslam Dininin Yayılışı), Doç. Dr. Mehmet Azimli (Klasik İslam Tarihlerine Göre Abbasilerden Osmanlılara Bingöl'ün Siyasi Tarihi), Dr. Ali Haydar Haksal (Tarih Coğrafya Lugatında Geçen Bingöl ve Çevresine Ait Yer İsimleri, Anlamları ve Konumları) ve Yusuf Baluken (Artuklular Devrinde Bingöl)
Sempozyumda bazı notlar:
Dr. Ali Haydar Haksal (Tarih Coğrafya Lugatında Geçen Bingöl ve Çevresine Ait Yer İsimleri, Anlamları ve Konumları)
Kültür tarihi özelliği taşıyan bir şehir değildir. Bilindiği gibi 1933'ten sonra Bingöl'ün sınırlarını belirleyen iki büyük ilçe bulunmaktadır. Bunlar Genç ile Kiğı'dır. Bingöl il olmadan önce Kiğı, Erzurum'a, Genç ise Bitlis vilâyetine bağlıdır. Genç, bildiğimiz kadarıyla bugünkü Genç'in yerinde değildir. Bugünkü Genç sonradan kurulmuştur. Yaptığımız araştırmada yerler hakkında bilgilenirken, bazı konularda duraksadığımız anlar da olmuyor değil. Öğrendiğimiz kadarıyla eski Genç daha Doğu'da yer almaktadır.
Bugün Bingöl sınırları içinde yer alan diğer kısımlar ise, Dersim, Palu vb. ilçelere bağlıdırlar. Kiğı sınırları içinde olup, şimdi hem Erzurum hem de Tunceli ile Erzincan sınırları içinde kalmış bölgeler bulunmaktadır.
Yusuf Baluken, (Artuklular Devrinde Bingöl)
Bingöl ve yöresi tarih boyunca farklı ulus ve hanedanların yönetiminde kalmıştır. İslamın Anadolu'ya gelişinden sonra bölgede irili ufaklı birçok İslam hanedanı hüküm sürmüştür. İşte bu hanedanlar içerisinde az bilinen ama etkinliği en çok olanların başında Artuklular gelir. Yaklaşık dört asırlık bir süre egemenlik kurmuş olan bu hanedan mensuplarının Bingöl yöresindeki hakimiyeti ise bir asra yakındır. Bir asıra yakın süre zarfında doğrudan Artuklu egemenliğinde kalan Cebelu Cûr artık Eyyubîlerin yönetimine girdi. Artuklular yöreye hakim oldukları bu bir asırlık süre içinde özellikle Fırat/Murat havzasında yerleşim yerleri kurdular. Bu dönemden bize kalan tek eser mimari yapısına dayanarak Artuklu dönemine tarihleyebileceğimiz Genç ilçe merkezine 2 km uzaklıkta bulunan kümbettir. 19. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkmış bu eser hakkında henüz yeterli araştırmalar yapılmamış aksine harab olmaya terk edilmiştir. Yöredeki mevcut kalıntıların harabe şeklinde olmasını 13. yüzyılda yöreyi istila eden Moğol yağmalarına bağlıyoruz.
Aynı anda Beyaz Salonda Doç. Dr. Eşref Taş'ın yönettiği oturumdaki akademisyenler ve tebliğ konuları şöyle gerçekleşti:
Prof. Dr. Nihat Dilsiz, (Genetik Kopyalamada Son Gelişmeler), Doç. Dr. Mehmet Barca ve Doç. Dr Ahmet Diken (Bingöl İli Ekonomik Kalkınma Stratejisinin Geliştirilmesi Önerisi), Doç. Dr. Galip Bakır (Bingöl Yöresinde Besi İşletmelerine Yönelik Barınak Alanlarının Geliştirilmesi), Yard. Doç.Dr. Abdullah Çelik (Bingöl İl Merkezinde Yerel Temsil Açısından Yerel Seçilmişler Üzerine Yapılmış Bir Çalışma), Salih Özhan (Girişimci Aile Şirketlerinde Kültürel Körecelelik Perspektifinden Kurumsal Bir Bakış)
Sempozyum akademisyenlere Yaylalı Konağı'nda verilen öğle yemeğinin ardından;
Prof. Dr. Adnan Demircan'ın başkanlığında ve saat 13:00'da başlayan 2. Oturum akademisyenler ve tebliğ konuları şöyle gerçekleşti:
Doç. Dr. Mahfuz Söylemez (Bitlis Vilayet Salnamelerine Göre Genç Sağlığı), Yrd. Doç. Dr. Mehmet Salih Erpolat (Tahrir Defterine Göre Çapakçur Sancağı), Dr. İbrahim Çapak (Bingöl ve Çevresindeki Medreselerde Mantık Eğitimi), Dr. Talip Atalay (Diyarbekir Vilayet Gazetesine Göre Çapakçur, Genç ve Kiğı)
Yard. Doç.Dr. Abdullah Çelik (Bingöl İl Merkezinde Yerel Temsil Açısından Yerel Seçilmişler Üzerine Yapılmış Bir Çalışma)
Demokrasi, çağımızın vazgeçilmez ve egemen düşüncesidir. Demokrasi düşüncesinin egemen olması, demokrasi tanımında bir görüş birliğinin bulunduğu anlamına gelmemektedir. Doğrudan demokrasi, temsili demokrasi ve yarı doğrudan demokrasi gibi çoğulcu demokrasi çeşitleri gelişmiştir. Türkiye'de Belediyeler, Türkiye'de yerel yönetimlerin gelişimi farklı şekilde olmuştur. İlk önce İstanbul ve diğer belediye ayrımı yapılmış, daha sonra bütün belediyeler için aynı düzenleme getirilmiştir.
2. Oturumdan notlar: Dr. İbrahim Çapak (Bingöl ve Çevresindeki Medreselerde Mantık Eğitimi)
Medreselerde verilen eğitim ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz birçok değerlendirme yapılabilir. Ancak ben bu çalışmada medreseleri genel olarak incelemek yerine Bingöl ve çevresindeki medreselerde okutulan mantık ve münazara ilmiyle alakalı eserler üzerinde durmak istiyorum. Medreselerde mantık ilminin okutulması, şüphesiz okutulan dini ilimlerin daha iyi anlaşılması ve kavranmasına katkıda bulunmuştur. Bingöl ve çevresindeki medreselerde İslam tarihi, Coğrafya, Felsefe, Matematik, Geometri, Astronomi ve Tıp gibi ilimlerinin okutulmadığı görülmektedir. Okutulan derslere bakıldığında günümüz ilahiyat fakültelerinin temel İslam bilimleri bölümlerinde yer alan bazı derslerin okutulduğu görülür.
Prof. Dr. Nihat Dilsiz'in başkanlığında ve saat 14:50'de toplanan 3. Oturum akademisyenleri ve tebliğ konuları şöyle gerçekleşti:
Doç. Dr. Ramazan Muslu (Bingöllü Halidi Şeyh Ahmed El Cabakcuri), Yrd. Doç. Dr. Abdulhakim Koçin (Şiir Sanatında Bingöl), Dr. Yaşar Kalafat (Bitlis-Bingöl Yöresi Gönül Erleri ve Üryanlık), Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top (Bingöl'deki mimari Doku Üzerine Bir Değerlendirme), Abdullah Demir (Bingöl Tarihi Açısından Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Olan Belgeler Üzerine Bir Değerlendirme)
Salih Özhan (Girişimci Aile Şirketlerinde Kültürel Körecelelik Perspektifinden Kurumsal Bir Bakış)
Aile şirketlerine ilişkin olarak üretilen ve etkililiği belirli bir kültürde kanıtlanan kuram, yöntem, model ve ölçekler farklı kültürlerin farklı koşullarında çoğu zaman etkili olmamaktadır. Bu çalışmada, farklı kültürel referanslara sahip toplumlardaki aile şirketlerinin girişimcilik yönelimleri, yönetim alanı için kültüre özgü modeller üretme gerekliliği ve uygun modelin uygulanmasının sağlayacağı avantajların yanı sıra uygulanmaması durumlarda da yaratabileceği tehlikeler sentezlenerek ortaya konulmaya çalışılmıştır.
3. Oturumdan notlar: Doç. Dr. Ramazan Muslu (Bingöllü Halidi Şeyh Ahmed El Cabakcuri)
Seyyid Ahmed Çapakçûrî, 1246/1830'da Bitlis Vilâyeti'ne bağlı Çapakçur (Bingöl) kazasının Kür (Dikme) köyünde dünyaya geldi. Aslen Bağdatlı bir aileye mensuptur. Babasının adı Seyyid Muhammed Şemseddin, dedesinin ki ise Abdülhamid'dir. Çapakçûrî, on iki yaşına kadar köyde koyun otlatmakla vakit geçirdi. Onun ilim öğrenmeye hevesli olduğu halde bir medreseye gidemediği için üzüldüğü ve hatta koyun otlatırken karşılaştığı bir zâtın kendisini “Allah Teâlâ seni ilim erbâbı eylesin” diye duâ ederek teselli ettiği rivayet edilir.
Sonuç olarak nâzik bir irşat üslûbu benimseyen Çapakçûrî'nin halk tarafından saygı duyulan ve kendisine danışılan bir şahsiyet olarak bölgede birleştirici bir rol üstlendiğini söyleyebiliriz.
Yrd. Doç. Dr. Abdulhakim Koçin (Şiir Sanatında Bingöl)
Tolstoy, sıkıntı sürecinde olgunlaşan, düşünceyle yoğunlaşan, emekle hazırlanan ve en iyiyi vermeyi amaçlayan faaliyetin sanat olduğunu belirtir. Bilindiği üzere şiir de bir gönül ve akıl faaliyetidir. İşte Bingöl adına yazılmış bazı şiirler; Bingöl çobanları, Kalbimde yeriniz var, Bingöl'de bahar, Evvel bahar, Yaz ayları gelende, Dağlar bizim dağlar, Zamanın ağzında, Doğu 1310, Kampana, Lokman hekimin sev dediği, Bingöl'lü çetin, Bingöl'e özlem, Hak'tan gelen basım gözüm üstüne, Ağlama Bingöl'üm…
Prof. Dr. Abdullah Bayram başkanlığında günün son oturumu olan ve saat 16:50'de başlayan 4. Oturum akademisyenleri ve tebliğ konuları şöyle gerçekleşti:
Doç. Dr. Ahmet Taşğın (Bingöl ve Çevresi Alevileri ), Yrd. Doç. Dr. Abdullah Taşkesen (Türk Toplumunda Ailenin Dünü ve Bugünü), Muhittin Özdemir (Bingöl'de Dini Hayatın Bir Parçası Olarak Mezhep Olgusu), Lamia Levent (Kutsalın Tezahür Biçimi ve Kutsalla Kurulan Bir İlişki Biçimi Olarak Ziyaret Fenomeni), Doç. Dr. İskender Oymak (Bingöl'de Misyonerlik Faaliyetleri)
4. Oturumdan notlar: Yrd. Doç. Dr. Abdullah Taşkesen (Türk Toplumunda Ailenin Dünü ve Bugünü)
Aile, hiç şüphesiz tarihsel süreçte her daim önemini koruyan bir olgu olmuştur. Aile, bireyler arasındaki yaşamsal bağları koruyan ve toplumsal gelişmenin de tetikleyicisi görevini üstlenmektedir. Her toplum tipinde, o toplumun özelliklerine bağlı olarak tüm kurumlarda farklılık olabileceği gibi aile yapısında da önemli farklılıklar görülmektedir. Geçmişten günümüze Türk aile yapısı, büyük değişimler geçirmiş olmasına rağmen, belli başlı karakteristiklerini, belirli dinamiklerini yitirmemiş, hatta günümüze kadar muhafaza etmiştir. Sosyologların ortak görüşlerine göre aileyi etkileyen fonksiyonlar.
Eğitim fonksiyonu, Kültür aktarımı fonksiyonu, Saygınlık fonksiyonu, Ekonomik işbirliği ya da iş bölümü fonksiyonu, Koruyucu fonksiyonu, Neslin sürdürülmesi ya da çocuk yapma fonksiyonu.
Muhittin Özdemir (Bingöl'de Dini Hayatın Bir Parçası Olarak Mezhep Olgusu)Bingöl'de dinî hayatın mezhep açısından incelenmesini konu edindiğimiz bu mütevazı çalışmamızda, nüfusun tümünün müslüman olduğu kentimizde halkın ibadet ve muamelat gibi konularda taklitte bulunduğu mezhebi, bu mezhebin bölgeye giriş tarihi ve seyri, kentin yerel eğitim kurumlarında okutulan temel eserler ve bu eserlerin özellikleri, kent insanının mezhep mensubiyetine paralel olarak ortaya çıkan problemler, bu problemlerin çözümü ve öneriler gibi konuları ele almaya çalışacağız.
Bingöl'ün mezhep yapısı: Bingöl'ün amelî mezhep yapısı ve şâfiî mezhebi
Bingöl halkının kahir ekseriyeti Sünnî ve Şâfiî'dir. Bingöl merkez ilçe ve köyleri, Genç ve Solhan ilçeleri, bir iki köy istisna ile Karlıova ilçesi tamamen Şâfiî'dir. Kiğı ilçesi ile bu ilçeden ayrılarak sonradan ilçe olan Adaklı, Yedisu ve Yayladere ilçeleri farklı mezhebe mensup insanlardan meydana gelip halkın az bir kısmını Hanefîler, önemli bir oranını Şâfiîler, diğer büyük oranını ise Ehl-i Sünnet dışında mütalaa edilen Alevîler oluşturmaktadır. Dolayısıyla kentin mezhep yapısının büyük çoğunluğunu Şâfiîler teşkil etmektedir. Bingöl halkının büyük çoğunluğu Şâfiî Mezhebine mensup olduğu için; araştırma konumuzu Şâfiî Mezhebi ile sınırlı tutmayı ve "mezhep olgusu" ifadesi ile bu mezhebin Bingöl'deki yansımasını incelemeyi yeğledik.
Din İşleri Uzmanı Lamia Levent (Kutsalın Tezahür Biçimi ve Kutsalla Kurulan Bir İlişki Biçimi Olarak Ziyaret Fenomeni)
Dilimizde birini veya bir yeri görmeye ya da gezmeye gitmek anlamına gelen ziyaret sözcüğü, Arapça “ziyaret” kelimesinden gelmekte olup, aynı manaya gelmektedir. Bu kelime daha çok dinî manada ibret almak için kabirleri, sevap kazanmak için de mübarek yerleri, akrabaları ve hastaları görmeyi ifade eder. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de ziyaret ile ilgili tek ayet,
[1] “ta kabirleri ziyaret ettiniz” şeklinde geçmektedir. Ziyaret fenomeni ülkemizin pek çok yerinde olduğu gibi Bingöl ve çevresinde de halk dindarlığının önemli bir göstergesi durumundadır.
Dün gerçekleşen Doç. Dr. Abdurrahman Acar başkanlığındaki Eğitim Çevre ve Gelenekler başlıklı ve saat 09:00'da başlayan 1. Oturum'un akademisyenleri ve tebliğ konuları ise şöyle gerçekleşti:
Yrd. Doç. Dr. Nusreddin Boleli (Kız Çocukların Eğitimi), Yrd. Doç. Dr. Şevket Alp (Bingöl ve Çevresindeki Çevre Sorunları ve Çözüm Önerileri), İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Hansu'nun konuşması, İl Çevre ve Orman Müdürü Bedrettin Taşkesen (Çevre Sorunlarımız ve Çözümüne Yönelik Bazı Öneriler), Abdurrahman Ensari (Bingöl'de Taziye Geleneği), Faruk Bozgöz (Çabakçur ve Civarının Osmanlı Eğitim Sistemindeki Yeri ve Arapça Eğitimi)
Aynı anda Prof. Dr. Hulusi Kılıç başkanlığında Sağlık, Sosyal Hizmetler, Engelliler başlıklı 2. Oturum akademisyenleri ve tebliğ konuları şöyle gerçekleşti:
İl Sosyal Hizmetler Müdürü Eflatun Şenyuva, Sosyal Hizmetler Uzmanı Gazi Ekici (Bingöl'de Sosyal Hizmetler ve Engellilerin Sorunu), Yrd. Doç. Dr. Naci Kula (İstenmedik ve Beklenmedik Olaylarla Karşılaşan Bireylere Moral ve Manevi Destek Depremzede ve Bedensel Engelliler Örneği), İl Sağlık Müdürü Köksal Hamzaoğlu (Bingöl'de Sağlık, Sorunlar, Hedefler)
Aynı saatlerde (10:40) Bedriye Korkankorkmaz bir şiir dinletisi sundu.
2. Oturumdan bazı notlar:
İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Hansu:
OKULÖNCESİ EĞİTİM:Zeka gelişiminin % 60'ının 0-6 yaş arasında tamamlandığını, Kişiliğin temelinin atıldığı kritik bir dönem olarak adlandırılan okul öncesi yıllarda verilen eğitimin, kendine güveninin arttığı bir dönemdir.İLKÖĞRETİM:İl genelinde 320 ilköğretim okulu, 9 YİBO, 8 PİO ve 1 Özel İlköğretim okulu olmak üzere toplam 338 okulda 20283 kız, 25384 erkek olmak üzere 45667 öğrenci öğrenim görmektedir. ORTAÖĞRETİM: İlimizde 16 si genel lise, 7 si meslek lisesi olmak üzere toplam 23 okulda 3062 kız, 5521 erkek olmak üzere toplam 8583 öğrenci öğrenim görmektedir. YAYGIN EĞİTİM: 2005-2006 öğretim yılında 1. ve 2. kademe 126 okuma-yazma kursu açılmış, bu kurslara 1305 kız, 975 erkek olmak üzere 2280 kursiyer katılmıştır.
İl Çevre ve Orman Müdürü Bedrettin Taşkesen (Çevre Sorunlarımız ve Çözümüne Yönelik Bazı Öneriler)
Çevre: İnsanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır. diye tanımlanır. İnsanın çevresiyle oluşturduğu doğal dengeyi meydana getiren zincirin halkalarında meydana gelen kopmalar zincirin tümünü etkileyip bu dengenin bozulmasına sebep olmakta ve çevresel sorunlar oluşmaktadır. Genelde olduğu gibi ilimizde de çevresel sorunlar dört grupta toplanabilir. Hava kirliliği, Su kirliliği, Su ve atıksu yönetiminde çözüm önerileri, Toprak kirliliği ve Gürültü kirliliği…
Prof. Dr. Aydın Girgin başkanlığında saat 10:30'da Tarım ve Hayvancılık başlıklı 3. Oturum akademisyenleri ve tebliğ konuları şöyle gerçekleşti:
Prof. Dr. Abdullah Bayram (Bingöl ve Organik Tarım), Doç. Dr. Galip Bakır (Bingöl Yöresinde Süt Sığırcılığı İşletmelerinde Uygulanabilir Barınak Projelerinin Geliştirilmesi), Aziz Oğuzhan Karaman (Bingöl'ün Tarımsal Yapısı Sorunları ve Çözüm Hedefler), Doç. Dr. Eşref Taş (Bingöl İlinin Maden ve Enerji Kaynakları), Doğan Karasu (Bingöl'de Hayvancılık)
Sempozyumun Bundan Sonra Bingöl İçin neler Yapılabilir başlıklı 4. ve son Değerlendirme Oturumunda, Abdullah Bayram, Selahattin Mollaoğlu, Doç. Dr. Eşref Taş ve Müslüm Ayyıldız birer değerlendirme konuşmaları yaptılar.
Sempozyum Doç. Dr. Mahfuz Söylemez'in teşekkür konuşması ile son buldu. Tüm akademisyenler düzenlenen Yüzenada gezisine katıldılar.
Bingöl Gazetesi